07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

ve çocukların ağlayışını işitti. Kudüs’ün kutsal evinin, saraylarının ve kulelerinin ateşe<br />

verildiğini, harabeye döndüğünü gördü.<br />

Çağlara bakarak, antlaşma halkının ‘çölün kum taneleri gibi’ dağıldığını gördü. Tanrısal<br />

merhamet, özlemle dolu sevgi, yaslı sözcüklere döküldü: “Ey Kudüs! Peygamberleri<br />

öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Kudüs! Bir tavuk, civcivlerini kanatları altına<br />

nasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocuklarını öylece toplamak istedim, ama siz<br />

istemediniz” (Matta 23:37).<br />

Mesih Kudüs’te, Tanrı’nın yargısına doğru ilerleyen imansız ve isyankar bir dünyanın<br />

simgesini gördü. Yüreği yeryüzünün mazlumları ve acı çekenleri için merhametle doldu.<br />

Onların hepsini teselli etmek istedi. Onlara kurtuluş sağlamak için kendi canını ölüme teslim<br />

etmeye razı oldu.<br />

Gökyüzünün en yücesi gözyaşları içindeydi! Bu sahne, Tan- rı’nın yasasını çiğneyen<br />

suçlunun kurtulmasının ne denli güç olduğunu gözler önüne seriyor. İsa, Kudüs’ü yıkıma<br />

götüren aldanışın yeryüzünü de kapladığını gördü. Yahudilerin büyük günahı Mesih’i<br />

reddetmeleriydi; dünyanın büyük günahı Tanrı’nın yasasını, O’nun gökteki ve yerdeki<br />

yönetiminin temelini reddetmek olacaktı. Günahın boyunduruğundaki milyonlarca insan,<br />

ziyaret edildikleri gün, gerçeğin sözlerini dinlemeyi reddederek ikinci ölüme mahkum<br />

olacaktı.<br />

Görkemli tapınak yıkıldı<br />

Mesih, Fısıh’tan iki gün önce öğrencileriyle birlikte kente bakan Zeytin Dağına çıktı. Bir<br />

kez daha tapınağın göz kamaştıran yüceliğine ve güzelliğine baktı. İsrail krallarından en<br />

bilgesi olan Süleyman, ilk tapmağı inşa etmişti. Bu tapınak, o zaman dünyanın görebileceği<br />

en görkemli binaydı. Nebukadnezar tarafından yıkılan tapınak, Mesih’in doğumundan beş<br />

yüz yıl kadar önce yeniden yapıldı.<br />

Ama ikinci tapmak, birincisinin yüceliğine eşit değildi. Ne yücelik bulutu göründü, ne de<br />

gökten gelen ateş sunağın üzerine düştü. Sandık, merhamet kürsüsü ve tanıklık sofraları<br />

yoktu. Gökten gelen ses kahine Tanrı’nın isteğini bildirmiyordu. İkinci tapınak, Tanrı’nın<br />

yüceliğinin bulutuyla değil, insan bedeninde görünen Tanrı’nın diri varlığıyla onurlandırıldı.<br />

Bütün ulusların arzusu Nasıralı adamın öğretip iyileştirdiği kutsal yerlere gelmekti. Ama<br />

İsrail, gökyüzünün armağanını ondan koparıp aldı. O gün altın kapıdan geçen alçakgönüllü<br />

öğretmenle birlikte yücelik, sonsuza dek tapmaktan ayrıldı. Kurtarıcı’nın sözleri daha o<br />

zaman gerçekleşmişti: “Bakın, eviniz ıssız bırakılacak!” (Matta 23:38).<br />

Öğrenciler, Mesih’in tapınağın gelecekteki yıkımına ilişkin ön bildirisini şaşkınlıkla<br />

karşıladılar ve sözcüklerinin anlamını öğrenmek istediler. <strong>Büyük</strong> Hirodes o tapmağa hem<br />

Roma hem de Yahudi hazinesi dökmüştü. Roma’dan getirilen dev beyaz mermer taşlar,<br />

yapının büyük bir kısmını oluşturmuştu. Öğrenciler, Efendilerinin dikkatini bunlara çektiler;<br />

“Bak, ne görkemli taşlar! Ne görkemli yapılar!” (Markos 13:1).<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!