You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE<br />
Kitabı” olarak ünlenen bu eserin asıl adı “Kitab-ı<br />
Dede Korkut Alâ Lisan-ı Taife-i Oğuzan”dır.<br />
“Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı” anlamına<br />
gelmektedir. Kitap, bir giriş ve on iki destandan<br />
oluşmaktadır.<br />
Dede Korkut Kitabı, orijinal haliyle manzum<br />
(şiir) ve nesir (düzyazı) olarak kaleme alınmıştır.<br />
Günümüze kadar hem orijinal olarak ve hem de nesir<br />
şeklinde birçok kereler yayımlanmıştır.<br />
Dede Korkut destanlarının manzum şekilde<br />
kaleme alınması ilk defa Niyazi Yıldırım<br />
Gençosmanoğlu tarafından denenmiş, giriş ile ilk üç<br />
destan nazma çekilmiştir. Ne yazık ki, büyük destan<br />
şairi Gençosmanoğlu, Dede Korkut destanlarının<br />
tamamını nazma çekememiştir. Bundan başka da<br />
hiç kimse destanları, nazma çekmek için kayda<br />
değer bir çalışma yapmamıştır.<br />
Bu kutlu görevi tamamlamak, Dede Korkut<br />
destanlarının tamamını nazma çekmek, çağımızın<br />
“dessancı”sı Akhasanoğlu Yusuf Akgül’e nasip<br />
olmuştur. 30 (otuz) yıllık bir çalışmanın ürünü olan<br />
bu fevkalade eser, 2012 yılının Nisan ayında Kurgan<br />
Edebiyat yayınları arasından “Dede Korkut<br />
Destanı” adıyla çıkmıştır.<br />
Giriş bölümünden başlamak üzere sonuna kadar<br />
büyük bir iştahla okunan “Dede Korkut Destanı”,<br />
birçok özelliği ile dikkat çekmektedir.<br />
1-Teknik bakımdan güçlü bir çalışma olmuş.<br />
Baştan sona kadar hece ölçüsü ile yazılmış ve heceleri<br />
tamamlamak için gereksiz sözcük kullanımlarından<br />
kaçınılmış.<br />
2-Orijinal metindeki kelimelerin kullanılmasına<br />
dikkat edilmiş. Böylelikle dönemin ruhundan<br />
uzaklaşılmamış.<br />
3-Destanlardaki hiçbir detay atlanmadan nazma<br />
çekilmiş. Eksiklik olmadığı gibi, eklemelerle de<br />
destanların özünden kopulmamış.<br />
Daha giriş kısmında ustalık göze çarpmaktadır.<br />
Orijinal metin:<br />
“Hazret-i Resul aleyh’is-selam zamanına yakın<br />
Bayat boyundan Korkut Ata derler, bir er kopdu,<br />
Oğuzun ol kişi tamam bilicisiydi, Oğuzun içinde<br />
tamam velayeti zahir olmışıdı, ne derse olurdu, gayibden<br />
dürlü haber söylerdi, Hak Teâlâ kalbine ilham<br />
ederdi.<br />
Korkut Ata ayıtdı: Âhır zamanda hanlık gerü<br />
Kayıya dege, kimsene ellerinden alamaya, âhır zaman<br />
olu kıyamet kopunca.<br />
Bu dedügü Osman neslidir, işde sürülüp gideyürür.<br />
Ve dahı nice buna benzer söz söyledi.<br />
Korkut Ata Oğuz kavminün müşkilini hallederdi;<br />
her ne iş olsa Korkut Ataya danışmayınca<br />
işlemezlerdi; her ne kim kabul buyursa kabul ederlerdi,<br />
sözün tutup tamam ederlerdi.”<br />
Akhasanoğlu Yusuf Akgül ise yukarıdaki metni<br />
şöyle nazma çekmiştir:<br />
“Hazreti Peygamber devrine yakın<br />
O destan çağında, bir er yaşadı...<br />
Oğuz’da, Bozok’un Bayat boyundan,<br />
Korkut Ata derler bir pir yaşadı..<br />
Oğuz’un her şeyi bileni idi,<br />
Ve dahi, kerâmet kılanı idi!<br />
Ne derse olurdu, dediği çıkar;<br />
Gâiplerden türlü haber alırdı...<br />
Cenâb-ı Hak, ona lütfunu vermiş,<br />
Gönül gözü ile ilham olurdu...<br />
Korkut Ata, şunu bilir, söylerdi,<br />
Çağlardan çağlara ilân eylerdi:<br />
“Hakanlık, yeniden âhır zamanda<br />
Kayı’nın dışında olmayacaktır.<br />
Âhır zaman gelip kıyamete dek<br />
Kimse ellerinden almayacaktır...”<br />
Bu dediği, Sultan Osman neslidir!<br />
Sürüp gider... Kayı boyu aslıdır...<br />
Buna benzer daha nice sözü var<br />
Milletinin bilicisi, bilgesi...<br />
Ona danışmadan bir iş etmezler<br />
Her dediği, bilgeliğin belgesi...<br />
Ne buyurmuş ise, ederler idi<br />
Ve dahi yolundan giderler idi...”<br />
Akhasanoğlu Yusuf Akgül, Dede Korkut<br />
Destanlarının tamamını nazma çekerek edebiyat<br />
tarihimizde bir ilke imzasını atmış, bu çalışması<br />
ile edebiyat tarihimizdeki haklı yerini almıştır.<br />
Şüphesiz edebiyat çevrelerimiz de, bu kıymetli eserin<br />
hakkını vereceklerdir.<br />
Şimdi sıra Dede Korkut destanlarının sinema perdesine<br />
aktarılmasına, tiyatro sahnelerinde gösterilmesine<br />
gelmiştir. Milli ruhumuzu ayakta tutarak,<br />
Türklük bilincine dirlik kazandıran destanlarımızı<br />
sinema perdelerinde, tiyatro sahnelerinde görmek<br />
gençlerimizin en tabii hakkıdır.<br />
(1)Sığır: Genel sürgün avları.<br />
(2)Yuğ: matem/yas merasimleri.<br />
(3)Şölen/toy: Büyük kurban ziyafetleri<br />
(4)Dessancı: Türkmencede destan anlatan kişi.<br />
97