You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
fidanı veya sürdükleri tarla onlar için derinden inanmış oldukları bir hayat felsefesinin maddi<br />
sembolü, şartı veya delili idi". 43<br />
Mehmet Kaplan, <strong>Yunus</strong>’la ilgili olarak yazdığı üç ayrı makalede de <strong>Yunus</strong>'un şiirlerinden<br />
çıkarak yaptığı ilginç yorumlar sunar okuyucuya. Ona göre “<strong>Yunus</strong>'un şiirinde nebatlarla ilgili<br />
pek çok kelime ve kavram geçmektedir. Bu durum <strong>Yunus</strong>'un bir köylü olduğunu gösterdiği<br />
kadar, bir yaşayış tarzının da ifadesidir. Zira toprakla uğraşma, ürün elde etme, bu olaylar olup<br />
biterken ortaya çıkan durumlarla bir dervişin olgunlaşması arasında derin ilgiler mevcuttur.<br />
Nebatlar insan iradesinden çok ilahi iradeye bağlı olarak yetişirler. İnsana düşen; sabır, emek,<br />
çalışma ve tevekkülle sonucu beklemek, bir tohumun meyveye dönüşünü izlemektir. Kişi<br />
buradan ilahi kuvvetin mevcudiyeti fikrine ulaşır.”<br />
Yine tabiattan alınan diğer semboller de aynı şekilde değerlendirilebilir. “Toprak ve<br />
su iyiliği doğururken, ateş ve hava kötülüğü simgeler. Bunlar insanın vasıflarıdır. İnsan su ve<br />
toprakla sabrı tevekkülü öğrenirken, ateş ve havayla gururun niteliğini anlar”. 44 Solan bitkiler<br />
ölümü; bahar yeniden dirilişi düşündürür. Bahar-kış tezatı insanı bunaltır ve solmayan bahara,<br />
öteye özlem duygularını kamçılar. Tabiat, ebediliğin ve faniliğin derslerini verir. Derviş,<br />
meyvelerinden herkesin faydalandığı bir ağaç misalidir.<br />
Her kime dervişlik bağışlana<br />
Kalbi pak ola gümüşlene<br />
Nefesinden misk ü anber tüte<br />
Budağından il il şar yemişlene<br />
Yaprağı derdlü için derman ola<br />
Gölgesinde çok kademler işlene<br />
Âşıkun gözi yaşı hem göl ola<br />
Ayagından sâz bitüp kamışlana<br />
Bu şiir, o zamanki tekkelerin fonksiyonlarını da gösterir. Zira tekkeler, sadece dinî ve<br />
ruhî sebeplerle ortaya çıkmamışlardır. Ortaya çıkışlarında sosyal, kültürel ve ekonomik sebepler<br />
de vardır. Bundan dolayı tekkelerde sadece manevi eğitim uygulanmaz. Tekkeler, madde ve<br />
manayı birleştiren, insanı bu iki gerçeğiyle birlikte eğiten kurumlardır. Bir yerde güzel sanatlar<br />
mektebidir, bir yerde spor ocağıdır. Öbür yanda misafirhane, hastahane, gariplere, yoksullara<br />
yolculara sığınak olan yerlerdir.<br />
43. Mehmet Kaplan, Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar, c.1 s. 136-137<br />
44. Mehmet Kaplan, a.g.e. s. 147<br />
36