FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREmaalesef uygun bir ortam ve imkan bulunmadığından-Müslüman Türklere yönelik bir etnik soykırımuygulandığı kuşkusu hakim olmuştur.Amerika’da kurulan Doğu Türkistan SürgünHükümeti; Uygur’uyla, Kazak’ıyla, Kırgız’ıyla,Özbek’iyle bir bütün olarak ayakta kalma mücadelesiveren Doğu Türkistan gençlerinin hakarayışlarının orantısız ve aşırı güç kullanarakşiddetle bastırılmasını protesto etmektedir.Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; katliam boyutunaulaştığı anlaşılan ve Hitlervari, Mussoloni benzeridevlet terörünün durdurulması konusunda baştaPekin Hükümeti olmak üzere hür dünya ülkelerini,Birleşmiş Milletleri, Avrupa Parlamentosu’nu,AGİT’i, İslam Konferansı Örgütü’nü hatta Şanghayİşbirliği Örgütü’nü girişimde bulunmaya davet etmektedir.Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; özellikleTürkiye Cumhuriyeti’nin bu ve benzeri olaylara,insani ihlallere müdahil olmasını talep etmektedir.Türkiye’de ve hür dünyada yaşayan DoğuTürkistanlıların beklentisi bu yöndedir. Filistin’in,Gazze’nin haklı davasına gösterilen “resmi hassasiyetin”Doğu Türkistan için de gösterilmesi durumunda,olayların daha da üzücü boyutlara ulaşmasınınönleneceği kanaatimiz vardır. Nitekim yekililerimizinsergiledikleri kararlı tavır ve onurlu duruş,kardeşlerimize moral verdiği gibi, katliamın bir nebzede olsa yavaşlamasını sağlamıştır. Beklenti buonurlu duruşun devamı ve ilişkilere yansımasıdır...Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; bu düşüncedenyola çıkarak Pekin yönetimini daha itidalli olmaya,demokratik hak arayışlarına saygılı olmaya, DoğuTürkistan (Şincan Uygur Özerk Bölgesi)’daki yerelaskeri güçlerin aşırı ve orantısız güç kullanmalarınaengel olmaya davet etmektedir. Çin’de ve DoğuTürkistan’da etnik katliama dönüşen devlet terörününson bulmasını başta BM olmak üzere hür dünyadanve Pekin yönetiminden talep etmektedir.BAŞAK KADAR•Nurala GÖKTÜRKÖzüm için üzüldüm, derunumda ahım var.Gecem karanlık ama her gün bir sabahım var.En berrak günde bile, birazcık siyahım var.Şan şöhrette gözüm yok, başak kadar baş oldum.Vicdan yüküm ağır yük, dertle arkadaş oldum.Didarını görmedim, nice bir, kandan kardaş,Aynı kanı taşıyan ve bu cana, can sırdaş,Olmadım olamadım, pervasızlara yoldaş,Sanmayın ki hevestir, başsızlara baş oldum.Ben ta baştan beridir, dertle arkadaş oldum.Bu divane gönlümün göz pınarında kanlar,Düş görsem, düş içine kızılca kanlar damlar.Adamlığı olmamış, kanlar içen adamlar,Türkistan’ımdan uzak, hasrette eyvah oldum.Gecelere arkadaş, siyahtan siyah oldum.Gül yüzlüler gülmedi, ruhumda zincir sesi,Her an ölümü bekler, milletimin ensesi,Çile diye ötüşür, bülbüllerin gam sesi,Ben bu sesler içinde kâh var oldum, yok oldum.Yandım, tutuştum her dem, bir yığın günah oldum.13
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRE“BAYRAK” ŞİİRİNE SANSÜR,“BAYRAK” ŞAİRİNE SAYGISIZLIK•Dr. Sakin ÖNERMehmet Akif Ersoy’un “İstiklal Marşı” millîmarşımız, Necip Fazıl Kısakürek’in “SakaryaTürküsü” millî isyanımız, Dilaver Cebeci’nin“Türkiyem” parçası millî türkümüz ve Arif NihatAsya’nın “Bayrak” şiiri millî şiirimizdir. NazımHikmet’in “Kuvayı Milliye Destanı”, İstiklâl Harbimizintamamlanmış tek destanıdır.Arif Nihat Asya, şiirlerinde ve nesirlerinde Türklükve İslâmiyetin imtizacını en iyi sağlayan, ölçülerive inancı sağlam bir dava adamıdır. Milletimizemalolan, “Fâtihin İstanbul’u fethettiği yaştasın”nakaratı ile biten ve Yıldırım Gürses’in bestelediği“Fetih Marşı” şiirinin şairi odur. “Duâ” şiirinde“Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız/ Ve vatansızbırakma Allahım!/ Müslümanlıkla yoğrulan yurdu/Müslümansız bırakma Allahım” diye yüce Yaratıcıyayalvaran, “Vatan” şiirinde “Ezanımdan alışıp tekbîre/Buldunuz mutluluğu imânımla…/ Vatan ettimsizi ey topraklar/ Beş vakit damgalayıp alnımla.”diyerek vatanın kudsîyetini veciz biçimde ortayakoyan Arif Nihat Asya’dır. Asya, Anadolucoğrafyasında Türk-İslâm hamuruyla yoğrulan buasil milletin “halis şiir”i yakalayan millî bir şairidir.“Yoksa şu yaprakta Yavuz/ Yoksa şu sayfada Oğuz/Biz de yoğuz, biz de yoğuz” diyerek Ortaasya’dabaşlayıp Selçuklu-Osmanlı çizgisinden devamederek Mustafa Kemal’e uzanan Türk tarihinibütünlük içinde ele alan Asya’nın, Türk milletinidamardan yakalayan şiiri, “Bayrak” şiiridir. “Eymavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,/ Kızkardeşimingelinliği, şehidimin son örtüsü./ Işık ışık dalgadalga bayrağım,/ Senin destanını okudum, senindestanını yazacağım.” mısralarıyla başlayan veyazıldığı tarihten bugüne yüzbinlerce insanımızınzevkle ezberlediği bu şiir, şairine de “Bayrak Şairi”ünvanını kazandırmıştır.Bu yazıyı okuyanların çoğu, Arif Nihat Asya’yıbu anlattıklarımdan daha çok tanıyor. Peki ben bumalûmun ilâmını niye yapıyorum? Millete ders vermekmi istiyorum? Hayır, ben yapılan büyük biryanlışa, büyük bir ayıba dikkat çekmek istiyorum.Saygı Öztürk, Sözcü gazetesinin 04.06.2012 tarihlinüshasındaki “Bayrak Şiiri’ne 72 yıl Sonra AKPSansürü” başlıklı yazısında da açıkladı. Milli EğitimBakanlığı, Türk Edebiyatı kitaplarına bazı şairlerinbirkaç şiirini daha ilave ederken, Asya’nın milletimizleve albayrağımızla bütünleşmiş bu şiirindenşu bölümü çıkarttırıyor: “Sana benim gözümlebakmayanın/ Mezarını kazacağım./ Seni selâmlamadanuçan kuşun/ Yuvasını bozacağım.”Bu edebî katliamın sebebi neymiş? Bir milletvekilininsoru önergesine verdiği cevapta BakanDinçer diyor ki: “Talim ve Terbiye Kurulu’nunders kitapları ile ilgili kararında (seçilen metinleröğrencileri iyiye, güzele, doğruya yöneltmeli, iyialışkanlıklar kazandırmalıdır) hükmü gereğince veöğrencilerin bu mısraları yanlış anlayabilecekleridüşüncesiyle bu çıkarmayı yaptık.”Sayın Bakan, dört işlem yapmıyoruz, bir edebîeserin katlinden söz ediyoruz. Bu her şeyden öncemillî şairimiz Arif Nihat Asya’nın manevî hâtırasınabir saygısızlıktır. Sonra milletimize bir saygısızlıktır.Ayrıca İstiklâl Marşı gibi millete malolmuş birşiiri bu şekilde sansürleyemezsiniz. Haydi siz birİşletmecisiniz, edebî metinleri yorumlamakta sıkıntıçekebilirsiniz. Fakat Talim ve Terbiye KurulununTürkçe-Edebiyat Uzmanları yok mu? Onlar da mı buşiirin ruhunu kavrayıp bu mısraları parça bütünlüğüiçinde yorumlayamıyorlar? Yoksa yorumluyorlar dacesaret edip büyüklerimize söyleyemiyorlar mı?Bayrak, bağımsızlığımızın ve millî varlığımızınsembolüdür. Basit bir bez parçası değildir. Dalgageçmeye, alay edilmeye, hakarete uğramaya,ayaklar altına alınmaya, yırtılmaya hiç gelmez.Eğer bunlara göz yumarsak bizim devletimizden,bağımsızlığımızdan, Türklüğümüzden söz etmekmümkün olmaz. Bunun için, gerekirse bayrak içinölünür.Edebî eserler, diğer düz yazılardan farklıdır, edebîbir dil, üslup ve san’atlar kullanılır. Şiirin çıkarılanbölümünde, okuyanda kuvvetli bir iz bırakmak için“mübalağa”, “teşbih” ve “mecaz” san’atları yapılmış-14