Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE<br />
tezini yeniden gündeme getirse de, ”tarihi başlatan<br />
Sümer medeniyetinin“ Turani benzerlikleri bir bir<br />
ortaya çıkarılsa da, Damgalıtaş, Saymalıtaş, Ankara<br />
Güdül, Seferihisar Yazıları, Yüksekova taşları<br />
gibi eserler gün yüzüne çıksa da tarih zeminindeki<br />
kavganın hala sürdüğünü görüyoruz.<br />
Sürgit giden bu tarihi çatışmaların özellikle bugün<br />
daha radikal bir temelde devam ettiğini görmek<br />
oldukça dikkat çekici. Mevcut siyasi iktidarın<br />
Türkiye’de yapmayı tasarladığı değişimi önce tarihe<br />
müdahale ederek hayata geçirmeye çalışması<br />
anlaşılabilir bir şey. Çünkü tarih aslında bugündür.<br />
Mevcut siyasi iktidarın Cumhuriyet’in üzerinden<br />
bugünü kurgulamaya çalışması, toplumsal destek<br />
bulabilme yolunda tarihin travmatik köşelerini ifşa<br />
etmesi, geçmiş–hayali mağdurlardan günümüze<br />
ilişkin mağdur yandaşlar türetmeye çalışması tarihin<br />
ne kadar güçlü bir müdahale aracı olduğu fikrini de<br />
bize vermektedir.<br />
Aslında çatışma tarihte yaşanmaktadır.<br />
Bu durum tarihin yaşayan bir organizma olduğu<br />
izlenimini bize vermektedir. Tarih aydınların fikir<br />
dünyasında canlılığını koruyor, çünkü aydınlar<br />
bulundukları yeri tarihin tortuları üzerinde,<br />
kenarında, arkasında mevzilenerek oluşturuyor.<br />
Kimisi Cumhuriyet’in oluşumlarını, inkılaplarını<br />
kabul etmiyor, kimisi harf inkılabını reddediyor,<br />
Osmanlı Devleti’nin yasını tutuyor, kimisi<br />
Cumhuriyet’in üç esaslı akıma karşı bir tavır<br />
geliştirdiğini ve devletin politik yapılanmasının bu<br />
temel üzerinde oluşturulduğunu ifade ediyor. Bu üç<br />
temel akım şöyle sıralanıyor; Kürtçülük, İslamcılık,<br />
Komünizm…<br />
Cumhuriyet’in paradigmasının bu üç akımı yok<br />
etmek üzere oluşturulduğu fikri bugün sonuç almış<br />
gözüküyor. Çünkü mevcut iktidar ne kadar muhafazakar-liberal<br />
görüntü vermiş olsa da Cumhuriyet’i<br />
restorasyon dönemindeki yaşanmışlıklar üzerinden<br />
deşifre etme mücadelesinde etli-dişli bir klişe elde<br />
etmiş ve bu üç akımın bileşkesinden de kamuoyu<br />
desteğine sahip geniş bir muhalefet alanı bulmuş<br />
oluyor.<br />
Tarihle hesaplaşmak, fikri mücadelenin en renkli<br />
alanıdır.<br />
Tarih her sevgiliye işmar eden bir tutku kraliçesi<br />
gibi daima taze, daima genç niteliğini koruyor. Onu<br />
koruyan ve yaşatan biziz aslında. Ya da biziz, ona<br />
ilgi göstermeyen ve geleceğimizi kurma yolunda<br />
tarihi boşlayıp günün gelişmelerine ram olan. Belki<br />
de bu yüzden aslında tarihin çekirdeği olan bugünü<br />
elden kaçırıyoruz.<br />
Belki de bu yüzden tarihin konusu oluyor, öznesi<br />
olamıyoruz.<br />
BEKLERKEN SENİ<br />
•<br />
âl-i rıza<br />
Sevdanla çağlayan deli gönlüme,<br />
Elleri almadım beklerken seni.<br />
Ülkeler zapt eden aşk süvarimi,<br />
Bozkıra salmadım beklerken seni.<br />
Çevirdim hanemden şöhreti ünü,<br />
Kutsadım seninle, yaşanan dünü,<br />
Matem saydım sensiz geçen her günü,<br />
Bir kere gülmedim beklerken seni.<br />
Sen gittin her yerde güller soldu da,<br />
Aktı tüm nehirler, göller doldu da,<br />
Yokluğun içimde derya oldu da,<br />
Yaşımı silmedim beklerken seni.<br />
Gittiğin limanda çok çektim cefa,<br />
Şikâyet etmedim senden tarafa,<br />
Gelişinden umut kesip bir defa,<br />
Sararıp solmadım beklerken seni<br />
Hasretin’ kendime edip de düşman,<br />
Yoluna bakarak, olmadım pişman,<br />
Dik durdum, onurlu, sağlam, delişmen,<br />
Saçımı yolmadım beklerken seni.<br />
Sen gittin sevdandan yaptım bir anıt,<br />
Beni çağırana, vermedim yanıt,<br />
Seven gözlerimdir en büyük kanıt,<br />
Ellerin olmadım beklerken seni.<br />
67