12.07.2015 Views

9. Sayı; TURAN-SAM KIŞ Sayısı, 2011

9. Sayı; TURAN-SAM KIŞ Sayısı, 2011

9. Sayı; TURAN-SAM KIŞ Sayısı, 2011

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mallarından önce gelmektedir. Bu özellikleri nedeniyle Bilgehan ve sonraki Göktürkyöneticileri, üstün bir yurtseverlik binci ile halkını sahiplenerek onların yok edilmesiniönledikleri gibi, yükselip yücelmesi için üstün çaba ile çalışmışlardır. Türk töresinde devletinvarlığı ve birliği, milletin fertlerinin ve ayrıcalıklı sınıfların kazanımlarından önceliklidir.Hatta devlet, Atatürk’ün de dediği gibi “kimsesizlerin kimsesidir.” Çünkü devleti olmayanınmilleti de olamaz.Bu nedenle öncelik, devletin varlığı ve geleceği için canını ve malını feda edensıradan halkın üstünlüğüdür. Bu üstünlük, liderlerin basiretli yönetimi ile adaletli kararlarınabağlı bir kazanımdır. 2000’li yılların Türk devlet erklerine bakıldığında, halkın iradesinin vetaleplerinin meclislere, kanun ve diğer yaptırım kararlarına yansımadığı gözlemlenmektedir.Hatta küresel ekonomik bağımlılık ve askeri yetersizlikler nedeniyle, ulusları yönetenemperyalist organizasyonların dış bağımlılığı dayatan baskıları, tartışmasız bir gerçek olarakkabullenilmektedir.Bu gün halkının ve insanlığın çıkarlarının önceleyen liderler, yok denecek kadar az veülkesinin bağımsızlığı ile iktidarının devamlılığı arasında sıkışmıştır. Basiretsiz siyasilerin dışgüdüme eğdiği boyunun onursuzluğu, halkına yansımakta ve dikkatleri çekmektedir. Ne acıdırki, bu onursuzluğa ve acze düşen liderlerin çoğu İslam medeniyetine mensup görünenkişilerdir ve uluslar arası tröstler ulusal organizasyonların ve siyasi elitlerin küresel üstsınıflarıdır.Mankurtluğa, köleliğe ve zulme karşı Göktürk Lideri Bilgehan halkını ve ulusunuuyarmış ve anıtsal bir tebliğ ile yüz yıllara miras bırakmıştır. İlteriş Kutluğ Kağan ve oğluBilge Kağan’ın mücadelesi sonucunda, yeniden Türk Birliği kurulmuş ancak çok büyükbedeller ödenmiştir. Köl – Tiğin veya Kültigin Yazıtları üzerindeki metinlerde, devletinkuruluş süreci, düşmanların yurttan çıkarılışı ve etkisiz duruma getirilişi, muzaffer kağanlarile yurtsever üst düzey yöneticilerin kahramanca mücadelesi ile ülke sınırlarının genişletilmesiüzerinde durulmuştur.Ve aynı kitabelerde yine basiretsiz, korkak, bilgisiz, güçsüz, hain ve işbirlikçikağanlar ile bunlara karşı çıkmayan devlet adamlarının sürekli iktidar hırsı ve çıkarcıçevrelerin hilesi sonucunda, düşmanın tuzağına nasıl düşüldüğü vurgulanmıştır.Yazıtın Doğu Cephesi 4-8. sütunlarda; “ … tahta bilgisiz kağan oturmuştur.Elbette buyruğu (veziri) da bilgisizmiş, kötü imiş. Beyleri ve milleti adaletsiz ve uyumsuzolduğu için, milleti hilekar ve sahtekar olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeşlebüyük kardeşi birbirine düştüğü için, beyle milleti karşılıklı çekiştiği için, Türk milletidevlet haline getirdiği ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çinmilletine bey olmaya layık erkek evladı kul oldu. Hanımlığa layık kız evladı cariye oldu.Türk beyleri Türk adını bıraktılar. Çin’deki beyler Çin adını alıp Çin kağanına itaatetmişler” 84Bu tespit, Türkler için önemli bir tespittir. Türklerin depreşen hastalığına Bilge Kağanta o zaman teşhis koymuş ve bu hastalığa karşı tedbirleri de sıralamıştır. Ancak, tarih yinetekerrür etmiş, Avrasya Türk devletleri birbiri ile rekabete girdikten sonra, yani 14–1<strong>9.</strong>yüzyıllar arasında Türk devletleri kendi yurtlarında esir düşmüşlerdir. 19–20 yüz yıl,Türklerin kölelikten kurtulmak için yeniden kurtuluş savaşı verdiği yüzyıllardır. Destansı birkurtuluş savaşı veren Türkiye Cumhuriyeti’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk, kendi ölümsüzeseri Nutuk’da, tıpkı Bilge Kağan gibi tespit ve tahlililerde bulunmuştur: “ Bilahareelde edilen mevsuk malumat vesaik ile teeyyüt etti ki, İstanbul Rum Patrikhanesi’ndeteşekkül eden Mavri Mira ile Ermeni Patriği Zaven Efendi (…) hemfikir olarakçalışıyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karedeniz sahillerinde teşekkül etmiş veİstanbul’daki merkeze merbut Pontus Cemiyeti, (…) İstanbul’dan idare olunan KürtTeali Cemiyeti, İstanbul’da muhtelif muhtelif maksatlarla hafi ve aleni olmak üzere de,bir takım fırka ve cemiyet unvanı altında teşekküller vardı. İstanbul’da mühim84 Korkmaz, Zeynep, “ Türk devlet kurcuları olarak Bilge Kağan’dan Mustafa Kemal Atatürk’e”.- Ankara: TürkTarih Basımevi, 1992, s.246-247 ( Türk Dili Araştırmaları Yıllığı- Belleten 1987’den ayrı basım.)52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!