07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

Bölüm 21 — Firtina Dönüyor<br />

William Miller ve dostları Tanrı’ya inananları kilisenin gerçek ümidine ve daha derin bir<br />

Hıristiyan yaşamına ihtiyaç duydukları gerçeğine uyandırmaya çalışmışlardı. İmansızları da<br />

tövbeye ve imana yönlendirmeye gayret ettiler. Miller şöyle diyor: “Onlar insanları bir<br />

tarikata döndürmeye çalışmadılar. Bütün grupların ve tarikatların arasında çalıştılar.<br />

Herkesin yararlanmasını istedim. Bütün imanlıların Mesih’in gelişinin gerçeğiyle<br />

sevineceklerini sanıyordum. Benim gördüğüm gibi göremeyenlerin, öğretiyi kabul edenleri<br />

daha az seveceklerini düşünmedim. Farklı toplantılar yapılmasının gerekliliğini<br />

anlayamadım. Benim çalışmalarımın sonucunda iman edenlerin büyük çoğunluğu, varolan<br />

çeşitli topluluklara katıldılar.”<br />

Ancak din önderleri advent öğretisine karşı karar aldıklarında üyelerinin Rab’bin dönüşü<br />

konusundaki vaazları dinlemelerine ve hatta bu ümitten söz bile etmelerine izin vermediler.<br />

İmanlılar kiliselerini seviyorlardı. Ancak peygamberlikleri inceleme haklarının inkar<br />

edildiğini gördüklerinde Tanrı’ya bağlılıkları daha baskın çıktı. Topluluklarından<br />

ayrılmaları gerektiğini hissettiler. Böylece 1844 yılının yaz mevsiminde elli bin kişi<br />

kiliselerden çekildi.<br />

Birçok kilisede dünyasallığa kayma ve ruhsal yaşamda gerileme gibi konularda yavaş,<br />

ama düzenli bir artış olmuştu. Ne var ki o yıl, ülkenin tüm topluluklarında ciddi bir gerileme<br />

oldu. Bu gerçek hem basının hem de vaazların konusu oldu.<br />

Bir yorum kitabının yazarı ve Philadelphia’nın önde gelen kiliselerinden birinin önderi<br />

olan Mr.Barnes, şöyle belirtti: “Artık kimse iman etmiyor, uyanış olmuyor; iman edenlerin<br />

de geliştiği pek görülmüyor. Çalışma odama insanların kurtuluşu hakkında konuşmak<br />

amacıyla kimse gelmiyor. Dünyasal düşünüşte bir artış var. Tüm mezheplerde de aynı şey<br />

görülebilir.”<br />

Aynı yılın Şubat ayında, Oberlin Kolejinden Profesör Finney, şöyle dedi: Ülkemizin<br />

Protestan kiliseleri, çağın tüm ahlaksal reformlarına karşı ya kayıtsız ya da düşmanca bir<br />

yaklaşım içindedir. Ruhsal soğukluk her yere yayılmıştır ve korkutucu derecede derindir.<br />

Kilise üyeleri modanın takipçileri haline gelmiş, zevk, dans ve bayram kutlamalarında<br />

tanrısızlarla el ele vermişlerdir. Kiliseler genellikle üzücü bir şekilde bozulmaktadırlar.<br />

Rab’den çok uzaklaşmışlardır; Rab de kendisini onlardan çekmiştir.”<br />

İnsanın işığı reddetmesi<br />

Ruhsal karanlığın nedeni Tanrı’nın keyfi bir şekilde lütfunu geri çekmesi değildir.<br />

Yahudi halkı, dünyaya bağlanarak ve Tanrı’yı unutarak Mesih’in gelişi konusunda tümüyle<br />

cahil kalmıştı. İnançsız bir yaklaşımla Kurtarıcı’yı reddetmişti. Yahudi ulusunu kurtuluşun<br />

bereketlerinden kesip atan Tanrı değildi. Gerçeği reddedenler, ‘karanlığı ışık yerine ve ışığı<br />

karanlık yerine’ koydular (İşaya 5:20).<br />

145

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!