Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Bizim</strong> <strong>Yunus</strong> / Mustafa Özçelik<br />
Moğol zulmünden kaçarak Anadolu’ya gelen bu erenler arasında Fahrüddin Iraki,<br />
Necmedddin-i Dâye, Evhadüddin-i Kirmani, Sadreddin Konevî, Muhiddin Arabî, Ahi Evren,<br />
Hacı Bektaş, Bahaeddin Veled, Mevlâna… gibi maneviyat büyükleri de bulunuyordu. Anadolu<br />
bu isimler sayesinde hem fikri anlamda hem de dil, kültür ve edebiyat sahasında bir canlılığa<br />
kavuştu. Halk, sufîlerin bu çalışmalarıyla kendini derleyip toparlayarak yeni bir yaşama ruhu ve<br />
üslubu kazandı. Birlik ve beraberlik yeniden tesis edildi.<br />
Fakat, bu tablonun bir de öteki yüzü vardı. Anadolu’ya gelenlerin hepsi müspet bir<br />
anlayışta değildi. Ahmet Yesevi erenleri arasında Şamanist çizgilerini henüz kaybetmemiş<br />
olanlar da vardı. Bunlar, göç sırasında Suriye ve İran bölgesinde karşılaştıkları Batınive Haricî<br />
karakterli akımlardan da etkilendiler ve Yesevi dervişleri arasına katılarak onlarla birlikte<br />
Anadolu’ya girdiler. Anadolu’dan Suriye’ye, Mısır’a, Hicaz’a kadar uzanan alanda merkezler<br />
kurarak kendi kabulleri ve anlayışları çerçevesinde temsilciler yetiştirerek Halkı kendi taraflarına<br />
çekmeye çalışarak bu müspet tablonun içerisinde bir nifak unsuru oldular.” 12<br />
Bu gruplar, şehirlerden çok köylerde ve göçebeler arasında uygun bir zemin bularak<br />
Halkın içinde bulunduğu sosyal, siyasî ve ekonomik sıkıntıları istismar edip onları dinin<br />
kayıt ve külfetlerinden azade tutarak onlara tehlikeli bir hürriyet vaat ederek Halk tabakaları<br />
arasında bir fesat ortamı oluşturdular. Dinin zahiri hükümlerini küçümsediler. İslam inanışını<br />
batıl yorumlarıyla sulandırmaya ve böylece din bağını zayıflatmaya çalıştılar. 13<br />
Bir taraftan da bu topraklarda benimsenebilmek için bazı Sünni tarikatlarla kendi<br />
aralarında bir münasebet kurarak, Sünnibüyüklerinin menkıbelerini kaynaklarına alarak<br />
onların ismi ardında bulanık bir anlayışı yaymayı başardılar. Hacı Bektaş, Geyikli Baba, Sarı<br />
Saltuk ve Ahi büyükleri, Batınive Haricîlerin bu çabalarıyla yanlış inanışların temsilcileri gibi<br />
gösterilmeye çalışıldı.<br />
Bu grupların inançlar üzerindeki tahribatları siyasî olaylara da yansıdı. Doğu ve<br />
Güneydoğu bölgesine yığılan Türkmenlerin içine düştükleri sıkıntı, kendileriyle ilgilenen<br />
birilerinin bulunmaması onları patlamaya hazır bir duruma getirdi. Bu durumu kendi amaçları<br />
için kullanmak isteyen Baba İshak adlı yarı Şaman, yarı Müslüman bir Türkmen şeyhi<br />
peygamberliğini ilan ederek isyan çıkardı. Çıkan savaşta Baba İshak öldürüldü.<br />
Hadise bununla bitmedi. Bu olay, Moğollar’ın Anadolu'ya girişlerini de kolaylaştıran<br />
bir gelişme oldu. Ayrıca uzun yıllar bu hareketin inançlar üzerinde olumsuz etkileri devam etti.<br />
Böylece Anadolu bu tür bir çatışmanın da yurdu hâline geldi.<br />
Selçuklu Türkleri bünyesindeki İslam dininin koruyucusu sayılabilecek Sünni<br />
mutasavvıflar ise, Selçuklu devletinin çökmesiyle kendilerine uygun taraftar zümresini bulup en<br />
eski inanç sistemlerinden Kabalist, Budist, Ateşperestlik gibi inanışları yaymaya çalışan bu batıl<br />
tarikatların gelişmeleri önüne kısmen de olsa set çekmeye çalıştılar. 14 Dolayısıyla Sünnitasavvuf<br />
12. Umay Günay, <strong>Yunus</strong> Emre, Seçme Makaleler, s. 150<br />
13. Mehmet Demirci, <strong>Yunus</strong>’ta İlahi Aşk ve İnsan Sevgisi, s. 7<br />
14. Abdurrahman Güzel, Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı s. 147<br />
16