07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

güya eskiden yazılmış yazılar uyduruldu. Daha önce hiç duyulmamış konseylerin kararları<br />

keşfedildi. Amaç, Papanın ilk çağlardan gelen evrensel üstünlüğünün kabul ettirilmesiydi<br />

(Ek’e bkz).<br />

Sağlam temel (1.Korintliler 3:10,11) üzerinde duran az sayıdaki sadık imanlılar yılmaya<br />

başlamışlardı. Zulüm, sahtekarlık ve Şeytan’ın tüm diğer engelleriyle boğuşmak zorunda<br />

kalan bu imanlılar cesaretlerini yitirdiler. Can ve mal güvenlikleri için sağlam temele<br />

sırtlarını döndüler. Ancak düşmanlarının karşıtlığına rağmen sarsılmayan imanlılar da yok<br />

değildi.<br />

Tasvirlere tapınma yaygınlaştı. Resimlerin ve heykellerin önünde mumlar yakılarak<br />

onlara dualar edildi. Tuhaf tuhaf gelenekler birbirini takip etti. Sağduyu sanki tümüyle<br />

ortadan kalkmıştı. Rahipler ve papazlar zevk, sefa peşinde koşarken, onları iz-leyen insanlar<br />

cehaletin ve kötülüğün içine battıkça battı.<br />

On birinci yüzyılda Papa VII. Gregor, kilisenin hiç hata yapmamış ve yapmayacak<br />

olduğunu ilan etti. Ancak Kutsal Yazılar böyle bir iddiayı desteklemiyordu. Gururlu Papa,<br />

aynı zamanda imparatorları tahttan indirecek yetkiye sahip olduğunu da öne sürdü.<br />

Kendisinin kusursuz olduğu iddiasını en iyi örnekleyen olaylardan biri Alman İmparatoru<br />

IV. Henry’e karşı yaklaşımıdır. Bu kral Papanın yetkisine karşı geldiği iddiasıyla aforoz<br />

edildi ve tahttan indirildi. Kralın kendi çocukları bile Papanın buyruğuyla ona karşı isyana<br />

kalkıştılar.<br />

Henry sonunda Roma’yla barış yapması gerektiğini hissetti. Eşi ve sadık hizmetkarıyla<br />

birlikte kendisini Papanın önünde alçaltmak için kış ortasında Alpleri geçti. Gregor’un<br />

şatosuna vardığında dışarıdaki bir avluda bekletildi. Orada, açık başı ve çıplak ayaklarıyla<br />

Papanın huzuruna çıkma iznini bekledi. Papa krala üç gün oruç tutturup günahlarını itiraf<br />

ettirdikten sonra onu bağışlamaya karar verdi. Buna rağmen İmparator, krallık mührünü ve<br />

yetkisini kullanmak için yine de Papanın kutsamasını beklemek zorunda kaldı. Kazandığı<br />

zaferle sevinç duyan Gregor, kralların gururunu alçaltmanın kendi görevi olduğunu iddia<br />

ederek böbürlendi.<br />

Bu kibirli Papa ile insan yüreğine girmek için izin isteyen Mesih arasında ne kadar<br />

çarpıcı bir farklılık var. Mesih öğrencilerine şöyle öğretmişti: “Aranızda birinci olmak<br />

isteyen, diğerlerinin kulu olsun” (Matta 20:27).<br />

Papalığın kuruluşundan önce bile putperest felsefecilerin etkisi kilisede hissediliyordu.<br />

Birçokları bu felsefelere tutunmaya ve bu şekilde Tanrı’yı tanımayan ulusları etkilemeye<br />

çalıştılar. Böylece Hıristiyan inancına ciddi yanılgılar girdi.<br />

Yanlış öğretişler nasıl girdi?<br />

Bu öğretişlerin önde gelenleri ‘insanın doğal ölümsüzlüğü’ ve ‘ölümde bilinçli olma’<br />

inancıdır. Bu öğreti Roma’nın azizlere dua etme ve bakire Meryem’e tapınma geleneklerine<br />

20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!