07.01.2013 Views

tanz‹mat dönem‹ türk edeb‹yatı-ı

tanz‹mat dönem‹ türk edeb‹yatı-ı

tanz‹mat dönem‹ türk edeb‹yatı-ı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1. Ünite - Tanzimat Edebiyat›n›n Kültürel Arka-Plan›<br />

tamda asla yaflama olana¤› bulamazlard›. ‹flte 19. yüzy›l, sistematik bir biçimde geliflerek<br />

yay›lan bireyci, ulusçu, ak›lc› ak›mlar›n yaratt›¤› somut de¤iflimlerin yan› s›ra;<br />

sanayileflen uluslar›n ekonomik pazar edinme çabalar› ve yeni dünya düzeniyle<br />

iyice artan sömürgecilik faaliyetlerinin de as›l meyvelerini verdi¤i bir paylafl›m<br />

ça¤›n›n ad› oldu.<br />

OSMANLI’NIN GENEL DURUMU VE SURDAK‹ GED‹K,<br />

GÜVEN SENDROMU<br />

1299 y›l›nda küçük bir beylik olarak ortaya ç›kan Osmanl› Devleti, dinamik bir yaflam<br />

alg›lamas›na sahipti. Geleneksel de¤er ve kurumlar›n›n özüne zarar vermeden,<br />

karfl›laflt›¤› toplum ve devletlerin kurumsal deneyimlerinden istifadeye her zaman<br />

aç›kt›.<br />

Orta Asya’dan akan göç dalgalar› ile beslenen, yenilenen bu genç at›l›m hamlesinin,<br />

geçmiflte Roma ve Bizans gibi büyük devletlerin kurumsallaflm›fl idari ve siyasi<br />

birikimlerine önem vermesi ve bu deneyimlerden özünü kaybetmeden rasyonel<br />

bir biçimde yararlanmas›; ona, do¤udan gelen Mo¤ol ve Timur ordular› gibi iki<br />

büyük y›k›m kas›rgas›na ra¤men üç k›tada adil ve hâkim bir devlet yap›s› kurarak<br />

‹mparatorluk düzeyine ulaflma imtiyaz› kazand›racakt›.<br />

16. yüzy›l›n sonlar›na kadar birçok yönüyle Avrupa’dan üstün bir yönetim ve<br />

kurumlar düzene¤ine sahip olan Osmanl› Devleti, Bat›’daki geliflme ve de¤iflmeleri;<br />

diplomatlar, seyyahlar, tacirler, muhtediler, mülteciler (s›¤›nmac›lar) arac›l›¤›yla<br />

sistematik bir tutarl›l›kla de¤il ama seçici bir dikkatle yakinen ve zaman›nda takip<br />

etmekte idi. Bernard Lewis’nin ifadesiyle; 14. yüzy›lda ateflli silahlarla tan›flm›fl ve<br />

15. yüzy›lda sahra toplar›n›n baflar›lar›na özellikle II. Kosova Savafllar›nda (1448)<br />

tan›k olmufl Türkler, askerî yenilikler ve harp teknolojisi baflta olmak üzere; haritac›l›k,<br />

maden iflletmecili¤i, eczac›l›k ve t›p gibi konularda bilgi edinmek için sürekli<br />

gayret gösteriyor ve edindi¤i bilgileri çok verimli bir biçimde kullanabiliyordu.<br />

Fatih Sultan Mehmet’in ‹talyan ressam Gentile Bellini’yi ‹stanbul’a davet<br />

ederek portresini yapt›rmas›, Venedik’ten bronz döküm ve k›l›ç k›n› ustalar›n›n getirtilmesi;<br />

onu takip eden sultanlar›n ayn› flekilde S›rbistan, Macaristan ve Polonya,<br />

geç dönemde de ‹talya, Almanya ve Fransa’dan top döküm ustalar›, topçu subaylar<br />

ve mühendislerin getirtilerek onlardan yararlan›lmas›, Osmanl›’n›n k›smi de olsa<br />

Bat›’ya aç›k yönlerini vurgular. 17. yüzy›ldan itibaren uzun bir süre kesintiye u¤rayan<br />

bilgiye ulaflmadaki bu seçici ve ifllevsel tav›r, yenileflme çabalar›n›n görüldü-<br />

¤ü 19. yüzy›lda, bir aray›fl olarak yeniden gündeme gelecek ve bu ihtiyaç biraz olsun<br />

göçmenler ve mülteciler taraf›ndan karfl›lanacakt›. Özellikle 1849’da ülkemize<br />

s›¤›nan Polonya-Macar mültecileri, yaln›zca Osmanl› ordusuna de¤il, sivil bürokrasisine<br />

ve kültür hayat›na da çok yararl› hizmetlerde bulunacaklard›.<br />

Ancak yaflam, t›pk› Osmanl›’n›n kurulufl ruhundaki gibi dinamik bir süreçti ve<br />

bu süreç köklü, ciddi, sürekli de¤iflim ve geliflim diyalekti¤i üzerinde ifllemekte idi.<br />

Osmanl›’n›n as›l ç›kmaz›, 16. yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren askeri, ilmi ve iktisadi<br />

sahalarda bozulan kurumlar›na yeni bir dinamizm kazand›racak yenilik hamlesini<br />

bir türlü yapamay›fl›nda, daha da kötüsü, böyle bir hamlenin gereksizli¤ine inan›r<br />

hale gelmesinde yatmaktayd›. Özellikle Osmanl› ayd›n ve idarecilerinin böylesine<br />

bir problem yitimine u¤ramalar› ve dünyaya bak›fllar›ndaki daralman›n elbette birçok<br />

nedenleri vard›. Bunlar›n en bafl›nda gelen ve flüphesiz en ac›mas›z olan›; yaklafl›k<br />

dört yüz y›ll›k mutlak bir dünya hâkimiyetinin oluflturdu¤u afl›r› kendine güven<br />

duygusu idi. Bu afl›r› güven duygusu, onu kayg›dan uzaklaflt›rarak savunma ve<br />

güvenlik reflekslerinin zay›flamas›na ve bir süre sonra da felç olmas›na neden olacakt›.<br />

Oysa kayg›, ontolojik anlamda insan› kuran bir itkidir; bireyin ve toplumlar›n<br />

gelece¤ini biçimlendirir. Kayg›lar›n› yitiren birey ve toplumlar, gelecek tasar›mlar›n›<br />

da yitirirler.<br />

5<br />

Fatih Sultan Mehmet<br />

Kaynak: Bellini 25 Kas›m<br />

1480 http: tr. wikipedia. org/<br />

wiki Gentile-Bellini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!