07.04.2023 Views

Büyük Çatişma

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler. ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

Dinsel özgürlük öğretisi sapkınlık olarak değerlendirildi ve bunu destekleyen kişilerin hakları ellerinden alındı. Uzun bir çatışmadan sonra sadık olanlar, kiliseden ayrılmalarının mutlak bir gereksinim olduğunu görüyorlardı. Kendi canları için ölümcül olacak, çocuklarının ve torunlarının imanlarını da tehlikeye atacak hatalara katlanmaya cesaret edemediler. Ülkeleri kurban ederek yapılacak barışın çok pahalıya mal olacağını anladılar. Eğer gerçekten ödün verilerek bir birlik oluşturulacaksa, varsın farklılık olsun ve hatta savaş çıksın diye düşündüler.

ANAHTAR KELİMELER: drama, aksiyon, gerilim, tarih, önyargı, isyan, tarih, siyaset, devrim, reform.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Büyük</strong> Çatışma<br />

yıkayan ve böylelikle yaşam ağacından yemeye hak kazanarak kapılardan geçip kente<br />

girenlere ne mutlu! Aşağılık köpekler, büyücüler, cinsel ahlaksızlıkta bulunanlar, adam<br />

öldürenler, puta tapanlar ve yalanı sevip hile yapanların hepsi dışarıda kalacaklar” (Efesliler<br />

5:5, Esinleme 22:14,15).<br />

Tanrı günahla uğraşma yöntemini insana bildirmiştir. “Rab... yok eder kötülerin hepsini.”<br />

“Ama baş kaldıranların hepsi yok olacak, kötülerin kökü kazınacak” (Mezmurlar 145:20;<br />

37:38). Tanrısal yönetimin yetkisi isyanı bastıracak, Tanrı’nın adaleti kötülere karşılık<br />

verecektir. Bu öğreti Tanrı’nın merhametli ve şefkatli karakterine uyum sağlamaktadır.<br />

Tanrı kendi isteğini zorla kabul ettirmez. Köle gibi itaatten hoşlanmaz. Elleriyle yarattığı<br />

varlıkların kendisini, sevilmeye layık olduğu için sevmelerini ister. Kendi bilgeliğini,<br />

adaletini ve iyiliğini kavrayabilecek akılları olduğundan söz dinleyeceklerini umar.<br />

Tanrısal yönetim ilkeleri Kurtarıcı’nın, “Düşmanını sev” buyruğuyla uyum içindedir<br />

(Matta 5:44). Tanrı evrenin ve hatta yargısına uğrayanların iyiliği için kötüleri yargılar.<br />

Onları sevgisinin belirtileriyle kuşattığı ve merhametlerini sunduğu halde, sevgisini hor<br />

görmüşler, yasasını boşa çıkarmışlar ve şefkatini reddetmişlerdir. Sürekli O’nun<br />

armağanlarını aldıkları halde, vereni gücen-dirirler. Rab onların sapkınlığına uzun bir süre<br />

boyunca katlanır; ama bu asileri kendi yanına zincirleyip isteğini zorla mı yaptıracaktır?<br />

Gökyüzüne girmeye hazırlıksız<br />

Önderleri olarak Şeytan’ı seçen insanlar, Tanrfnın huzuruna girmeye hazırlıksızdırlar.<br />

Gurur, aldanış, zalimlik ve benliğe ait işler onların karakterlerini belirlemiştir. Böyle<br />

insanlar gökyüzüne girip yeryüzündeyken nefret ettikleri kişilerle sonsuza dek birlikte<br />

yaşayabilirler mi? Gerçek asla bir yalancıyla bağdaşmayacak, yumuşaklık kendine duyulan<br />

saygıyı asla tatmin etmeyecek, paklık kirliliği kabullenmeyecek, sevgi bencilliğe çekici<br />

gelmeyecektir. Gökyüzü, bencilce çıkarlara adanmış olanlara ne sunabilir ki?<br />

Yürekleri gerçeğin ve kutsallığın Tanrısına karşı nefretle dolmuş kişiler, göksel orduyla<br />

birleşip onların övgü ezgilerini nasıl söyleyebilir ki? Onlara yıllarca prim verildi, ama<br />

zihinlerini paklığı sevmek üzere eğitmediler. Gökyüzünün dilini asla öğrenmediler. Artık<br />

çok geçtir.<br />

Tanrı’ya isyanla dolu bir yaşam, onları gökyüzünden yoksun bırakmıştır. Göğe girerlerse,<br />

oranın paklığı ve esenliği onlar için bir işkence olacaktır; Tanrı’nın yüceliği onları yakıp<br />

tüketecektir. O kutsal yerden kaçıp yıkımı kucaklamak isteyecekler, kendilerini kurtarmak<br />

için can veren Kişi’den yüzlerini gizleyeceklerdir. Kötülerin sonu kendi seçimleriyle<br />

belirlenmiştir. Onların göğe alınmamaları hem kendi istekleriyle hem de Tanrı’nın adaleti ve<br />

merhametiyle olmuştur. Tıpkı tufanın suları gibi o büyük günün alevleri, Tanrı’nın kötülere<br />

ilişkin hükmünü açıklamaktadır. Onlar iradelerini isyan etmek amacıyla kullanmışlardır.<br />

Yaşam sona erdiğinde, suçtan itaate ve nefretten sevgiye dönmek için artık çok geç<br />

kalınmıştır.<br />

210

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!