You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE<br />
HAYATIN BAŞKA BAHARI VAR MI<br />
•<br />
Ayşe İLKER<br />
Ahmet İnce’ye saygıyla…<br />
Sakindi. Gayet rahattı anlatırken. Doğruları söylüyordu. Yüzünde, insanların yalnızca doğruları<br />
söylerken alınlarında beliren o tuhaf ve rengi hemen söylenemeyecek bir ışık dolaşmıştı. O ışıkla,<br />
göz çevresi ve alnı parlamış, bakışları uzaktaki bir noktayla buluşmuştu. Gözleri, buluştuğu o uzak<br />
noktadan ayrılıp, onun gözlerine döndüğünde, olayların ayrıntılarını ve tarihi telaffuza başlamıştı<br />
sesi.<br />
Aylardan Şubattı. Gün belirsiz ama tarih beşinci<br />
gündü, şubatın beşinci günü. O günün içinde sisler<br />
ve karaltılar vardı. Olayın adı “Siyasi”, dönemi “On<br />
iki Eylül öncesi”ydi. Vakit, gündüzdü. Gündüzün<br />
öğlesi de olabilir, ikindisi de. Yorgun ve bitkin bir<br />
halde taksi durağına gelmişlerdi. Bahar’ı taksiye<br />
bindirmesi gerekiyordu. Tam bindireceği sırada bir<br />
oğlan belirivermişti taksinin kapısında. Bu oğlan,<br />
daha önce tanıdığı birisi miydi, birilerine mi benzetiyordu,<br />
yoksa hiç görmediği biri miydi Bahar,<br />
bir oğlanın yüzüne bir de kendi yüzüne bakıyordu.<br />
Oğlan, tepeden inen bakışlarla baktığı için mi ona<br />
ablak yüzlü görünmüştü anlayabilecek vakit yoktu<br />
o an için. Uzun boylu muydu, yakışıklı mıydı Hiç<br />
bunların tahlilini yapamamış sadece Bahar’ın sesi<br />
yükselmişti gökyüzüne: “Seninle ilişkimiz bitti,<br />
bitiriyorum, görüşmeyeceğiz artık bundan sonra!”<br />
Cümleler oraya buraya doğru savrulurken, oğlan<br />
bir ayağını taksiye atmış, Bahar’ı da kolundan tutup<br />
bindirmişti. Bahar’ın oğlanla birlikte ortadan<br />
çekilmesine ait bir şeyler kımıldamıştı zihninde.<br />
Daha ilk düşünce damlasını söze çevirememişti ki<br />
bir elin, dirseğinin iç köşesinden kolunu tuttuğunu<br />
ve bu el sahibinin nezaketli bir şekilde “Bizimle<br />
gelebilir misiniz” sorusunu yönelttiğini duymuştu.<br />
Bu soru, bir bitişin başlangıcı mıydı Gidilecek<br />
yer neresi, bunu bilmiyordu; hele kendisiyle<br />
gelmesini isteyen kişiyi hiç! Sözle ilgili bütün<br />
algıları “İlişkimiz bitti” cümlesinde ağdalanmıştı.<br />
Ağda, yapışıyor, yapışıyor ve beynindeki bütün<br />
hücreleri sarıp, dokunulmaz hale getiriyordu.<br />
“Bizimle gelebilir misiniz” cümlesi onu nereye<br />
götürecekti, bunu o anda bilemezdi. Nezaketli ses,<br />
kendisini emniyetin Sirkeci’deki sivil bürosuna<br />
götüreceklerini söylüyordu. Demek ki bekleyişin<br />
ve kaçışın sonuydu şu an. On beş gün, doğduğu<br />
şehirde beklemişti içeriye alınmak için. Bir haftadır<br />
da Fikirtepe’de bekliyordu. Artık gidebilirlerdi.<br />
Oysa Bahar’a anlatılacak ne çok şey vardı: Kendisinden<br />
uzaklaşmadığını, bazı meseleler yüzünden<br />
ona zaman ayıramadığını, ama sevgisinde bir azalma<br />
meydana gelmediğini… Söylemeye çalıştığı sözler<br />
boğazında takılıp kalmıştı demir bir halka gibi. Bahar,<br />
o güne kadar hiç hissetmediği bir bakışla, soğuk,<br />
donmuş bir bakışla yüzüne bakmıştı. O bakışlardan<br />
mı, içindeki kaygılardan mı halkalar çoğaldıkça<br />
çoğalmıştı boğazında. Bahar’ın düşüncelerine<br />
99