07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

Fransa’nın din adamlarını, kralını, meclis üyelerini ve sonunda da tüm ulusu yıkıma<br />

uğratan sorunlara müjde çözüm getirecekti. Ne var ki insanlar, Roma’nın boyunduruğu<br />

altında Kurtarıcının özveriye dayanan ve bencil olmayan sevgisini yitirdiler. Yoksulları ezen<br />

zenginleri azarlayan, ya da onlara düşkünlüklerinde yardım eden pek kimse kalmadı. Zengin<br />

ve güçlü olanların bencilliği arttıkça arttı. Yüzlerce yıl boyunca zenginler yoksullara kötülük<br />

yaptı, yoksullar da zenginlerden nefret etti.<br />

Birçok bölgede çalışan sınıflar mal sahiplerinin eline bakıyor ve aşırı büyük yüklerin<br />

altında eziliyordu. Orta ve alt sınıflar, sivil yöneticiler ve din adamları tarafından ağır bir<br />

şekilde vergilendiriliyordu. Çiftçilerin ve köylülerin açlıktan ölmesine zalimler aldırış<br />

etmiyordu. Tarım işçilerinin yaşamları hiç durmadan çalışmakla ve düzelmeyen bir sefillikle<br />

geçiyordu. Şikayetleri kulak arkası ediliyor, yargıçlar rüşvetle çalışıyordu. Vergilerin ancak<br />

yarısı kraliyetin kraliyetin ya da kilisenin hazinesine giriyordu. Geri kalan kısmı müsriflikle<br />

tüketiliyordu. Astlarını böyle yoksullaştıran kişilerin kendileri vergi kapsamı dışındaydı 1ar.<br />

Onların zevk içinde yaşaması için milyonlarca kişi ümitsiz bir düşkünlükle mahvoluyordu<br />

(Ek’e bkz.).<br />

Fransız Devriminden 50 yıl kadar önce tahtı işgal eden XV. Louis, tembel, ciddiyetsiz ve<br />

erotik zevklere düşkün bir kral olarak dikkati çekmişti. Maddi yönü gerileyen devleti ve<br />

çileden çıkan insanları gören bir kişinin, korkunç sonu tahmin etmesi için peygamber<br />

olmasına gerek yoktu. Reformun gerekliliği boşuna vurgulandı. Fransa’yı bekleyen korkunç<br />

son, kralın bencil sözlerinde görülebiliyordu. “Benden sonra, ne olursa olsun!”<br />

Roma, kralları ve yönetici sınıfları, insanları tutsak almak ve ruhlarını zincirlemek için<br />

kullanmıştı. Maddi yıkımdan bin kat daha korkuncu ahlaksal çöküntüydü. Kutsal Kitap’tan<br />

yoksun olan insanlar bencilliğe terk edildiler, cahillik içinde kötülüğe gömüldüler. Kendi<br />

kendilerini yönetemeyecek bir duruma gelmişlerdi.<br />

Kanla biçilen sonuçlar<br />

Roma’nm çabaları kitleleri körü körüne kendi dogmalarına bağlayamadı; bunun yerine<br />

onları tanrıtanımaz devrimciler haline getirdi. İnsanlar Katolikliği ‘rahipçilik oyunu’ diyerek<br />

reddettiler. Çünkü tanıdıkları tek ilah Roma ilahı olmuştu. Roma’nm açgözlülüğünü ve<br />

zalimliğini Kutsal Kitap’ın meyvesi sandılar ve reddettiler.<br />

Roma Tanrı’nın karakterini yanlış temsil etmişti; insanlar bu yüzden hem Kutsal Kitap’ı<br />

hem de O’nun Yazarını reddettiler. Voltaire ve dostları tepki olarak Tanrı’nın Sözünü<br />

tümüyle bir kenara attılar, tanrıtanımazlığı yaydılar. Roma insanları demir pençesi altında<br />

bastırmıştı; artık kalabalıklar her türlü boyunduruğu kırıyorlardı. Öfkeli insanlar gerçeği de<br />

yalanlarla birlikte reddediyordu.<br />

Fransız Devriminin başlangıcında kralın kararıyla halka, soyluları ve din adamlarını bile<br />

aşan bir temsil izni verildi. Dolayısıyla güç dengesi onların lehineydi. Ancak halk bunu<br />

107

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!