Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE<br />
lerimiz asker ocağında bir arada yaşamayı öğrenirler. Toplumsallaşma süreçleri hızlanır. O bakımdan kışlada<br />
kumandanın asker öğütlemesi, Türk gençliğinin orada her bakımdan hayata hazırlanması, eğitilmesi, milî<br />
bilinçle donatılması sağlanır ki ordunun bu işlevi bence çok önemlidir. Türk gençleri Türklüklerinin şuuruna<br />
büyük ölçüde asker ocağında varırlar.<br />
*”Yiğitlerin yaylalarda ata binmesi”: Anadolu köylerinde, kasabalarında Türk milletinin ata binmesi, at<br />
yarışları yapması, cirit oyunları oynaması gibi değişik at sporları uygulamaları, hem bir eğlencedir hem<br />
savaşa hazırlıktır. Anadolu’yu temsil eden önemli millî görüntülerden birisi de budur.<br />
*”Türk gençlerinin Bozkurt bakışına ölmek”: Şair, Türk gençliğinin görünüşünü, kararlı duruşunu, bakışını,<br />
tavrını, düşmanlarına karşı öfkesini, millî tepkisini Bozkurt bakışına ve tavrına benzetmektedir. Bozkurt, Türk<br />
kültür geleneğinde önemli bir yere sahiptir. En eski zamanlardan beri Bozkurt, Türklerin bir totemi, ongunudur.<br />
Bozkurt, Türk milletinin hür ve bağımsız yaşama iradesinin millî bir simgesidir. Türkler Müslüman olmadan<br />
önce bir bozkurtun soyundan geldiklerine inanıyorlardı. Bu bir efsanedir. Bozkurt, Türk destanlarında<br />
millî bir kült olarak önemli bir yere sahiptir. Şamanist Türkler Bozkurda özel bir önem atfederler. Mesela<br />
Şaman davullarında Bozkurt resmi vardır. Bozkurt, eski Türk boylarında millî bir önderliği simgeler. Mesela<br />
Başkurtlar, sancaklarında kurt başı taşırlar. Başkurt adı da “Bağbuğ Kurt”tan gelir. Başkurt, kurdun baş,<br />
yani önder olup getirdiği, yönlendirdiği kavim demektir. Ergenekon Destanı’nda da Bozkurt, Türk milletine<br />
içinde bulunduğu zor durumdan, sıkışık ortamdan kurtuluş için yol ve yön gösteren bir millî liderliği temsil<br />
eder. Atatürk de Türk milletini emperyalist Batılı devletlerin fiilî işgali altından iradeli önderliğiyle hür<br />
ve bağımsızlığa çıkardığı için “Bozkurt Atatürk” olarak adlandırılmıştır. Zira Millî Mücadelemiz, Bozkurt<br />
Atatürk’ün önderliğinde bizim bir başka Ergenekon’dan çıkış destanımızdır. Ayrıca Atatürk, Bozkurt simgesine<br />
önemli bir yer vermiştir. Mesela dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat’a, “Bozkurt” soyadını verdi, küçük<br />
izcilere “yavrukurt” ismini taktı, Bozkurtu, para ve pullara simge olarak bastırdı. Dolayısıyla Atatürk’ün<br />
Bozkurtu millî bir simge olarak kullandığını görüyoruz. Dilaver Cebeci’nin “bozkurt bakışlı Türk gençleri”<br />
imgesinden kastı şudur:<br />
Türk gençliği, kendi varlığına, ülkesine, millî ve manevî değerlerine yan bakan, yok etmek isteyen<br />
düşmanlara karşı son derece kararlı, azimli, iradeli, yiğitçe, erkekçe sert bir tepki verir. Düşmanları adeta<br />
bakışlarıyla korkutur.<br />
*”Şairin sevdalı ve göğsünün bir yangın yeri olması”: Burada tabii Türk milletinin bir temel özelliğine<br />
vurgu yapılmaktadır. O da bizim yapı olarak aşırı duygusal olmamız.<br />
Biz, millet olarak sevgilimize de, dinimize de, vatanımıza da, millî değerlerimize de büyük ve derinlikli bir<br />
aşkla bağlıyızdır. Onun için Türk edebiyatı aşk ve sevda konusu bakımından çok özgün bir yere sahiptir. Bizde<br />
kadın aşkıyla vatan aşkı birdir. O yüzden sevda türküleri, aşk şiirleri bakımından çok zengin bir birikime<br />
sahibiz.<br />
*”Şairin ninesinin doksan yıldır çile çekmesi”: Milletimizin tarihî özelliklerinden biri de çok savaşlar, çok<br />
yıkımlar, çok göçler yaşaması ve bu büyük olaylardan dolayı büyük çileler, ıstıraplar, sıkıntılar çekmesidir.<br />
O yüzden biz aynı zamanda büyük imtihanlardan geçmiş bir milletiz. Âdeta çilelerle, zorluklarla mücadele<br />
ede ede pişmişiz ve olgunlaşmışız. Sadece düşmanla değil aynı zamanda fakirlikle, tabiat şartlarıyla ve başka<br />
türlü zorluklarla da mücadele etmişiz. O yüzden Anadolu insanı çilekeştir.<br />
*”Emine’nin pınarlardan su doldurması”: Türk halk edebiyatında şairler genellikle suya giden köylü güzellerine<br />
duydukları aşk duygusunu terennüm ederler. Karacaoğlan’da ve başkalarında hep omzunda su testisi<br />
köy çeşmesine su doldurmaya giden köylü güzellerinin tasvirini görürüz. Anadolu Türk’ünün toplumsal hayat<br />
tarzlarından biri de âşık olmanın, yavuklu edinmenin, kız beğenmenin görüntülerinden biri de budur. Şair, bu<br />
imgeyle Anadolu Türklüğünün bir özelliğini vurgulamış oluyor.<br />
*”Yavuklunun mavi boncuk takışına ölmek”: Halkımız nazardan, göz değmesinden korunmak için çocuklara,<br />
güzel kızlara ya da başka şeylere mavi boncuk takarlar. Ayrıca mavi boncuklar aynı zamanda bir süs<br />
eşyasıdır. Genç kızlar bunu taktıkları zaman güzel görünürler. Şair de Anadolu Türklüğünün bu görüntüsünden<br />
duyduğu hazzı dile getirmektedir.<br />
*”Düğün, dernek, halay, bar”: Bütün bunlar, yine Türk milletinin geleneksel anlamda yüzyıllar boyunca<br />
uygulayageldiği eğlence ve toplumsal âdet faaliyetleridir. Düğün, evlenme törenidir. Dernek, değişik amaçlarla<br />
oluşturulan toplantı ve topluluktur. Halay, davul ve zurna eşliğinde topluca oynanan Türk halk oyunudur.<br />
80