04.02.2015 Views

Dr. DİLÂVER CEBECİ

Dr. DİLÂVER CEBECİ

Dr. DİLÂVER CEBECİ

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE<br />

Cengiz Dağcı’nın uzun süredir buraya çıkmadığı<br />

belli. Evin içi nispeten daha derli toplu. Etrafta<br />

cips kutuları var. Kimi kapalı, kimi açık. Demek ki<br />

açlığını bunlarla bastırıyor Dağcı. Kendisine kızının<br />

veya torununun gelip gelmediğini soruyorum.<br />

“Frank haftada bir geliyor.” diyor. Frank Posner,<br />

Cengiz Dağcı’nın damadı. Taksicilik yapıyormuş.<br />

Müzik öğretmeni olan Arzu Ursula ile aralarında 8<br />

yaş fark varmış. Arzu 1945 doğumlu olduğuna göre,<br />

Frank 1953 doğumlu. Frank haftada bir gelip, ev ve<br />

bahçe ile ilgileniyormuş. Tabii bir iki saatlik sürede<br />

etraf ne kadar toparlanabilirse, o kadar oluyor. Bir de<br />

Cengiz Dağcı’yı taksisiyle Regina’nın mezarlığına<br />

götürüyormuş Frank.<br />

Cengiz Dağcı için her şeyden önemlisi bu. Sürekli<br />

Regina ile yaşıyor. Sağlığında da ölümünden sonra<br />

da Regina onun hayatını bütün varlığı ile dolduruyor.<br />

Haftada veya on beş günde bir onun mezarını<br />

ziyaret etmek, Dağcı için hayatın en anlamlı ritüeli<br />

haline gelmiş. Evin alt katındayız. Girişteki mutfağın<br />

duvarları, oradan arka tarafa salona geçerken<br />

gördüğüm şöminenin üzerindeki raf ve duvarlar,<br />

her yer Regina’nın fotoğrafları ile dolu. Salonun<br />

duvarlarını süsleyen panolar, koltukların üzerindeki<br />

örtüler, yastık kılıfları, yere serili kilimler, hepsi<br />

Regina’nın hünerli ellerinden çıkmış. Mutfakla salonu,<br />

üst kata çıkan dik merdiven ayırıyor. Yukarıda<br />

iki oda ve banyo bulunuyor. Cengiz Dağcı’nın yatak<br />

odası üst katta, mutfağın üzerine denk geliyor ve<br />

tabii sokağa bakıyor. Penceresinden gümrah ardıç<br />

ağacı görülüyor. Dağcı, 90 yaşındaki Dağcı, her gün<br />

uyanınca bu merdivenden aşağı, salona iniyor, oturuyor,<br />

televizyon seyrediyor; gece yarısına yakın bir<br />

vakitte, yine bu 20 basamaklı merdiveni tırmanarak,<br />

kendi deyimi ile “yatmalığa” çıkıyor. Yatmalığın<br />

karşısında arka bahçeye bakan bir oda daha bulunuyor.<br />

Salonun bahçeye bakan sol köşesinde, Dağcı’nın<br />

zarif bir çalışma masası duruyor. Etrafı açık 4<br />

ayaklı, ortada büyükçe bir çekmece ve yanlarda<br />

üst üste 2’şer çekmeceli şık bir çalışma masası bu.<br />

Masanın hemen sol yanına Regina’nın oturduğu<br />

koltuk yerleştirilmiş. Cengiz Dağcı, Regina’nın<br />

ölümünden sonra kızına ve torunlarına, bu koltuğa<br />

oturmamalarını rica etmiş. Ben galiba oturdum…<br />

Kamerayı ayarlarken bir süre o koltukta oturduğumu<br />

sanıyorum. Ama bana bir şey demedi.<br />

Yıllar boyu Regina bu koltukta el işlerini ördü,<br />

hemen yanı başında, sol tarafında Cengiz Dağcı<br />

hayal atını düş ülkesine sürerek, Türkçe rüyalar<br />

gördü. Bu evde Regina o kadar canlı ve evi öylesine<br />

dolduruyor ki… Kim gelirse gelsin, Dağcı ile<br />

görüşmeye Regina ile başlamak mecburiyetinde<br />

hisseder kendini. Bizimki kendiliğinden öyle oldu.<br />

Yatmalığa çıkan merdivenin hemen izdüşümünde<br />

bulunan üçlü koltukta Cengiz Dağcı oturuyor. Koltuk,<br />

karşıdaki duvarın dibindeki televizyona ve<br />

onun ötesindeki bahçeye bakıyor. Onun oturma yeri<br />

burası.<br />

Mutlu yıllarım Regina ile geçti.<br />

Ben kamerayı ayarlarken, Ayten de Cengiz Dağcı<br />

ile bu koltukta sohbete dalıyor. Cengiz Dağcı<br />

Ayten’e Regina’yı anlatıyor:<br />

- Eşimin ismi Regina’dır. “Cengiz, ben kilisede<br />

evlenmek istiyorum.” dedi. Dedim “ Sen kilisede<br />

evlenmek istiyorsun, ama ben Müslüman’ım. Ben<br />

dinimi değiştirmem.” O zamanlar Landeck’te bir rahip<br />

vardı. Çok iyi bir adamdı. Ona durumu anlattık.<br />

Vatikan’a bir mektup yazarak sordu. Ve Vatikan’dan<br />

olumlu haber geldi. Ben dinimi değiştirmeksizin<br />

kilisede evlendim. 1945 yılıydı.”<br />

Dağcı geçmişteki olayları neredeyse saati saatine<br />

hatırlıyor. Halihazırla ilgili bir takım unutkanlıklar<br />

oluyor, ama bu son derece normal, çünkü bu<br />

çileli adamın yaşı 90’a ulaşmış. Regina ile nasıl<br />

tanıştıklarını heyecanla anlatmaya başlıyor. 1944<br />

Cengiz Dağcı, kızı Arzu ve karısı Regina. Çerçevenin önündeki<br />

fotoğraf da Regina’ya aittir.<br />

48

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!