07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

İkinci gelişin belirtilerinin de simgesel hizmetin işaret ettiği tarihte yerine gelmeleri<br />

gerekliydi. Tapınağın kutsanması ya da Kefaret Günü, yedinci Yahudi ayının onuncu günü<br />

gerçekleşmiştir. Başkahin, tüm İsrail için bir kurban sunarak günahları tapınaktan kaldırmış,<br />

sonra da öne çıkarak halkı kutsamıştır. Aynı şekilde Mesih’in de dünyayı günahın ve<br />

günahkarların yıkımından temizlemek için döneceğine ve kendisini bekleyen halkını<br />

sonsuzlukla kutsayacağına inanılıyordu. Yedinci ayın onuncu günü. <strong>Büyük</strong> Kefaret günü,<br />

tapınağın kutsanması gerçekleşti. Ekim ayının yirmi ikisine düşen bu tarih, Rab’bin geliş<br />

günü olarak görülüyordu. 2300 gün sonbaharda sona erecekti; sonuç kaçınılmaz<br />

görünüyordu.<br />

‘Gece Yarısı Yankılanan Ses’ Bu iddialar birçok kişiyi ikna etti; binlerce imanlı ‘gece<br />

yarısı yankılanan sesi’ beklemeye başladı. Bu akım güçlü bir dalga gibi kentten kente,<br />

köyden köye yayıldı. Fanatiklik, güneşin doğumuyla buharlaşan çiğ gibi kayboluverdi.<br />

Rab’bin kulları tarafından azarlanan İsrail halkının Rab’be dönmesi gibi insanlar Rab’be<br />

dönüyordu. Çılgınca bir sevinç pek yoktu; insanlar bunun yerine derin derin yüreklerini<br />

araştırıyor, günahlarını itiraf ediyor ve dünyaya sırt çeviriyordu. Tanrı’ya katıksız bir<br />

adanmışlıkla bağ-landıkları görülüyordu.<br />

Elçilerin zamanından beri en büyük dinsel akımlardan biri gerçekleşti. 1844 yılının<br />

sonbaharında, büyük kalabalıklar insan kusurlarından ve Şeytan’ın kötülüklerinden özgür<br />

kılındılar.<br />

‘Güvey geliyor’ sesi yankılandığında, bekleyenler kalkıp kandillerini temizlediler.<br />

Tanrı’nın Sözünün öncekinden çok daha yoğun bir şekilde çalışmaya başladılar. Çağrıya ilk<br />

uyanlar, en yetenekli olanlar değil, en alçakgönüllü ve adanmış olanlardı. Çiftçiler ekinlerini<br />

tarlada bıraktılar, tamirciler aletlerini toparlayarak insanları uyarmaya çıktılar. Kiliseler<br />

genelde kapılarını bu bildiriye kapatmışlardı. Bildiriyi kabul edenlerin büyük bir kısmı<br />

kiliselerle bağlantılarını kopardılar. Adventist toplantılarına katılanlar, “İşte güvey geliyor!”<br />

bildirisiyle birlikte ikna edici bir gücün varlığını fark ediyorlardı. İman, duaların<br />

cevaplanmasını sağlıyordu. Susuz toprağa düşen yağmur gibi, lütuf Ruhu da Tanrı’yı<br />

içtenlikle arayanların üzerine dökülüyordu. Yakında Kurtarıcı’yla yüz yüze görüşmeyi<br />

bekleyenler, yoğun bir sevinç duyuyorlardı. Kutsal Ruh onların yüreklerini eritiyordu.<br />

Bildiriyi alanlar Rab’le buluşmayı ümit ettikleri zamanı beklemeye başladılar. Birlikte<br />

bol bol dua ediyorlardı. Tanrı’yla beraber olmak için sık sık ıssız yerlere çekiliyorlardı.<br />

Tarlalardan ve yaylalardan gökyüzüne yalvarış sesleri yükseliyordu. Kurtarıcının onayı,<br />

onları için günlük yiyecekten daha gerekliydi. Zihinlerini karartan bir bulut olursa,<br />

bağışlayan lütfa kavuşana dek dur durak nedir bilmiyorlardı.<br />

Yeniden hayal kırıklığına uğradılar<br />

155

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!