Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2. Ünite - Osmanl› Devletinde Ça¤dafllaflma<br />
Düzenleyici akl›n k›ld›¤› “tedbir (denetleyici seçicilik, etkin yönlendirme) ile<br />
“dilin iradesi” (gönlün istekleri, yöneliflleri)ndeki rastlant›sall›¤› ortadan kald›rmas›,<br />
“akla uygunluk” gibi yeni ve modernizmin bir ölçütünü de gündeme getirecektir.<br />
fiinasi’yi takip eden Tanzimat ayd›nlar›, bu tarihlerden itibaren gerçe¤in benimsenmesinde<br />
“akla uygunluk ilkesi”ni bir düstur olarak kabul edeceklerdir. Bütün<br />
bu düflüncelerde, Auguste Comte’ün pozitivist dünya görüflü ile flekillendirdi-<br />
¤i ‹nsanl›k Dini (Religion de l’humanite)’ne ait tasar›lardan izdüflümler görmek<br />
mümkündür. Comte, rasyonel bir toplum düzeni kurmak için; “toplumlar›n ilerleme<br />
ülküsü” ile “geleneksel otorite” gibi iki ayr› kutuptaki düflünceyi uzlaflt›rmak,<br />
birlefltirmek çabas›nda idi. Pozitif bilimler, bu “yap›c›” birleflimde temel araç olacakt›.<br />
Zira Comte’a göre, “bunal›ml› toplumlar, düzeni (ordre) sa¤layamadan ilerleme<br />
(progres) kaydedemezlerdi.” Do¤rusu Osmanl› toplumu için düzeni sa¤lamak<br />
da, ilerlemek de yaflamsal öneme sahip temel iki sorundu. Ama ne yaz›k ki<br />
fiinasi ve di¤er modernist öncüler, bu sorunlara iflaret edecek; fakat derin ve köklü<br />
çözüm önerileri sunamayacaklard›. Bunun için sosyo-kültürel zeminin haz›rlanmas›<br />
kadar, radikal dönüflümleri kitle deste¤i ile yapabilecek büyük devrimciler de<br />
gerekliydi.<br />
fiinasi’nin modernist ba¤lamdaki öncü kiflili¤ini tamamlayan en önemli görüfllerinden<br />
birisi de varoluflçu düflünürlerin “insan kendi kendini seçer” ifadesine çok<br />
yak›n bir biçimde söyledi¤i<br />
“Kader dedikleri halk›n murad-› hakt›r kim<br />
Ezelde etti bizi her umurda tahyir”<br />
beytinde yatar. “Tahyir” sözcü¤ü, bizi fiinasi’nin kasidesindeki düflünsel özgünlü-<br />
¤e tafl›yan açar sözcüktür. Ferit Devellio¤lu lügati tahyir’i; “birini, iki fleyden birini<br />
seçmek durumunda b›rakma, istedi¤ini seçmeyi teklif etme” fleklinde tan›mlar.<br />
Yani “kader” denilen fley, insan›n seçiflleri, tercihleri ve gayretleridir. Tanr›, seçimlerimizde<br />
bizi ezelden beri serbest b›rakm›flt›r. Seçimleriyle bafl bafla kalan insan,<br />
kendini, nas›l yapmak istiyorsa öyle olur. ‹leriye yönelik tasar›mlar› ve seçiflleri ile<br />
gelece¤ini biçimlendiren insan, dolay›s›yla “kader”ini de bir bak›ma kendi belirler.<br />
Bu durum, insan› sorumluluklar›n› üstlenmeye ve kendisi ile olgular dünyas›n› daha<br />
analitik bir düzeyde de¤erlendirmeye yöneltir. ‹nsan, seçtiklerinden sorumludur.<br />
fiinasi’nin teslimiyetçi ve külli bir “kader” anlay›fl› yerine; daha ak›lc› bir anlay›fla<br />
yönelmesi, bireyin seçiflleriyle gelece¤ini ve kendini kurdu¤unu söylemesi, oldukça<br />
düflündürücüdür. Zira devrinde kainat› sorgulayan, araflt›ran gözlerle seyretmek<br />
yerine “hayretle seyretmek” ve bulunan her fleyi, peflinen Tanr›’n›n bir delili<br />
sayma düflüncesi hâkimdir. Oysa fiinasi, Tanr›’n›n bile ak›lla kavranmas› gereken<br />
bir de¤er oldu¤una inan›r:<br />
“Vahdet-i zat›na akl›mca flehadet laz›m<br />
Can u gönlümle münacat ü ibadet laz›m”<br />
fiinasi’nin Münacat’› incelendi¤inde; bütün bir fliirin bu iki dizeyi söylemek için<br />
kuruldu¤unu görürüz. fiinasi burada, peflin kabullerin ötesinde soran, elefltiren ve<br />
ikna edilmeyi bekleyen bir zihin olarak karfl›m›za ç›kar. Tanr›, e¤er yüksek bir içtenlik<br />
de¤eri ise insan›n onu akl›yla da kavramas›, aklen de inanm›fl olmas› kadar<br />
do¤al ne olabilir. Fakat fiinasi, Tanr›’n›n sorgusuz kabul edilmesine pek ikna olmad›¤›n›<br />
gösteren bu düflüncesini bir kötülük esintisi gibi sayar ve içine düfltü¤ü günah<br />
psikozuyla, bütün bir fliir boyunca özür dilemeye çal›fl›r:<br />
“Ne dedim tövbeler olsun bu da fi’l-i flerdir<br />
Benim özrüm günehimden iki kat bed-terdir.<br />
(...)<br />
23<br />
Comte’a göre, “bunal›ml›<br />
toplumlar, düzeni (ordre)<br />
sa¤layamadan ilerleme<br />
(progres) kaydedemezlerdi.”<br />
fiinasi’yi takip eden<br />
Tanzimat ayd›nlar›, gerçe¤in<br />
benimsenmesinde “akla<br />
uygunluk ilkesi”ni bir düstur<br />
olarak kabul edeceklerdir.