07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

Ne var ki bu kez de bekledikleri zaman geçti ve Kurtarıcıları ortaya çıkmadı.<br />

Kurtarıcı’nın mezarına gelip de onu boş bulduğu için ağlayan Meryem gibi hissediyorlardı;<br />

“Rabbimi almışlar. O’nu nereye koyduklarını bilmiyorum” (Yu20:13).<br />

Bildirinin doğru olabileceği korkusu imansız dünyayı dizgin-lemeye yaramıştı. Ancak<br />

Tanrı öfkesinin işaretlerini görmeyince korkularından sıyrılıp yeniden alay etmeye<br />

koyuldular. İman et-tiğini belirtmiş olan geniş bir kitle imanı reddettiler. Alaycılar zayıf ve<br />

ürkek olanları kendi saflarına aldılar. Hepsi birleşerek dünyanın binlerce yıl daha böyle<br />

kalacağını duyurmaya başladılar.<br />

Ciddi, içten imanlılar Mesih uğruna her şeyden vazgeçmişler ve inandıkları uyarıyı<br />

dünyaya duyurmuşlardı. Yoğun bir arzuyla, “Gel, Rab İsa” diye dua etmişlerdi. Ama şimdi<br />

yeniden yaşamın karmaşık yüklerini üstlenmek ve alay eden dünyanın çıkışlarına katlanmak<br />

korkunç bir sınavdı.<br />

İsa Kudüs’e zaferle girmişti. İsa’yı izleyenler O’nun Davut’un tahtına oturacağını ve<br />

İsrail’i zulmedenlerden kurtaracağına inanıyorlardı. İnsanlar büyük ümitler beslemişler,<br />

giysilerini ve ağaç dallarını O’nun yoluna sermişlerdi. Öğrenciler Tanrı’nın tasarısını yerine<br />

getiriyorlardı, ama acı bir hayal kırıklığına uğradılar. Kısa bir süre sonra Kurtarıcı’nın acı<br />

dolu ölümüne tanık oldular ve O’nu mezara koydular. Rab mezardan kalkana dek bu<br />

olayların peygamberlik yoluyla önceden bildirildiğini kavrayamadılar.<br />

Doğru zamanda verilen bildiriler<br />

Aynı şekilde Miller ve dostları peygamberliği yerine getir-diler; ve dünyaya ulaştırılması<br />

gereken esini ulaştırdılar. Hayal kırıklığına işaret eden peygamberlikleri tümüyle<br />

anlasaydılar, Rabbin gelişine ilişkin bildiriyi vermeyecekler ve farklı bir bildiri duyuracaklardı.<br />

Birinci ve ikinci meleklerin bildirileri doğru zamanda verildi ve Tanrı’nın<br />

tasarladığı şekilde başarıya ulaştı.<br />

Dünya Mesih’in ortaya çıkmaması durumunda Adventist inancının ortadan kalkacağına<br />

inanıyordu. Ama imanlarına sırt dönenler olsa bile bazıları sımsıkı durdular. Advent<br />

akımının meyveleri, insanların yüreklerini araştırmaları, dünyayı inkar etmeleri ve yaşam<br />

biçimlerinde reform yapmaları bunun Tanrı’dan geldiğine tanıklık ediyordu. Alaycılar,<br />

ikinci gelişe Kutsal Ruh’un tanıklık ettiğini inkara cesaret edemediler. Peygamberlik<br />

dönemlerinde herhangi bir hata bulamadılar; peygamberlik yorumunu yanlış çıkarmayı<br />

beceremediler. Kutsal Yazıların ciddi ve bol dualı incelenmesiyle varılan sonuçlara karşı<br />

duramadılar. Tanrı Ruhunun zihinlerin aydınlatmasına ve yürekleri diri güçle doldurmasına<br />

ses çıka-ramadılar.<br />

Adventistler, Tanrı’nın kendilerini yargı uyarısını duyurmaya yönlendirdiğine<br />

inanıyorlardı. Şöyle diyorlardı: “Bu uyarı, işitenlerin yüreklerini sınadı... böylece yüreklerini<br />

inceleyenler kimin saflarında olduklarını gördüler. Rab gelmiş olmasaydı, onları nasıl bir<br />

durumda bulacaktı; bunu gördüler. O zaman acaba “İşte bu bizim Tanrımız! Biz O’nu<br />

156

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!