You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
çatmak”, yani üzerinde emek sarfetmek, onu sanatın kurallarına göre söylemek gerekir. Bunu<br />
yaparken de amaç salt güzel söylemek değil asıl amaç “balı yağa katmak” şeklinde bir “faydacılık”<br />
anlayışıdır. Çünkü <strong>Yunus</strong>’un şiir söylemede bir gayesi vardır. Bu gaye, İslam iman ve idealini<br />
geniş Halk topluluklarına duyurmaktır. <strong>Yunus</strong>’un şiirlerine dikkatli bir gözle bakıldığında<br />
onların lirizm değerinin yüksekliği yanında aynı zamanda didaktik bir taraf da görmemiz bu<br />
yüzdendir.<br />
Fakat <strong>Yunus</strong>, didaktik şiirlerine bile lirizm katmış, başka bir deyişle söze verdiği bu<br />
değerle “didaktik mısralarını bile şiir gücüne yükseltmiş, fikirle lirizmi kaynaştırarak kendisini<br />
Türkçenin Mevlânası doruğuna çıkarmıştır.” 121<br />
<strong>Yunus</strong>’a göre söz, son derece etkili bir vasıtadır:<br />
Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı<br />
Söz ola ağulu aşı yağ ile bal ide bir söz<br />
Şeklindeki ifadesi sözün bu büyük tesirini gösteren ilginç bir örnektir. Söz, <strong>Yunus</strong>’a<br />
göre insanın yüzünü ak etmeli, faydalı sonuçlara yol açmalıdır. Bunun için sözün hem gönül<br />
hem akıl süzgecinden geçirilerek söylenmesi esastır. Eğer böyle yapılırsa kişi ne zaman, neyi,<br />
nasıl söyleyeceğini iyi bilir. Sözün iyi ve güzel olanını, iyi ve güzel biçimde söyler. Böylece söz<br />
“Bu cihan cehennemini sekiz uçmak” edecek bir kudret kazanır.<br />
<strong>Yunus</strong>, bu söyleyişle bir tefekkür şairi olduğunun, yaptığı işin şuurunu hep taşıdığının<br />
ve bu yoldaki başarısının da farkındadır:<br />
<strong>Yunus</strong> ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin<br />
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun<br />
İfadesi bu durumun bir göstergesidir. Buradan tekrar başa dönecek olursak <strong>Yunus</strong>’un<br />
derdinin şairlik değil, şiiriyle insanlara faydalı olma düşüncesi olduğu görülür. Tabi ki bu durum<br />
onun şairliğinde bir noksanlık meydana getirmemiştir. Çünkü neyi nasıl söyleme konusunda<br />
ortak değer olarak güzellik ve faydayı benimsemiş, her iki kavramı da ince söyleyişleriyle<br />
kaynaştırıp birleştirerek hem bir “deha” hem bir “gönül” şiiri ortaya koymuştur.<br />
Yine sözün “cihan cehennemini cennete çevirmesi” ifadesi de bu anlamla birlikte<br />
<strong>Yunus</strong>’un çağına özgü, onun sorunlarını bilen bir insan sıfatıyla nasıl bir şiir söylenmesi gerektiği<br />
konusundaki yaklaşımını da izah etmektedir. Çünkü çağ, acıların, zulümlerin ve kötülüklerin<br />
çağıdır. Böyle bir çağda söze öyle kutlu bir misyon verilmedir ki bütün bu olumsuzlukları<br />
olumlu bir şekle dönüştürsün. Yaralara merhem, dertlere derman olsun. <strong>Yunus</strong>, şiirini böyle bir<br />
bilinçle kurmuş, muhatabı olan insanlarda böyle bir etki meydana getirmek istemiş ve bunu<br />
başarmıştır.<br />
121. Ahmet Kabaklı, <strong>Yunus</strong> Emre, s. 83<br />
113