etti. Babâî isyanından sonra dağılan Çat köyü zaviyesinin yerini, Moğol hakimiyeti dönemindeortaya çıkan iki yeni zaviye aldı. Şeyh Edebali tarafından kurulan bu iki zaviyeden birincisiSulucakarahöyük’te, ikincisi örnek Larende (Karaman), sonra Bilecik’te bulunuyordu. Bu ikiVefai zaviyesine, Kırşehir’de bizzat Baba İlyas’ın en küçük oğlu Muhlis Paşa tarafından kurulanzaviyeyi de eklemek gerekir 216 .Hacı Bektaş <strong>Veli</strong>, Baba İlyas’a intisap etmeden önce aslında bir Haydari dervişi olduğuiçin, Sulucakarahöyük’teki zaviyesinde bu yön ağırlıkta olmuş <strong>ve</strong> bir müddet sonra bu zaviye birHaydari zaviyesi niteliğine bürünmüştür. Nitekim bu zaviye yetişen <strong>ve</strong> sonra buradan ayrılarakOsmanlı topraklarına giden Abdal Musa da artık bir Haydari dervişi olmuştur. Anadolu’dahalk Kalenderîliği denilince özellikle Haydariliği <strong>ve</strong> Vefailiği de düşünmek gerekmektedir 217 .Dönemin kaynakları bu kimlikler hakkında farklı düşünceler sergilemektedir. ÖrneğinEflaki’nin Mevlana ile yakın ilişki içinde gösterip kendilerinden iyi bir dille bahsettiği Ebubekr-iNiksar-i Cavlaki, Şeyh Ömer-i Girihi, Hacı Mübarek-i Haydari <strong>ve</strong> müridleri için Muhammedb. El-Hatib aynı düşünceleri taşımamaktadır. İbnü’l-Hatib’e göre Kalenderîler asla makbulkişiler değildir. Onlar aşağılık bir topluluk olup, küstah, utanma bilmez varlıklardır. Onlarİslamiyet dairesinden değildirler. Bunlar mescidlerde köpekleri ile birlikte düşüp kalkmakta,fısk-ı fücur işlemekte, afyon çekip afyon içmektedirler. Mescidlere ahır adını takıp, ibadetedenleri aşağılamakta, kendileri ibadet etmemekle övünmektedirler 218 .Bunlardan başka, bir Mevlevi kaynağı olan Menakıb-ı Sipehsalar’da Buzağu Babaadındaki Türkmen şeyhinden söz edilmektedir. Cinlerle teması olduğu <strong>ve</strong> gelecekten haberler<strong>ve</strong>rdiği kaydedilen, Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan’ın da dikkatini çeken bu kişinin 219 birKalenderî şeyhi olması kuv<strong>ve</strong>tle muhtemeldir.Anadolu Selçukluları döneminde Kalenderîlerin yalnızca Konya <strong>ve</strong> çevresindedeğil, Orta <strong>ve</strong> Güney Doğu Anadolu’da da önemli bir sayıda bulunduklarını söylemek yanlışolmayacakıtır. Baba İlyas-ı Horasani önderliğinde karakterize edilen, Selçuklu yönetimine karşı1240 tarihinde girişilen başkaldırı da Kalenderîlerin önemli bir rol oynadıkları bilinmektedir.Bunun yanında Moğolların olumsuz tavırlarını değiştirmek amacıyla onlarlaittifak yapan ilk Kalenderî şeyhi Halil b. Bedrüddin el-Kürdi olmuştur. Halil, Türkmenlerekarşı Moğollarla birlikte savaşlara katılmış, Türkmenler tarafından yakalanarak maiyyeti <strong>ve</strong>birlikte idam edilmiştir. Bunun yanında Moğollarla ilişki kuran Anadolu’da Osmanlı öncesiKalenderîliğine damgasını vurmuş Aybek Baba <strong>ve</strong> Barak Baba adlı iki Türk şeyhi de çok önemli216. Vefailik için bkz. A.Y.Ocak, La Revolte de Baba Resul ou la Formation de l’Heterodoxie Musulmane en Anatolie au XllleSiecle, Ankara, 1989, s.53-56.217. A. Y. Ocak, a.g.e., s. 65.218. Muhammed b. El-Hatib, Fustatu’l-Adale fi Kavaidi’s-Saltana, M.F.Köprülü Armağan, Nşr.: O.Turan, İstanbul, 1953, s.555,556,560,561.219. Feridun b. Ahmed Sipehsalar, Menakıb-ı Sipehsalar (Menakıb-ı Mevhana Celalu’d-Din-i Rumi), Çev.: Ahmed Avni,İstanbul, 1331, s.85.69
kimliklerdir. Tanrının insan vücuduna girerek onunla bütünleştiğini savunduklarından birçokcezaya çarptırılmışlardır 220 .Meselenin burasında halk Kalenderîliğinin yanında coşkun bir vahdet-i vücud anlayışınadayanan ince, estetik <strong>ve</strong> yüksek seviyede bir Kalenderîlik anlayışı karşımıza çıkmaktadır.Kalenderîliğin yüksek seviyedeki kesimini, bu kesime mensup bazı mütefekkirsufilerin zamanımıza bıraktıkları eserler sayesinde tanıma olanağını bulmaktayız. Bu zümreyedahil Kalenderîlerin yaşamları yine seyahatle geçmekle birlikte, diğerleri gibi acaip kıyafetlerledolaşan, afyon çekip afyon kullanan köy köy dilenerek mezarlıklarda yatıp kalkan kişilerolmadıklarını belirtmek gerekmektedir. Yukarıda zikrettiğimiz olgunun en önemli kimlikleriolarak da Mevlana’nın şeyhi Şems-i Tebrizi, Şeyh Evhadüddin-i Kirmani <strong>ve</strong> Şeyh Fahrüddin-iIraki görülmektedir 221 .Osmanlı Devleti’nin kuruluş aşamasında Kalenderîlere baktığımızda; Aşıkpaşazade’nintanımlaması ile, bu dönemde Anadolu’da dört tayife vardır. Bunlar; Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-ıRum, Abdalan-ı Rum <strong>ve</strong> Baciyan-ı Rum’dur 222 . İşte bizi burada Abdalan-ı Rum <strong>ve</strong>ya Rumabdalları 223 adıyla anılan zümre ilgilendirmektedir. F. Köprülü bu zümrenin 1240 tarihindeyaşanan Babâî isyanının yoğurduğu, çoğu Kalenderîlerden bir kısmı da Haydari <strong>ve</strong> Yesevilerdenoluşan bir zümre olduğu sonucuna ulaşırken 224 , A. Gölpınarlı ise, Abdalan-ı Rum’un Kalenderîler<strong>ve</strong> Bektaşilere benzeyen ayrı bir tarikat mensubu olması gerektiğini vurgulamaktadır 225 .Gölpınarlı da Mevlana gibi Kalenderîleri Abdalan-ı Rum’dan ayrı tasnif ederek,Mevlana’nın eserinde birçok yerde bu Abdalları yerdiğini 226 kaydetmektedir; Gölpınarlı,Mevlana’nın şeyh geçinenleri kınadığını, davullu, bayraklı ham kişiler sözünü kullanarakhem kendilerini manevi alemin padişahı saydıklarını kastetmekte, hem de Abdalan-ı Rum,Kalenderîler, Haydariler, Camiler gibi Batıni inançlar güden bayraklarla, kudümlerle, davullarlagezen, yollarını yayan gezginci dervişleri anlattığını, bunların şeyhlik lafını aleme yaydıklarını,kendilerini Bayezid gösterdiklerini, Hakka ulaştıklarını sandıklarını, adeta kendi kendilerinegelin gü<strong>ve</strong>y olduklarını acı bir dille kınadığını belirtmektedir 227 .220. İbnü’l-Fu<strong>ve</strong>ti, El-Havadisu’l-Camia, Nşr.: Muhammed Cevad, Bağdad, 1951, s.343; O.Turan, Doğu Anadolu Türk DevletleriTarihi, İstanbul, 1973, s.226,227; Aybek <strong>ve</strong> Barak Baba hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. A.Y.Ocak, La Revolte de Baba Resul oula Formation de l’Heterodoxie Musulmane en Anatolie au Xllle Siecle, Ankara, 1989, s.67-74.221. A.Y.Ocak, La Revolte de Baba Resul ou la Formation de l’Heterodoxie Musulmane en Anatolie au Xllle Siecle, Ankara,1989, s.75.222. Aşıkpaşazade, Aşıkpaşazade Tarihi, Nşr.: Ali Beğ, İstanbul, 1332, s.205.223. Mevlana, “Abdal”ı; nefsine ruhunu, benliğine, bencilliğine toplumculuğu bedel etmiş erler olarak görmektedir (A.Gölpınarlı,Mesnevi <strong>ve</strong> Şerhi, C. II., İstanbul, 1974, s.152).224. M.F.Köprülü, “Anadolu’da İslamiyet”, DEFM, S. IV, İstanbul, 1338, s. 401-405.225. A.Gölpınarlı, Yunus Emre <strong>ve</strong> Tasavvuf, İstanbul, 1961, s.47.226. “Beyt: 2553-2555: Hani şu davullu, bayraklı ham kişiler gibi; yokluk yoluna ulaklarız biz derler. Şeyhlik lafını dünyayayaymışlardır; kendilerini Beyazid gösterirler. Kendi Kendilerine Hakka ulaşmışlar, dava yurdunda meclis kurmuşlardır.”(A.Gölpınarlı, a.g.e., s. 393).227. A.Gölpınarlı, Yunus Emre <strong>ve</strong> Tasavvuf, İstanbul, 1961, s.401-402; ayrıca bkz. Vahidi, Menakıb-ı Hace-i Cihan <strong>ve</strong> Netice-iCan, İstanbul, Üniv. Kütüp. Türkçe Yazmalar Böl. No.: 9504, s.18a, 59b.70
- Page 3 and 4:
YAĞMUR SAYKalenderî, Alevi ve Bek
- Page 8 and 9:
GİRİŞŞUCÂ’EDDÎN VELÎDÜŞ
- Page 10 and 11:
sık sık zorluklar da çıkarırla
- Page 12:
etkisi, Kayı Beyi Ertuğrul Gazi
- Page 16 and 17:
ı. BÖLÜMİNSÂNÎ TEMEL15
- Page 18 and 19:
olup, 619 yılında Amasya valisi o
- Page 20 and 21: Sultan Şücâ’ sadece Şeyh ya d
- Page 22 and 23: Mehmet Demirtaş Dede’nin görü
- Page 24 and 25: için birlikte çalışma yapmışl
- Page 26 and 27: Velâyet kavramı, birçok İslam d
- Page 28 and 29: Velî, olağanüstü ruhani güçle
- Page 30 and 31: Bu üstün ve mistik güçlerle don
- Page 32 and 33: eddeden gündelik yaşamdaki insan,
- Page 34 and 35: Velâyetnâme ise Hacı Bektaş’
- Page 36 and 37: Baba İlyas ile ilişkileri ve Sulu
- Page 38 and 39: Velâyetnâme’de Sultan Şucâ’
- Page 40 and 41: Üryan Şücâ’iler olarak tanın
- Page 42 and 43: Velâyetnâme’deki bazı kelime v
- Page 44 and 45: olunan bütün büyük velilerin be
- Page 46 and 47: arış zamanlarında ise barış ve
- Page 48 and 49: geleneği ise Hacı Bektaş’a ba
- Page 50: elirtmektedir 150 . Tabii ki bütü
- Page 53 and 54: A- Sultan Şucâ’eddîn külliye
- Page 55 and 56: aşka Şücâ’a ait bir türbe Ko
- Page 58 and 59: ııı. BÖLÜMKÜLTE KONU OLAN Dİ
- Page 60 and 61: Gerçekten de kabine içindeki çı
- Page 62 and 63: Henüz kaynağı üzerinde kesin bi
- Page 64 and 65: Abbasi İmparatorluğu’ndaki Meva
- Page 66 and 67: Melameti şeyhleri arasında aramak
- Page 68 and 69: Celladın kılıcını bütün güc
- Page 72 and 73: Elvan Çelebi eserinde; Baba İlyas
- Page 75 and 76: Otman Baba ve abdallarının Balkan
- Page 78 and 79: gelmesine sebep olmuşlardı 263 .
- Page 80 and 81: Hindistan, Irak, Suriye, Orta-Asya
- Page 82 and 83: Kurban Bayramı’ndaki büyük ây
- Page 84 and 85: savurmaktadır. Bu sebeple hiç bir
- Page 86 and 87: Bektaşi hareketi Osmanlı İmparat
- Page 88: I. Murad devrinin (1421-1451) ünl
- Page 91 and 92: A- İnsânî Öge ve HiyerarşiTekk
- Page 93 and 94: Fatih devrine ait vakıf defterinde
- Page 95 and 96: Bununla beraber, İran savaşların
- Page 97 and 98: Pazar ödentileri kurumun asıl gel
- Page 100 and 101: V. BÖLÜMŞUCÂ’EDDÎN VELÎVEL
- Page 102 and 103: -“Şol derviş senin evine varub
- Page 104 and 105: -“Yedirsin”, didi.Çam ağacın
- Page 107 and 108: Ol aradan çekilüb asılmaya mağa
- Page 109: Ol yer bir virâne susuz kır idi.
- Page 114 and 115: Pes Sultan geçtikden sonra ol pın
- Page 116 and 117: Pes Sultan sağ yanına nazar itdi.
- Page 118 and 119: Eyitdiler:-“Kırkkavak’da ardı
- Page 120 and 121:
Abdal Mehmed dahi Bursa şehrine gi
- Page 122 and 123:
Böyle diyicek Laçinoğlu’nun g
- Page 124 and 125:
Sayfa 22ve Seyyid Nesimi Baba, Kayg
- Page 126 and 127:
Sayfa 24Odun katı tutdı. Döküld
- Page 128 and 129:
Sayfa 26vezirleri hükm verdiler ki
- Page 130 and 131:
-“Alın köçegüm, ol kardaşın
- Page 132 and 133:
didiler.-“Bize gelmez oldun, kull
- Page 134 and 135:
Dinleyenler evliyâ sırrın duyaG
- Page 136 and 137:
Olaki hükmin yüride gir vâr iseE
- Page 138 and 139:
Evliyânın hükmine kimler ereOl s
- Page 140 and 141:
Sayfa 36Didi Yâ Sultan Şüca’ s
- Page 142 and 143:
Ânâ istikbâl idevüz o yavuzOl d
- Page 144 and 145:
Yakun iş bu ni’meti birkaç yere
- Page 146 and 147:
Her ne yük girse eline samutununÇ
- Page 148 and 149:
Didi varın digün imdi köçegümT
- Page 150 and 151:
Yine gördiler kim bir kişi gelür
- Page 152 and 153:
Merd-i bîrân-ı tarikat Şâh-ı
- Page 154 and 155:
Vı. BÖLÜMŞUCÂ’EDDÎN VELÎVE
- Page 156 and 157:
155
- Page 158 and 159:
157
- Page 160 and 161:
159
- Page 162 and 163:
161
- Page 164 and 165:
163
- Page 166 and 167:
165
- Page 168 and 169:
167
- Page 170 and 171:
169
- Page 172 and 173:
171
- Page 174 and 175:
173
- Page 176 and 177:
175
- Page 178 and 179:
SONUÇKaynaklarda Şucâ’eddîn h
- Page 180 and 181:
iri olarak medresesinde ders okuttu
- Page 182 and 183:
kapışur iken pirlerün şunda bir
- Page 184 and 185:
KAYNAKÇA1. Ahmed Eflaki, Menâkıb
- Page 186 and 187:
59. Gökbilgin M.T., Edirne ve Paş
- Page 188 and 189:
122. Ocak A. Y., “Zaviyeler”, V
- Page 190 and 191:
BELGELER, DEFTERLER ve TASNİFLER1.
- Page 192 and 193:
Ek 1 : FOTOĞRAFLAR191
- Page 194 and 195:
Şucâ’eddîn Velî külliyesi (G
- Page 196 and 197:
Cemevi (Semâhane) GirişFırınAş
- Page 198 and 199:
Çerağkülliye İçi Tavan Süslem
- Page 200 and 201:
Tavan SüslemeleriDuvar Süslemeler
- Page 202 and 203:
Tavan SüslemeleriCemevi (Semâhane
- Page 204 and 205:
Ek 2 : HARİTALAR203
- Page 206 and 207:
205
- Page 208 and 209:
207
- Page 210 and 211:
209
- Page 212 and 213:
211
- Page 214 and 215:
Ek 3 : MİNYATÜRLER213
- Page 216 and 217:
Eskişehir ( Matrakçı Nasuh )215
- Page 218 and 219:
kalenderi Dervişler217