You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
tasavvuftan ziyade felsefe gözüyle bakanlar için <strong>Yunus</strong> panteist de denebilir.<br />
Ama bütün bunlar, yine birkaç mısraya bağlı kalarak yapılan yorumlardır. Oysa<br />
karşımızda bir eser ve bir hayat durmaktadır. Bu esere ve hayata bir bütünlük içinde bakıldığında<br />
ve parçalar bütünleştirildiğinde ise karşımıza bu söylenen tarikatların, yolların, anlayışların<br />
hiçbirine sığmayacak denli derinlikli, büyük bir insan çıkar.<br />
Yaşadığı çağın özellikleri de dikkate alındığında onu bir topluluğa ait göstermenin doğru<br />
olmayacağını ortaya koymaktadır. Çünkü her şeyden önce <strong>Yunus</strong>’un yaşadığı çağda kurumlaşmış<br />
bir tarikat yoktur. Ancak Bektaşilik ve Mevlevilik oluşma sürecindedir. <strong>Yunus</strong>’un bu iki tarikatın<br />
mensuplarıyla mutlaka münasebetleri olmuştur. Her iki tarikat da menkıbelerine Y u n u s ’ u<br />
almışlar, <strong>Yunus</strong> da Hacı Bektaş isminden şiirlerinde hiç söz etmese bile Hacı Biektaş müntesibi<br />
gösterilen şeyhi yoluyla Bektaşilikle, yine adından söz ettiği Mevlâna dolayısıyla Mevlevilikle<br />
ilgisiz olması düşünülemez. Fakat bu durum bu meselenin çözümü için yetmemektedir.<br />
Bundan daha önemlisi ise <strong>Yunus</strong> Emre’nin kişisel tutumudur. <strong>Yunus</strong> Emre, her şeyden<br />
önce tevhid (birlik) fikrinin şairidir. Bu fikir onda sadece Allah’la bir olma şeklinde şahsî bir<br />
anlayış veya tasavvufî bir görüş olmanın ötesinde sosyal boyutları da olan bir hadisedir. Zira<br />
yaşadığı devirde en çok ihtiyaç duyulan tek şey birlikti. Sevgiydi, hoş görüydü… Bu değerleri<br />
benimseyip yaygınlaştırmak isteyen biri sadece bir zümrenin mensubu olamaz. Dolayısıyla<br />
<strong>Yunus</strong> Emre, bütün tarikatların tartışmasız kabul ettiği ama benimsenme olayı tarikatlarla<br />
sınırlı kalmayıp bütün insanlar tarafından yapılan evrensel bir isimdir. Dünyaya Türk- İslam<br />
kültürünün bir armağanıdır. Onu bir tarikata ait göstermek <strong>Yunus</strong>’u bir daireye hapsetme<br />
gayretkeşliği olur ki bu asla doğru değildir.<br />
<strong>Yunus</strong>, hayatı boyunca bir İslam şairi olmanın şuuruyla hareket etmiş, bütün İslamî<br />
oluşumlara aynı gözle bakmış, onlarla ilgilenmiş bir sufidir. Tabduk Emre'ye bağlanmış olsa<br />
bile şahsiyetini bir tarikatın kesin kurallarıyla sınırlandırmadan başka yollarla da münasebet<br />
kurmuş, hepsinden yararlanmış, daha sonra da şiirleri, gezileri aracılığıyla düşüncelerini sadece<br />
kendi Halkına değil evrensel bir dille bütün insanlığa yaymıştır. 78 Her tarikatın, her bölgenin,<br />
her düşüncenin dün olduğu gibi bugün de ona sahiplenmesi ondaki bu evrensel İslam anlayışının<br />
en iyi göstergesidir. <strong>Yunus</strong>, her şeyden önce bir aşk adamıdır. Aşk hudut dinlemez, mecralara<br />
sığmaz. Şiirlerinden çıkarılabilecek <strong>Yunus</strong> mizacı da muayyen bir tarikatın adamı olmasına<br />
zaten engel bir durum olarak görülmelidir. Dolayısıyla o “tarikatsız bir tarikat adamıdır.” 79<br />
Bu konuyu bitirirken şu hususu da belirtmek gerekiyor. Tasavvufa ve tarikatla ilgili<br />
önyargılar yahut yeterli bilgi sahibi olmamak gibi sebeplerle <strong>Yunus</strong> Emre’nin “tarikatlar üstü”<br />
78. Sezai Karakoç, <strong>Yunus</strong> Emre, s. 16<br />
79. Yusuf Ziya İnan, Doğa ve Din Yorumcusu <strong>Yunus</strong> Emre, s. 27<br />
67