31.01.2015 Views

Bizim Yunus - Eskişehir Valiliği

Bizim Yunus - Eskişehir Valiliği

Bizim Yunus - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />

düşürmektedir. İşte aşk, en başta insanın kâinat içerisinde bu duruş noktasını belirlemesi<br />

açısından önem taşımaktadır.<br />

İlahi referanslı aşk, insanı hamlıktan, çiğlikten kurtarıp olgunluk derecesine getirirken<br />

bu aşktan yoksunluk onun insan olmaktan uzaklaştırmaktadır. İşte insanın önce kendisine,<br />

sonra diğer insanlara ve bütün varlıklara karşı zulmünün temelinde bu hamlığı, çiğliği, aşksızlığı<br />

yatmaktadır.<br />

Seven insan, en başta inançlı insandır. Yaratıcısıyla samimi bir münasebet hâlindedir.<br />

Bu, ona bir taraftan dünyada bulunuşunun anlamını kazandırırken bir yandan da sorumluluk<br />

yükler. Böylesi bir donanım içerisinde olan insan, yıkıcı değil yapıcı olur. Şahsiyet ve karakteri,<br />

yaratılış gayesine uygun olarak teşekkül eder. Menfi hareketler içerisinde olmaz. Kendiyle ve<br />

çevresiyle barışıktır, barış hâlindedir. Bütün yaratılmışlara aynı göz ile ve sevgiyle bakar. Her<br />

varlıkta ilahi güzelliği temaşa eder. Böyle olunca bir insanı öldürmesi, bir şehri yakıp yıkması,<br />

bir çiçeği soldurması düşünülemez.<br />

Sevgisiz insan ise, en başta kendisiyle kavgalıdır. Bu huzursuzluk onu anarşinin<br />

kucağına iter. Böylece sevgisiz insan, Hakk’ı ve Halk edilmiş olanları unutur. Doğru ve güzel<br />

olana karşı savaş açar. Huzur ve sükûn böyle bir insanın dünyasına çok uzak kavramlar hâline<br />

gelir. Yeryüzüne gelişinin hikmetlerine yabancı düşer. Düzeni değil kargaşayı, adaleti değil<br />

zulmü seçer. Gülü koklamaktan değil kan dökmekten zevk alır. Masumların çığlığı yürek telini<br />

titretmez. Çünkü kalbi, kuru ve çorak bir tarlaya dönüşmüştür. Onun içinde sevgi çiçekleri<br />

açmaz. Gözyaşını bilmez. Hikmetten yoksundur.<br />

İşte <strong>Yunus</strong>’u hem çağında hem de sonraki çağlarda önemli kılan özelliği, sevgiyi<br />

düşünce dünyasının asıl meselesi yapmasıdır. O, sevgisizliğin hüküm sürdüğü karanlık bir<br />

çağda yaşadı. Moğol ve Haçlı seferleriyle her türlü zulümle, kötülükle yüzyüze gelen bir çağda,<br />

çağdaşları Hz. Mevlâna, Hacı Bayram Veli gibi diğer sevgi kahramanlarıyla birlikte insanları<br />

sevgiye çağırdı. Bir gönül doktoru oldu. Onun sevgi çağlayanı mısraları çağrısının ulaştığı her<br />

insanı aşkla tanıştırdı. Aşkla yani, kendisiyle ve yaratıcısıyla… Böylece, yeni bir toplum, yeni bir<br />

insan yapısı kuruldu. Cihana adalet, bilgi ve sevgi ışıklarını salan Osmanlı, <strong>Yunus</strong> ve onun gibi<br />

sevgi erenlerinin çabalarıyla kuruldu.<br />

Savaşların, adaletsizliklerin, hürriyetsizliklerin ve sevgisizliklerin egemen olduğu<br />

çağımızda insanoğlu yine “Düşmanımız kindir bizim” diyen sesi özlüyor. Bu, <strong>Yunus</strong>’un sesidir.<br />

“Yetmiş iki millete bir göz ile bakan” bir ermişin sesidir. O, bize yalnızca mücerred Allah<br />

sevgisini öğretmedi. Zira Hakk’ı sevmek yaratılmışları sevmekten geçiyordu. Bu yüzden sevgi<br />

şemsiyesi altına bütün varlıklar girdi. En başta da insan…. Zira, asıl sevgiye muhtaç olan oydu.<br />

Öte yandan sevgi, onda kuru bir teori olmadı. Bu anlayışı bir inanç hâline getirip yaşayarak<br />

günlük hayatının bir gerçeğine dönüştürdü.<br />

95

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!