Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ÖN SÖZ<br />
20. yüzyılda şiiriyle, dünya görüşüyle çağdaş bir <strong>Yunus</strong> yorumcusu/takipçisi<br />
sayabileceğimiz Necip Fazıl Kısakürek, <strong>Yunus</strong>’la alakalı olarak yazdığı şiirlerden birine<br />
başlık olarak “<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong>” ifadesini seçer. Üstelik bu ifade, sadece başlık olarak da kalmaz<br />
ve şiirin bütününde nakarat dizeleri olarak devam eder.<br />
“<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong>” ifadesi, şair tarafından belli ki bilinçle seçilmiş bir ifadedir. Zira<br />
şairlerin milletleri adına konuşan kişiler oldukları düşünülecek olunursa N. Fazıl’ın<br />
<strong>Yunus</strong> Emre’den “<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong>” diye söz etmesi onu ne kadar sevip benimsediğinin bir<br />
göstergesidir.<br />
“<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong>” şeklindeki bu mensubiyet ve benimseme ifadesi sadece Necip Fazıl’a has<br />
değildir elbette… Bu ifade, aslında Tabduk Emre’ye aittir. Yani <strong>Yunus</strong> Emre, daha dervişlik<br />
yoluna girdiği ilk anlardan itibaren böyle bilinmekte ve üstelik bu şekildeki benimseme bizzat<br />
şeyhi tarafından “<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong>” şeklinde söylenmektedir.<br />
Doğrusu, <strong>Yunus</strong> Emre için söylenebilecek pek çok söz bulunabilir ama hiç biri bu “<strong>Bizim</strong><br />
<strong>Yunus</strong>” ifadesinin kapsayıcılığına ulaşamaz. <strong>Yunus</strong>, gerçekten de bizimdir. Anadolu’nun<br />
<strong>Yunus</strong>’udur, dünya’nın <strong>Yunus</strong>’udur. Dolayısıyla o, bütün insanlığın kendisinde birleşebileceği<br />
ender insanlardan biri olarak diliyle, tavrıyla “bizim…” kelimesindeki mensubiyet ve<br />
bağlanma anlamına en uygun isimdir. Çünkü her insan için, hayattaki en temel hedef,<br />
ergin ve yetkin bir insan hâline gelme hedefidir. Bu noktaya gelen kişi bir “sevgi” ve “barış”<br />
insanıdır. <strong>Yunus</strong> Emre, her şeyden önce bu hedefi gerçekleştirmiş müstesna bir şahsiyet olarak<br />
insanlığın önünde örnek ve önder bir kişidir. Bu özelliğinden dolayı yaşadığı çağdan bugüne<br />
fikrî, edebî bakış ve anlayış tarzları ne olursa olsun yüreğini hakikate ayarlamış, içinde<br />
sevgiyi en yüce değer kabul eden herkes ve her kesim tarafından böyle bilinegelmiştir. Bu genel<br />
kabul olayıyladır ki <strong>Yunus</strong> Emre, birleştirici bir unsur olmuş, söylemi her çağda içtenlikle ve<br />
tartışmasız olarak benimsenmiştir.<br />
Böylesi şahıslar için sevenlerin gönlündeki portreleri tarihî kişiliklerinin önüne geçer<br />
ve ortaya çok farklı fotoğraflar çıkar. Bu bir anlamda iyi bir gelişme olsa bile son noktada bir<br />
kafa karışıklığına da yol açar. Kişinin hakikati meçhuller perdesiyle örtülünce sadece yoruma<br />
ve yaklaşıma dayalı bilgilerle yetinmek durumunda kalırız. Bu da hakikatin üzerinin<br />
örtülmesi anlamına gelir. Böyle bir durumda karşımızda artık “<strong>Yunus</strong>” değil “<strong>Yunus</strong>’lar”<br />
durmaktadır.<br />
6