07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

etmişti. Babasının evinde, dindar Yahudilerin Mesih’in gelişinin yüceliğine ve İsrail’in<br />

yeniden kurulmasına ilişkin konuşmalarına kulak kabartıyordu. Bir gün Nasıralı İsa’dan söz<br />

edildiğini duyan Wolff, O’nun kim olduğunu sordu. “Çok yetenekli bir Yahudi” diye cevap<br />

verdiler, “ama kendisinin Mesih olduğunu iddia etti, Yahudilerin önderleri de O’nu ölüme<br />

mahkum etti.”<br />

“Neden Kudüs mahvoldu ve biz esaret altındayız?” diye sordu çocuk.<br />

Babası, “Ne yazık ki, Yahudiler peygamberleri öldürdüler” dedi. Çocuk düşünceyi o anda<br />

kavradı; “Belki İsa da bir peygamberdi ve Yahudiler O’nu masum olduğu halde<br />

öldürmüşlerdi.” Wolff, Hıristiyan kilisesine girmesi yasak olduğu halde, vaazları dinlemek<br />

için kapı önünde gezinirdi. Yedi yaşındayken imanlı bir komşularına İsrail’in gelecekte<br />

Mesih’in gelişiyle kazanacağı zaferle övünüyordu. Yaşlı adam nazik bir dille şöyle cevap<br />

verdi: “Canım oğlum, sana gerçek Mesih’in kim olduğunu söyleyeyim: O Nasıralı İsa’dır...<br />

Atalarınız O’nu çarmıha germiştir. Eve gidip İşaya’nın otuz üçüncü bölümünü oku; İsa<br />

Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğunu göreceksin.”<br />

Wolff eve gitti ve ayeti okudu. O peygamberlik Nasıralı İsa’nın yaşantısında nasıl da<br />

yetkin bir şekilde yerine gelmişti. Hıristiyan komşunun sözleri doğru olabilir miydi? Çocuk<br />

babasına peygamberliğin açıklamasını sordu, ama öyle sert bir sessizlikle karşılaştı ki bir<br />

daha asla bu konuya değinmeye cesaret edemedi.<br />

Henüz on bir yaşındayken eğitim almak, inancını ve mesleğini belirlemek için hayata<br />

atıldı. Tek başına ve parasız olduğu halde rotasını çizmeye koyuldu. Dikkatle çalışarak<br />

kendini geliştirdi ve İbranice öğretmeye başladı. Roma’nın inancını kabullenmeye<br />

yönlendirildi. Roma’daki Propaganda Kolejinde çalışmalarını sürdürmeye gitti. Orada<br />

kilisenin bozukluğunu görüp reform yapılmasını istedi. Bir süre sonra açığa alındı. Asla<br />

Katolikliğin tutsaklığı altına girmemeye kararlıydı. Bu arada Katolik kilisesi Wolff un adam<br />

olmayacağını ilan ederek onu dışladılar. Sonra İngiltere’ye giderek İngiliz Kilisesine katıldı.<br />

İki yıllık çalışmadan sonra kendi ruhsal hizmetine başladı.<br />

Wolff peygamberliklerin, Mesih’in güç ve yücelik içinde ikinci gelişini vurguladığını<br />

görüyordu. İnsanları vaat edilen Mesih olarak Nasıralı İsa’ya, O’nun ilk gelişine ve günahlar<br />

için kurban oluşuna yönlendirirken, aynı zamanda ikinci gelişini de öğretiyordu.<br />

Wolff Rab’bin gelişinin yakın olduğuna inanıyordu. Peygamberlik dönemlerine ilişkin<br />

kendi yorumları, Rab’bin dönüş tarihini, Miller’ın belirttiği zaman dilimine yerleştiriyordu.<br />

“Rabbimiz bize zamanların belirtilerini vermedi mi? İncir ağacının yapraklarına bakarak<br />

yazın yaklaştığını anladığımız gibi kendi gelişinin belirtilerini de aynı şekilde bilmemizi<br />

istemedi mi? Tıpkı Nuh’un gemiyi hazırladığı gibi bizler de zamanların belirtilerine bakarak<br />

ye-terince bilgi sahibi olabiliriz.”<br />

138

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!