07.05.2015 Views

egitimebakis33sayi

egitimebakis33sayi

egitimebakis33sayi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Osmanlı Son Dönem Eğitiminde “Merkezîleşme, Denetim ve Disiplin Ekseninde Şekillenen Sultanî Modernizm”<br />

nivelası olarak tasarlanmıştır (s.6). Elbette merkezî<br />

değer ve bilginin çevreye yayılması yanında çevreden<br />

bilgi toplanması da toplumsal kontrol ve<br />

entegrasyon açısından önemli bir ihtiyaçtı ve bu<br />

misyon da modern eğitime verildi. Yazar bu tür<br />

modernleştirici mühendislik politikalarını Osmanlı<br />

bağlamında incelerken, Avrupa tecrübesine ya<br />

da Osmanlı benzeri ülkelere değinmemesi kitabın<br />

temel eksiklerinden biri olarak ortaya çıkmıştır.<br />

Yazarın döneme ilişkin olarak üzerinde durduğu<br />

eğitim gerçekliklerinden biri de, devletin Osmanlıcılık<br />

ve vatanseverlik fikirlerini yayma gayreti<br />

yanında yerel dil ve kültürlere imkân tanımasıdır.<br />

Ona göre Osmanlıcılık daha çok gayrimüslim ve<br />

Müslümanlar, İslamcılık ise sadece Müslümanlar<br />

için üretilen ve savunulan bir siyaset olmuştur<br />

(s.24). Eğitim gayrimüslim sınıflar içinde de elit<br />

gruplar meydana getirmek için kullanılmıştır (s.22).<br />

Abdülhamid dönemi eğitiminin temel karakterini<br />

modernlik olarak niteleyen yazar, vilayetler arasında<br />

uygulanan eğitim politikalarının çeşitliliğine<br />

de dikkat çekmiştir. Abdülhamid dönemindeki<br />

sansüre de değinen yazar, bu uygulamaya sadece<br />

Müslüman okullarında değil daha çok gayrimüslim<br />

ve yabancı okullarındaki zararlı faaliyetleri<br />

engellemek için başvurulduğunu belirtir (s.23).<br />

Osmanlıların Batı karşısında temel korkusu, Batılıların<br />

dindaşlarını kışkırtarak ayrımcı politikalara<br />

alet olmaları endişesidir. Ancak aslında Osmanlılar<br />

hiçbir zaman Batı tarafından kolonize edilmemiş<br />

ancak ekonomik, kültürel ve politik olarak ağır abluka<br />

ve baskı altına alınmıştır.<br />

Kitap, Osmanlı eğitim reformlarını teşvik ettiği<br />

kadar, bir rekabet alanı da olan misyoner ve<br />

yabancı okullarıyla yapılan mücadeleyi de anlatmaktadır.<br />

Zira bu dönemde Devlet-i Âliye’nin her<br />

yerinde bu okullar mantar gibi çoğalmıştır. Bu konuda<br />

Osmanlı Devleti Balkanlarda daha çok İngiltere,<br />

Almanya, Fransa ve İtalya ile rekabet ederken,<br />

Ortadoğu’da Amerika ve Fransa’ya karşı mücadele<br />

etmiştir. Bir denetleme ve kontrol etme aracı olarak<br />

hazırlanan maarif salnamelerini “governmental<br />

eğitim politikasının” ürünü olarak değerlendiren<br />

yazar, bu politikanın özellikle ilköğretimdeki<br />

başarısına dikkat çekmiştir (s.197).<br />

Yazar, II. Abdülhamid döneminde eğitimde<br />

modernleşme stratejileri yanında, yeni konulan<br />

eğitim vergilerine (maarif hisse i’ânesi ve bağırsak<br />

vergileri gibi) ve bu vergilerin toplanma amaçları<br />

dışında kullanılması durumuna yapılan itirazları<br />

da incelemiştir. Toplum sıklıkla, maarif vergilerinin<br />

merkezde birikmesine ve ordu ve bürokrasi<br />

gibi kurumların beklenmedik acil ihtiyaçları için<br />

tasarruf edilmesine karşı gelmiştir. Abdülhamid<br />

rejiminin temel eğitim politikası, büyük ölçüde<br />

vatanseverlik, elit Osmanlı yöneticisi yetiştirme ve<br />

Müslüman orta sınıf ve bir tür burjuvazi yaratmak<br />

olarak tanımlanmıştır. Bu dönemde eğitim yoluyla<br />

İslamileşme, ahlak ve anadil öğretimi ve kimlik<br />

siyaseti yeni bir ivme kazanır. İlköğretimde farklı<br />

etnik yapıların kendi anadillerini öğretmesine tolerans<br />

gösterilir. Ancak orta öğretimde eğitim dili<br />

Osmanlıca/Türkçe’dir.<br />

Balkanlar’da yapılan eğitim reformları sonrasında bölgeye<br />

yaptırılan liselerden biri: Yanya Mekteb-i İdadisi, Evered, age, s.67.<br />

Balkanlarda Eğitim reformu ve Eğitimle<br />

Sosyal Denetim<br />

Kitabın ikinci bölümünde, Balkanlar ve özellikle<br />

de Arnavutluk’taki ayrılıkçı hareketler, etnik milliyetçi<br />

uyanış, eğitim ve dil sorunun çözümü için<br />

bölgeye gönderilen müfettişler (Ahmet Cevdet<br />

Paşa ve Hüseyin Hilmi Paşa gibi) ve İstanbul’dan<br />

Balkanlara gitmek için oluşturulan üç heyetin<br />

durumu anlatılmıştır. Bu bölümde yazar, Osmanlı<br />

“govermental eğitim” politikasının Osmanlı<br />

Arnavutluk’unda nasıl uygulandığını ve ne tür<br />

dirençle karşılaştığını incelemiştir. Ona göre devletin<br />

Balkanlardaki eğitim reformunun üç ana<br />

amacı vardır: 1. Bölgede modern devletin merkeziyetçi<br />

yönetimini tesis etmek, 2.Arnavutluk etnomilliyetçi<br />

ayrımcılığından bölgedeki Müslümanları<br />

korumak, 3. Bölge üzerinde yabancı yayılmacılığını<br />

minimize etmek (38). Burada yazar Ahmed Cevdet<br />

30 Nisan / Mayıs / Haziran 2015 Yıl: 11 / Sayı: 33<br />

EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!