DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR, EKONOMİK BÜYÜMEYE ...
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR, EKONOMİK BÜYÜMEYE ...
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR, EKONOMİK BÜYÜMEYE ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
BİRİNCİ BÖLÜM<br />
GİRİŞ<br />
Dünya tarihi boyunca insanoğlu, yaşadığı bölge dışında alanlarda üretim,<br />
tüketim ve ticaret aktivitelerinde bulunmuştur. Bu yönelim özellikle kapitalist<br />
sistemin yayılmaya başladığı 12. yüzyıldan bu yana artış göstermiştir. Bu yüzyıllarda<br />
ticaret ve üretim yapıp farklı bölgelere satış yapan tüccar ve üreticiler bugünkü<br />
küresel üretim ağına sahip işletmelerin ataları niteliğindedirler. 1. Dünya Savaşı ve<br />
ardından gelen 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş’ı takiben artan küreselleşme veya<br />
ekonomik serbestleşme sonucu yabancı sermaye akımları büyük artışlar göstermiştir.<br />
Bu süreçte öncelikle ticaret artmış, sonrasında sermaye küreselleşmiş ve nihayetinde<br />
de üretim küresel hale gelmiştir.<br />
1.1. Çalışmanın Önemi<br />
Coğrafi keşifler, bu olanaktan faydalanabilen ülkelere engin fırsatlar<br />
sunmuştur. Denizcilikte ileri olan ülkeler yeni yerler ve dolayısıyla kaynaklar ele<br />
geçirmişlerdir. Yeni yerler önceleri doğal kaynaklar bakımından fayda sağlarlarken,<br />
daha sonra üretim için işgücü ve tüketim için talep sağlamışlardır. Dolayısıyla<br />
coğrafi keşiflerden yararlanabilen ülkeler zamanla zenginleşmişler günümüzün<br />
gelişmiş ülkeleri (GÜ)yü oluşturmuşlardır. GÜ’ler coğrafi keşiflere sermayeyi ve<br />
üretimi küreselleştirerek devam etmişlerdir.<br />
Bu küreselleşme hareketi gelişmiş ülkelere daha fazla refah getirirken,<br />
gelişmekte olan ülkeler (GOÜ)’ye de etkide bulunmuştur. Özellikle doğrudan<br />
yabancı sermaye (DYY) çekemeyen GOÜ önceleri sermaye eksikliğini yüksek faiz<br />
ve düşük kur politikaları ile gidermeye çalışmışlardır. Bu yönelim yabancı<br />
sermayenin reel sektöre değil finans sektörüne kaymasına neden olmuş ve borç<br />
sorunu derinleşmiştir. Borçlanmadaki bu kriz 1980’lerde kendini finansal kriz olarak<br />
1