Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
Hüseyin Hatemi<br />
YUNUS DÜŞÜNCESİNİN TEMEL NİTELİKLERİ*<br />
Birçokları İslam'a kötümser önyargılarla yüklü bir bakış ile bakmaya alışık olduklarından,<br />
<strong>Yunus</strong> düşüncesinin eşsiz ürünlerinin İslam'a nispeti olamayacağını düşünürler. Bu sebeple,<br />
<strong>Yunus</strong> düşüncesine İslam’dan başka her yerden, her öğretiden temeller ararlar. Çünkü <strong>Yunus</strong><br />
Emre çelişkisiz ve göz kamaştırıcı bir insan hakları bilincine sahiptir. Hemen herkes O'nun<br />
"cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan / Şer'ün evliyasıyla hakıykatde âsidir" beytini bilir<br />
(Divan, XIX, s. 49).<br />
Yine <strong>Yunus</strong> "Yetmiş iki milletin hem ma'şuku oldurur/Âşıkı ma'sükundan ayırmaklık<br />
fâl değil" der. Aynı şiirde bir başka mısra ile de insanlar arasında insanlık onuru ve insan<br />
haklan açısından eşitlik ilkesini kesinlikle belirtir: Bir kapı kullarına şaşı bakmak yol değil!<br />
(Divan, XLII, 175). Bir başka şiirde de, korkusuzca ve bu kanaatinin tam bilincinde olarak aynı<br />
görüşü tekrarlar: Yetmiş iki millete suçum budur Hak dedim/Korku hıyanetdedir, ya ben niçin<br />
kızaram (Niçin yüzüm kızarsın) (Divan, LXXXVII, s. 85).<br />
Allah âlemlerin Rabbidir. <strong>Yunus</strong> aynı Yaratıcı'nın yarattığı insanlar arasında insanlık<br />
onuru açısından fark gözetmez. Dil ayrılıkları onun bu görüşüne, bakışına perde olmaz:<br />
"Yetmiş iki dil açtı, araya sınır düştü/Ol bakışı biz bakdık, yermedik âm u hası” (CXCV, s. 146).<br />
İnsanlık değeri açısından, hiç kimse diğerinden aşağı görülmemelidir. Fark gözetmek ayıptır:<br />
“Bir çeşmeden sızan su acı-tatlı olmaya/Edebdür bize yermek, bir lüleden sızaram” (Aynı<br />
Yaratıcı'nın kullarını beşeri özellikleri dolayısı ile aşağı görmek, onları hor bakmak, utanılacak<br />
şeydir. Oysa cümlesi aynı kaynaktan, aynı lüleden gelen sû gibidir) (Divan, LXXXVII, 85).<br />
Irkçılık temeline dayanan tüm dünya görüşleri boştur, temelsizdir: "Değilim kıyl u kaalden, ya<br />
yetmiş iki dilden/Hâlim ahvalim nedir Bu mülke sorageldim" (CVIII, s. 97);<br />
<strong>Yunus</strong> Emre'nin; hakkında "Mevlânâ Hudavendgar bize nazar kılalı/Onun görklü<br />
nazarı gönlümüz aynasıdır" dediği (Divan, s. 161, XVI) Rûmî, belki de kendisi ile görüşen<br />
genç <strong>Yunus</strong> için söylediği yarı Türkçe şiirde, "çobanı berk dut kurdun öküşdür (çoktur) İşit<br />
benden karakuzum, karakuz!" öğüdünü verdikten sonra, <strong>Yunus</strong>'un bir çok şiirinde tekrarladığı"<br />
aynı insancı bakış açısını dile getiriyordu: "Eğer Farssan, eğer Rumsan, eğer Türk/Zeban-ı bîzebânân-râ<br />
biyârnûz!" (Mevlânâ Dîvânı, Emir-i Kebir baskısı, s. 468, N. 1183) Fars isen, Rum<br />
isen, Türk isen, ne olursan ol! Dilsizlerin dilini öğren!)<br />
<strong>Yunus</strong> bu tebliği almış ve benimsemiştir: Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi/Dilsiz<br />
kulaksız sözün can gerek anlayası (Divan, s. 146, CXCV).<br />
Bütün yaratılmışları kapsamına alan ve su ve toprak kaydından kurtulan bu bilgece<br />
bakışta, katı ve zalim olmak, gönül yıkmak, en yanlış davranıştır: “Ak sakallı bir koca, bilemez<br />
ki hâl O nice/Emek vermesin Hacc'a bir gönül yıkar ise/Gönül Çalab'ın tahtı, Çalap gönüle<br />
baktı/İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise” (Divan, CXLVII, s. 119).<br />
228