07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

Şeytan insanların en aşağılık olanlarını gökyüzündeymiş gibi göstererek dünyaya şöyle<br />

diyor: “Tanrı’ya ve Kutsal Kitap’a ister inanın ister inanmayın, ama canınız nasıl isterse,<br />

öyle yaşayın; gökyüzü evinizdir.” Oysa Tanrı’nın Sözü şöyle karşılık vermektedir: “Kötüye<br />

iyi, iyiye kötü diyenlerin, karanlığı ışığın yerine, ışığı karanlığın yerine koyanların, acıya<br />

tatlı, tatlıya acı diyenlerin vay haline!” (İşaya 5:20).<br />

Kutsal kitap bir masal gibi tanıtılmaktadır<br />

Yalancı ruhlar tarafından canlandırılan elçiler, yeryüzünde yazdıkları şeylerle çelişki<br />

içine düşürülmektedir. Şeytan Kutsal Kitap’ın bir masal olduğunu, insanlığın çocukluk<br />

dönemine uygun düştüğünü ama artık modasının geçtiğini dünyaya yutturmaktadır.<br />

Kendisini ve izleyicilerini yargılayacak olan Kitaba gölge düşür-mektedir; dünyanın<br />

Kurtarıcısının sıradan bir insan olduğunu öne sürmektedir. Mucizeler yapan insanlar,<br />

Kurtarıcımızın yaşamında mucizevi bir şey olmadığını anlatmaktadırlar. Kendi<br />

mucizelerinin Mesih’in mucizelerini aştığını söylemektedirler.<br />

Ruhçuluk artık Hıristiyan kisvesine bürünmektedir. Şu anki biçimi daha tehlikeli, daha<br />

sinsi ve aldatıcıdır. Çünkü Mesih’i ve Kutsal Kitap’ı kabul ettiğini söylemekte, böylece<br />

yeniden doğmamış yüreği aldatmaktadır. Sevgiye Tanrı’nın başlıca sıfatı olarak<br />

dayanılmakta, ama sevgi hoş bir duygusallık olarak görülmektedir. Tanrı’nın günahı<br />

yadsımakta olduğu ve kutsal yasasının gerekleri gözden gizlenmektedir. Masallar insanların,<br />

Kutsal Kitap’ı iman temeli olarak kabul etmesine neden olmaktadır. Mesih eskisi gibi<br />

reddedilmekte, ama bu aldanışın farkına varılmamaktadır.<br />

Ruhçuluğun aldatıcı gücünü kavrayan çok az sayıda insan vardır. Birçokları sadece<br />

merak gidermek için ruhçulukla oynarlar. Ruhların denetimine boyun eğdiklerini fark<br />

etseler dehşete kapılırlardı. Ancak yasak bölgede gezinmeye devam ediyorlar. Mahvedici de<br />

onların isteğiyle gücünü gösteriyor. İnsanlar zihinlerini bir kez Şeytan’ın yönlendirişine<br />

sunduklarında, O’nun tarafından tutsak alınırlar. Bu canları sadece, içten dualara karşılık<br />

olarak Tanrı’nın gücü özgür kılabilir.<br />

Günahlarını bilerek sürdürenler, Şeytan tarafından ayartılmaya kapı açmaktadır. Böylece<br />

kendilerini Tanrı’dan ve O’nun meleklerinden ayırmakta ve savunmasız kalmaktadırlar.<br />

“Kimileri size, ‘Fısıldaşıp mırıldanan medyum ve ruhçulara danışın’ derse, ‘Halk<br />

yaşayanlar için Tanrı’ya, ölülere mi danışır’ diye sorun. Tanrı’nın yasasına ve kutsal sözüne<br />

göre konuşmaz-larsa onlar için hiç tan olmayacak” (İşaya 8:19,20).<br />

İnsanlar, insan doğasını ve ölülerin durumunu içeren gerçeği kabul etmeye istekli<br />

olsalardı, ruhçuluktaki Şeytan’ın gücünü ve yalancı harikaları göreceklerdi. Ancak<br />

kalabalıklar gözlerini ışığa kapatmakta, Şeytan da onların çevresinde ağlarını örmeye devam<br />

etmektedir. “Mahvolanlar, gerçeği sevmeye ve böylece kurtulmaya yanaşmadıklarından<br />

mahvoluyorlar. İşte bu nedenle Tanrı, yalana kanmaları için onların üzerine yanıltıcı bir güç<br />

gönderiyor” (2.Selanikliler 2:10,11).<br />

216

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!