12.07.2015 Views

Şucaeddin Veli ve Velayetnamesi T.C. Eskişehir Valiliği

Şucaeddin Veli ve Velayetnamesi T.C. Eskişehir Valiliği

Şucaeddin Veli ve Velayetnamesi T.C. Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Dede, Şeyh, Ata, Baba vb.” kimlikler o derece etkilidir ki yazılı <strong>ve</strong>ya yazılı olmayanefsanelerde bütün Anadolu’nun fikri olarak bunlar tarafından fethedildiğini görürüz. Efsane <strong>ve</strong>menkıbe geleneği bazı olayları daha detaylandırmış <strong>ve</strong> kişileştirmiştir. Kişileştirmenin yanındaefsane ile gerçek birbirine karıştırılmış, bu karıştırma bilinçli olarak yapılmış bir karıştırmadır kibu ulu kimliklerin ardından insan topluluklarını sürüklemek <strong>ve</strong>ya bir yerde toplamak mümkünolabilmiştir. Örneğin, Timurlenk’i Anadolu’dan çıkaran kişi Şeyh Şucâ’’dır. Bursa’yı GeyikliBaba, İstanbul’u ise Yavdud Baba fethetmiştir.Bunun yanında yine Velâyetnâmede görüldüğü üzere eski Türk geleneğine uygun olarak“Yer” <strong>ve</strong> “Gök” e dua etmeyi ibadetlerinin bir parçası haline getirmişlerdir. Yatırlar, evliyalar <strong>ve</strong>bereket gülbanklarında görüldüğü gibi dualarında “Allah <strong>ve</strong> Erenler” eşit ağırlıklı olarak <strong>ve</strong>yanyana yeralmaktadır. Bununla birlikte “Cennet” <strong>ve</strong> “Cehennem” kavramları bile bu düşünceiçerisinde dünyevî bir anlam içerir.Kalenderi soylu olan Şucâ’eddin’in Velâyetnâmesi onun <strong>ve</strong> müridlerinin bu Kalenderiyaşantıyı halen sürdürdüğünün en önemli tanığı olarak görülebilir. Şöyle ki ; Ocaklılariçerisinde bazen öyle cerbezeliler, meczuplar bulunur ki, bunlar aynen eski şamanların halleriniyaşayarak <strong>ve</strong> onların tavırlarını takınarak diyar diyar dolaşırlar. Her fırsatta bir takım sihrîtörenler icra ederler. Bunlar fakir, derviş kılıklı kişilerdir. Üzerlerine eşya parçaları <strong>ve</strong>ya tus’larasarlar. Ellerinde bir boynuz <strong>ve</strong> garip bir kıyafet ile göğsü bağrı açık olarak dolaşırlar. Bazılarıdağ kovuklarında yaşar. Gerektiğinde cinleri toplayarak hastaları tedavi ederler. Şamanlar gibifal bakarlar, gaibten haberler <strong>ve</strong>rirler. Bunlar içerisinde Allah ile kavga edenler <strong>ve</strong> onun görev<strong>ve</strong> selahiyetine şamanlar gibi müdahale edenler de bulunur.Vilâyetnâmede işlenen önemli bir menkıbe <strong>ve</strong> kült “kemiklerden tekrar dirilme”olarak karşımıza çıkar. Kemik, çok eski çağlardan beri insan <strong>ve</strong> hayvan vücudunun en devamlıunsuru olarak görülmüştür. Bazı kavimlerdeki inançlara göre, ölümsüz olan ruh, kemiklerdebulunmaktadır. Bu nedenledir ki, aralarında Türklerin, Moğolların, Finoğurlar <strong>ve</strong> Laponlarınbulunduğu bazı kavimlerde kemik, saygı duyulan bir nesne olarak görülmüş, avlanan hayvanlarıneti yendikten sonra kemikleri titizlikle korunmuştur. Bu düşüncenin temelinde, yeniden dirilişinkemikler sayesinde meydana geleceğine dair olan inanç yatmaktadır. Şamanizmde iskeletin biranlamda yaratılıştaki ilk duruma dönüş kabul edildiği görülmektedir. Bu düşüncenin izleriniŞucâ’eddin menkıbesinde de görmek mümkündür. Bektaşi menkıbelerinden nakledilen bumenkıbede kemiklerden yeniden dirilme inancı açık bir biçimde dile getirilmektedir. MartinVon Brunessen, Bektaşilerdeki bu inancın aynen İran’da Ehl-i Hak Kürtler arasında da çokyaygın olduğunu belirtmektedir. Kemiklerden yeniden dirilme inancına ait örneklerin yanındaönemli bir diğer olgu da tenâsüh inancıdır. Velâyetnâme-i Sultan Şücâeddîn’de tenâsühinancını yansıtan iki tipik menkıbe bulunmaktadır. İlkinde ; Sultan bir gün abdallarıyla birlikteotururken onlara şöyle der : “Pirler Seyyid Gazi donunda iken burada peltek dillü kardaşlar ile180

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!