kaynakları Hunların kendilerine ait pipa, davul ve bir tür kaval gibi çalgılarının olduğunu açıkşekilde ifade etmektedir. 58 Maurice Courant, Çin’e Doğu Türkistan musiki makamlarınıgötürüp tanıtan bir Türk “pipa” çalıcısının, sarayda uyandırdığı takdir ve tartışmalarıyazılarında nakletmiştir. 59Uygur minyatürlerinde ud benzeri bir müzik aleti çalan müzisyenlere sık rastlanır. Buudlar, pipa çalgısına benzemektedirler ve Orta Doğu’daki Farabi “ud”larından farklılıkgöstermektedirler. Çin etkileri görülmekle birlikte, Uygur “ud”ları veya “pipa”ları burgubakımından Çin ve Japon “pipa”larından ayrılırlar. 60 , Uygur udları teknesi geniş ve dar olmak61üzere iki çeşittir. Aynı zamanda geleneksel pipa gibi dik değil, kucağa yatırılarakçalınmaktadırlar.Arp: Bugün Altaylarda bulunan, Hunlara ait ikinci Pazırık kurganının ilk safhasında,buzlar arasında bozulmadan günümüze gelen çeşitli malzemeler arasında harp benzeri birmüzik aletine ait parçalar bulunmuştur. 62 Ölen kişiye ait değerli eşyalar arasında bulunan buharp parçaları, hem Hunlarda müziğe verilen önemi işaret etmektedir hem de Hunların harpbenzeri bir aleti tanıdıklarını ortaya koymaktadır. Daha sonra Uygurlar döneminde de farklıbiçim ve büyüklüklerde arplar kullanıldığı bilinmektedir. Uygur arpları, Çin arpından farklıdırve daha sonraki İlhanlı ve Timur arplarının atası niteliğindedir. 63Boru (Borguy/Bur/Buğ/Nefir) ve Zurna (Yırağ)Hunlar döneminde sadece tuğ ve davul devletin simgesi iken, Göktürkler dönemindebunlara boru da katılmıştır. Tuğ takımının temellini oluşturan müzik aletlerinden olan borguy(boru) Türklerin sık kullandığı müzik aletlerinden birisidir.Uygurların resmi çalgıları ‘kövrük’ denilen altınlı davul ve altınlı boru idi. Bu altınlıdavul ve boru ile altınlı bayraklar (sancaklar) kağanlık simgeleriydi. 64 Türklerde altınlı davulve boru geleneği büyük önem taşır: “At saldı, karu vardı, kılıç vardı, gümbür gümbür davullarçalındı, burması altın borular çalındı….” 65Uygur bandolarının varlığını pek çok kaynakta belirtilmektedir. Uygur bandolarındadavul başta olmak üzere çeşitli boru ve farklı çalgıların bulunduğu bilinmektedir. 66 , 67Şahnay: Hun borusuna verilen isimdir.Hou Kya: M.Ö.II. yüzyılda, görevli olarak Türk âlemine yollanan bir Çin generalinindönüşünde, Türklerden alıp getirdiği çalgılarla sarayında bir müzik takımı kurdurup Türkmelodileri çaldırdığı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Bu müzik aletlerinin Hunlara aitolduğu, o çağın tarihçileri tarafından günlük saray kayıtlarına geçirilmiş bulunmaktadır. Busazlardan birinin “Hou Kya” adında, ileriden boynu dönük, üzerinde perde delikleri bulunanve müthiş sesiyle ün yapmış bir üflemeli çaldı olduğu yine aynı kayıtlardan anlaşılmaktadır. 68Doğu Göktürk Kağanı Ch’i-min’in kuzeni olan A-shih-na Chung’un 69 mezarında bulunan veShaan-hsi Müzesi’nde sergilenen bir resimde 70 görülen aletin, Hunlar zamanında kullanılan“Hou Kya” adı verilen ileriden boynu dönük üflemeli müzik aleti olması kuvvetlemuhtemeldir. Göktürk dönemine ait bu resimde yer alan çalgı, büyük ihtimalle Hunlardöneminde de çalınmış olmalıdır.58 Sarıtaş (2010), a.g.e., s.11759 Budak (2006), a.g.e., s.2160 Ögel (1985), a.g.e., s.461 Ögel, Bahaeddin (1991), Türk Kültür Tarihine Giriş, Kültür bakanlığı Yayınları, Ankara, s.22262 Diyarbekirli (1979), a.g.e., s.22863 Ögel (1987), a.g.e., s.47-38064 Gazimihal (1955), a.g.e. s.6565 Ögel (1984), a.g.e. s.36566 Kafesoğlu (1995), a.g.e., s.32867 Göher, Feyzan (2009), “Büyük Uygur Medeniyeti ve Uygur Müzik Kültürü”. Folklor Edebiyat Dergisi. Cilt:15sayı:58 2009/2 s.18868 Tuğlacı (1986), a.g.e., s.369 Baykuzu, Tilla D (2006), “Çin Topraklarındaki Bazı Türk Soylularının Kurganları”, Tarih İncelemeleri Dergisi,Cilt:21 Sayı:1 Temmuz, s.570 Sarıtaş (2010), a.g.e., s.46346
Ağız Orgu: Orta Asya’nın en özgün buluşlarından olan demet kamışlı ağız orgunaUygurlar sıbızgu adını vermişlerdir. Uygurlarda bu çalgıya kentsel kesimlerde rastlanırdı. 71Uygurlara ait resimlerde, ağız orgu (sıbızgu) çalan müzisyenlere rastlanır. İsim benzerliğiolmakla birlikte, üflemeli bir Türk müzik aleti olan sıbızgı’dan tamamen farklıdır.Sıbızgı (Sipsili nefir/bru): Ağaç veya kamıştan yapılan dilsiz bir üflemeli alettir.Pentatonik ezgiler çalmaya uygun olan sıbızgının en eski çeşitlerinin üzerinde üç delikbulunur.Kaval: Kaval, Orta Asya Türkleri tarafından sık kullanılan bir alettir. Kavalı kırsalkesimde yaşayanlar ve göçebeler yukarı, kentliler aşağı indirerek tutup çalıyorlardı. 72 TürkSanat Müziği ve Türk Halk Müziğinde müzik aleti kullanımındaki tarz farkı bu dönemlerdeoluşmaya başlamıştır.Flüt çeşitleri ve Ağız Mızıkası: Uygur minyatürlerinde yan flüt ve üsten üflemeli birçeşit ney çalan müzisyenlere rastlanmaktadır. 73 Uygurlarda saray flütçüleri olduğubilinmektedir. 74 Bu flütler farklı büyüklük ve biçimlerde resmedilmiştir. Mıskal benzeri birağız mızıkası çalan müzisyenler de Uygur minyatürlerinde yer almıştır. 75Çin Zurnası: Hunlar hakkında yapılmış bir Çin resmi, Hun hakanının hatunununkonak yerinde çalan nevbeti konu almaktadır. Resimde, birisi sancakların altında duran dörtdavul ve dört Çin zurnası görülmektedir. 76 Çin Zurnası olarak adlandırılan müzik aleti,yaklaşık 1m. uzunluğunda gözükmektedir. Üst kısmı (ağız bölümü) ince uzun, alta doğrubombeleşerek genişlemektedir.Diğer Üflemeli Müzik Aletleri: İç Moğolistan’daki Yü-lung-t’ai Hun mezarlarındanpirinçten yapılmış bir tür nefesli çalgıya benzeyen eşyalar bulunmuştur. Üzerinde iki delikbulunan bu tür aletlerin, atların başına takılan süs eşyaları olabileceği savunulmaktadır. Kimiarkeologlar ise bunların araba süsleri olabileceğini tahmin etmektedirler. 77 Bu aletler, atiskeletleriyle birlikte bulunmasından ötürü at süsü olarak nitelendirilmiş olabilir. Oysa büyükihtimalle atlara bağlanarak taşınan bu aletlerin, Türklerin at üstünde birbirleri ilehaberleşmelerini sağlayan bir çeşit müzik aleti olarak değerlendirilmeleri mantıklıgözükmektedir.Sonuç ve ÇıkarımlarOrta Asya Türklerinde müzik, devlet, toplum ve birey yaşamının, din ve devlettörenlerinin, bayram, şölen ve eğlencelerin ve günlük yaşamın vazgeçilmez öğelerinden birihaline gelmiştir. 78 Bu durum müzik aletlerine verilen değere ve kullanılan müzik aletiçeşitliliğine yansımıştır. Vurmalı, telli, nefesli pek çok saz, Orta Asya Türk müziğindekullanılagelmiştir. Özellikle davul, zurna, kopuz gibi müzik aletleri ise toplumsal, siyasal vedini özellikler barındıran birer kültürel değer olmuştur.Ancak kimi Batılı araştırmacılar, Orta Asya Türklerinin kültür, sanat ve müzikürünlerini görmezden gelmeye çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Türklerin en eski çağlardanberi faaliyetlerde bulundukları bölgelerde bulunan arkeolojik buluntulara, başka uluslarındamgasını vurmak, kimi Batılı yazarlar arasında alışkanlık haline gelmiştir. Örneğin Almanaraştırmacı Helmut Uhlig İpek Yolu ile ilgili yazdığı kitapta, bu yol üzerinde bulunan Hun veGöktürk dönemlerinde yapılmış Türklere ait buluntulardan hiç söz etmemektedir. ÜstelikUygurlara ait duvar resimlerindeki müzik aletlerinin, binlerce yıl önce Mezopotamya’dangeldiğini ve Kuça’dan doğuya, Çin, Japonya ve Koreye yayıldığını iddia etmektedir. Ancak71 Uçan (2000), a.g.e., s.3072 Uçan (2000), a.g.e., s.3173 Ögel (1999), a.g.e., s.22274 Ögel (1985), a.g.e. s.1175 Ögel (1987), a.g.e. s.22976 Ögel (1988), Türk Kültürünün Gelişme Çağları-Dünden Bugüne. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları,İstanbul, s.3277 Sarıtaş (2010), a.g.e., s.8478 Ak, Ahmet Ş (t y.), Türk Musiki Tarihi, Akçağ Basım, Ankara, s.3747
- Page 4 and 5: isə məsələn, Yan Rıpka bu mül
- Page 6 and 7: (2)ТҮРКІ ТІЛДЕРІНДЕ
- Page 8 and 9: б) Түнв) Таңсəрів) Т
- Page 10 and 11: ұстайтын құрал, ұст
- Page 12 and 13: Малдың алдыңғы аяғ
- Page 14 and 15: Қол (МҚ, ЖБ, АИ, түрк,
- Page 17: Тығын (алт.).алт.).(тү
- Page 20: irliğinden daha önemli olgunun ı
- Page 23 and 24: Cümle içimden öyle gelir öyle y
- Page 26 and 27: Yüzde yetmiş muvaffak olursak kay
- Page 28 and 29: kavranmışken, Türkçenin çağda
- Page 30 and 31: ilgi, tecrübe, siyaset ve saır y
- Page 32 and 33: (6) Si-Ma-Chian, Tarihi kayıtlar,
- Page 34 and 35: ve çevresindeki katliamın duyurul
- Page 36 and 37: Tiflis'te Azeri Mahallesi diye anı
- Page 38 and 39: gittiler. Bir müddet sonra bir ada
- Page 40 and 41: vaziyeti öyle izliyordu ki, sanki
- Page 42 and 43: Nerimanov, Erkin Vahidov, Cengiz Ay
- Page 44 and 45: netleşmiştir. Bu müzik türleri
- Page 48 and 49: unları elinde kesin bir kanıt olm
- Page 50 and 51: (7)TÜRK KÜLTÜR KAYNAKLARINDA YUR
- Page 52 and 53: mallarından önce gelmektedir. Bu
- Page 54 and 55: türbeye ve hatta hiçbir ilahi de
- Page 56 and 57: ANАLОQLARXassəMünasibətİzahed
- Page 58 and 59: U- şəkilli en kəsiyi sabit olan
- Page 60 and 61: qanunlara tabe olan və indiyə qə
- Page 62 and 63: yaygın ve derin kul-lanmak vacıp
- Page 64 and 65: Согласно анализу, м
- Page 66 and 67: инструмента привле
- Page 68 and 69: (10)TİKİNTİ MATERİALLARI İSTEH
- Page 70 and 71: məhsullara (materiallara) olan eht
- Page 72 and 73: əməyin nəticisini daha da yüks
- Page 74 and 75: 5,08-12,8 mq/l arasında dəyişir.
- Page 76 and 77: artmışdır. Şimal-Şərqi Bankə
- Page 78 and 79: Azərbaycan demokratik, hüquqi dö
- Page 80: Bir neçə əsr ərzində milli azl
- Page 84 and 85: (14)TÜRK ÖZEL AD BİLİMİ ÇALI
- Page 86 and 87: Aydil Erol, bula için “1. Pişir
- Page 90 and 91: (15)ORTA DOĞU BÖLGESİ VE TÜRK A
- Page 92 and 93: Çok yönlü çatışmayı durdurma
- Page 94 and 95: Irak Savaşı (hem birinci, hem iki
- Page 96 and 97:
KİTAP TANITIMLARI ve REKLAMLAR"TÜ
- Page 98 and 99:
Türk Dünyasında DinTürk Dünyas
- Page 100:
Bildiri metninde yapılan atıflara