07.05.2015 Views

egitimebakis33sayi

egitimebakis33sayi

egitimebakis33sayi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eğitim Denetiminde Değişim Süreci ve Paradigma Arayışları<br />

mayan birbiriyle sık sık örtüşen, katı tanımlanmış<br />

kurallara göre çalışma üzerinde yoğunlaşan ve<br />

hata bulma mantığı ağırlıklı denetim sonucunda<br />

yöneticiler iş yapamaz hale getirildikleri gibi, israf<br />

ve yolsuzluklara da herhangi bir çözüm üretilmemektedir.<br />

Bu noktada mutlaka değişimin olması<br />

gerektiği kanaati her kesimce dillendirilmeye başlanmış<br />

durumdadır. Sık sık vurgulandığı şekliyle,<br />

yapısal alanda değişimin icra edilebilmesi için insan<br />

unsuru ve zihniyetin de öncelikle değişmesine<br />

gerek vardır. Üstelik eğitim sistemi, bu hususla<br />

ilgili kritik ve önem arz eden alandır.<br />

Meselenin kalbi ve beyni, eğitim sistemi olarak,<br />

nasıl bir okul tasarladığımızın, okullarda eğitim<br />

adına nelerin yapılacağının, eğitimin hangi<br />

felsefi temele oturtulacağının, okul örgütlenmelerinde<br />

karar süreçlerinin, rol statü alanlarının nasıl<br />

şekilleneceğinin, öğrenme teorileri bağlamında<br />

epistemolojik referans noktalarının neler olacağının<br />

öncelikle belirlenmesi gerekir ki, denetim paradigmamıza<br />

yönelik tercihlerde bulunabilelim.<br />

Demokratik toplum kültürünü geliştirme hedeflerinde,<br />

okullarımıza yüklediğimiz ve çoğu kez de<br />

akademik çalışmalarda araştırma konusu olarak<br />

belirlenen, demokratik okul, öğrenci odaklı okul,<br />

öğrenme odaklı okul vs. projelerinde istenilen sonuçlara<br />

ulaşılamadığı görülmektedir. Tasarlanan<br />

haliyle bu projeler, güzel projelerken sonuç alınamamasında,<br />

yapısal hiyerarşiyi oluşturan üst paradigmanın<br />

değişmemesi olarak değerlendirilebilir.<br />

Öğrenci merkezli okullar derken, daha özerk, karar<br />

süreçleri ve iç tüzük düzenlemeleriyle birlikte personel<br />

alımından, program geliştirme ve bütçe oluşumuna<br />

kadar birçok konuda yetkinin okullarda<br />

olması gerektiğinin bilinmesi gerekir. Hiyerarşinin<br />

azaltılması da bu doğrultuda mümkün olabilir.<br />

“Maarif” Olma Üzerine<br />

Müfettişliğe yüklenilen “maarif” sıfatının, eğitim<br />

işinde irfana yönelen bir beklentinin, bir hedefin<br />

kodlarına atıf vardır. “İsmiyle müsemma olmak/<br />

olabilmek” sözü bu noktada anlam kazanmaktadır.<br />

Müfettişlere maarif sıfatını koyan Milli Eğitim Bakanlığımız,<br />

ilim irfan adamı sıfatıyla Nabi AVCI’nın<br />

neden bu ismi koyduğunu anlamak için sayın Bakana<br />

“hoca” sıfatıyla bakmak gerekir. Özellikle günümüzde<br />

modern çağın eğitim adına yürüttüğü<br />

faaliyetlere bakıldığında, öznesi olduğunu iddia<br />

ettiği insanı, piyasanın rekabet koşullarının bir<br />

nesnesi olarak gördüğü ve tüm süreçlerini bu çerçevede<br />

inşa ettiği rahatlıkla görülmektedir. Bilgi<br />

derken, insana dönük değer alanlarını hesaba katmayan,<br />

lüzumu halinde kullanılıp atılan bir gereç<br />

olarak görülen geçici değerden bahsedilmektedir.<br />

Bireye kendi ekseninin dışındaki hayat tasavvurlarını<br />

unutturmaya çalışan, bilgi ile elde edilen formasyonları<br />

sadece haz merkezli yaşam alanlarına<br />

fayda sağlayan bir donanım olarak gören eğitim<br />

anlayışının insanlığı getirdiği nokta, her gün ekranlarda<br />

görülmektedir. Burada eğitim dediğimiz<br />

kavrama daha farklı anlamlar, yeni tanımlar yapılması<br />

gerekir.<br />

Maarif kavramının muhteviyatı, eğitim, yönetim<br />

ve denetim için yeni paradigma belirleme sürecinde<br />

yeniden gündeme getirilmesi isabetli bir<br />

karar olacaktır. Maarif kelimesi bu noktada anlam<br />

itibariyle eğitim kelimesinden (eğitim öğretimi<br />

de kuşatan) muhteva olarak ayrılmaktadır. Maarif<br />

kavramı bilgi ve kültür olarak tanımlanmıştır. Bu<br />

tanımdan hareket ettiğimiz zaman, bilinen eğitim<br />

öğretim tanımlarının ötesinde güzellik, güzel<br />

çehre, bilmek, öğrenmek, bilişmek, bir şeyi en ince<br />

teferruatına kadar bilmek, tefekkür etmek ve inanmak<br />

gibi anlamları olduğu görülür. Buna ek olarak<br />

maarifin; anlayış, kavrayış, sezgi, aşina, vakıf, hak,<br />

hakkı bilen olarak geniş bir anlam derinliği de olduğu<br />

görülecektir.<br />

Bu noktada, irfan dünyamızın referanslarını<br />

bir medeniyet tasavvuru anlayışıyla ilmek ilmek<br />

işleyen münevverlerimize bakmak gerekecektir.<br />

Üstad Cemil Meriç Kültürden İrfana adlı eserinde:<br />

“İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan<br />

bir kelime. İrfan, insanoğlunun has bahçesidir. Ayırmaz,<br />

birleştirir. İrfan kendini tanımakla başlar. İrfan,<br />

tecessüsü madde dünyasına çivilemeyen, zekâyı<br />

zirvelere kanatlandıran, uzun ve çileli bir nefis terbiyesidir.<br />

Kemâle açılan kapı, mealle taçlanan ilimdir.<br />

İrfan, insanı insan yapan vasıfların bütünüdür. İrfan,<br />

dinî ve dünyevî diye ikiye ayrılmaz, yani her bütün<br />

gibi tecezzi kabul etmez” şeklinde tasvir etmiştir.<br />

Kültür dünyamızın, düşünce tarihimizin hocalarından<br />

ve asıl derdi ahlak olan Nurettin Topçu’<br />

nun Türkiye’nin Maarif Davası adlı kült eserinde<br />

sanki şimdilerden bahsetmektedir.<br />

“Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi<br />

millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş<br />

66 Nisan / Mayıs / Haziran 2015 Yıl: 11 / Sayı: 33<br />

EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!