You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
BİR MOLLA KASIM GELİR<br />
“Derviş <strong>Yunus</strong> bu sözü eğri büğrü söyleme<br />
Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir”<br />
<strong>Yunus</strong> EMRE<br />
Menkıbeye göre “<strong>Yunus</strong>, üç bin şiir söylemiş. Bunları bir divan hâline getirmiş. Molla<br />
Kasım isimli şeriat bilgini bir su kenarına oturup bu şiirleri okumaya başlamış. Bunlardan<br />
binini okumuş ve şeriata aykırı bularak yakmış. Kalan bin tanesini de aynı sebeple suya atmış.<br />
Üçüncü bine başlayınca şu beyitle karşılaşmış:<br />
Derviş <strong>Yunus</strong> bu sözü eğri büğrü söyleme<br />
Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir<br />
Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım, <strong>Yunus</strong>'un kerametine inanmış. Divanı öpüp alnına<br />
koymuş. Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmış. Şimdi <strong>Yunus</strong>'un o yakılan bin şiirini gökte kuşlar<br />
ve melekler, denize atılan bin tanesini balıklar, kalan bin şiirini de insanlar okumaktalarmış.”<br />
<strong>Yunus</strong>’un en çok yorumlanan menkıbelerden biri de işte bu menkıbedir. Burada dıştan<br />
bir bakış, bize Molla Kasım’ın sadece zahiri bilgileri edinmiş; fakat hakikat bilgisinden yoksun<br />
bir din bilgini olduğunu gösterir. İşte bu yaklaşım tarzıdır ki karşımıza her zaman “Molla Kasım-<br />
<strong>Yunus</strong> Emre” sembolleriyle bir “şeriat-tarikat” çatışmasını çıkarır. Hatta <strong>Yunus</strong>’un hayat seyri<br />
“Molla <strong>Yunus</strong>-Derviş <strong>Yunus</strong>” şeklinde iki dönemde ele alınır. 63 Şiirine de böyle yaklaşılarak<br />
onun namazla, oruçla vb. ilgili söyleyişleri hayatının “mollalık” dönemine ait söyleyişler olarak<br />
gösterilir. Bu yoruma göre <strong>Yunus</strong> “derviş” olduktan sonra bunları geride bırakmıştır.<br />
Bu görüşlere hak verilebilir mi <strong>Yunus</strong>’u değerlendirmek için şiirlerini parçalara<br />
ayırarak incelemek ne ölçüde doğru olur Doğrusu, bu mesele bu kadar basit yaklaşımlarla ele<br />
alınamaz. Çünkü marifet yolunun dört kapısı olan “şeriat-tarikat-hakikat-marifet” birinden<br />
girilince diğerinin terk edildiği kapılar değildir. Bunların her biri birer merhâledir. Dolayısıyla<br />
63 İlhan Başgöz, <strong>Yunus</strong> Emre, s. 21-23<br />
55