10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREAKLINA ANACIĞIVEMEMLEKETİ GAZİANTEP DÜŞTÜĞÜNDE•Dursun ELMASBizim oralarda akrep, yılan çok olurdu, evlerinsaçaklarından şapır şapır akrep dökülürdü. Ortaokulagittiğim yıllardaydı, bacağımdan yılan sokmuş,gözlerimden kan akıyor gibi sızlanırken sancısındanFeridun Fazıl Tülbentçi’nin “Kahramanlar Geçiyor”adlı kitabını daha önce kaç defa elime tutuşturup‘Haydi oku bakayım’ dediğini hatırlayamıyordumbile. O sancılı halimle ben okumaya devam ederken;gözlerini bazen tavana dikiyor bazen de uyuklargibi yaparak kafasını hafif sallayarak dinlediğiniifade ediyordu. Uyduğunu zannederek biraz dacanımın acısından dolayı bir an evvel bitireyimdüşüncesiyle okuduğum bölümden bazı satırları atlamakistediğimde fark etmiş, hemen “Hişt! Atlamakyok diye azarlamıştı.”Bizde Ramazan günleri çok bereketli olurdu.Ama anam için aynı şeyi söylemek zordu. ÇünküRamazan günlerinde nerdeyse her akşam iftarabeş on kişi davet ederdi rahmetli babam. Anacığımbabamın akşam eve dönerken nasıl olsa yalnızgelmeyeceğini bildiği için, çok zengin iftar sofrasıhazırlamaya çalışırdı. Gaziantep mutfağına ait ne kadarkebap türü, tatlı türü varsa hepsi olurdu sofrada.Anacığım şaşsa yanılsa veya unutsa da, bir eksikolsa babam kıyameti koparır sofrayı altüst ederdi.Benim anam cenneti ilk hak edenlerdendir. Çünküyıllardır babamın bu zahmet verişlerine karşı kaşınıkaldırmamış bir defacık olsun karşılığında acı bir sözsöylediğine şahit olmamışımdır.PKK’lı teröristlerin Mehmetçiklerimize yöneliksaldırılarının en şiddetlilerini yaşadığımız günlerdeydi.Bir gece saat 03.00 gibi evimizin telefonuçaldı. Heyecanla fırladım yataktan, telefonun öbürucundaki ses; “Necdet bu gece 4 askerimiz dahaşehit oldu, siz de hiç mi arlanma utanma yok oğlum!Siz nasıl Türksünüz ki; yataklarınızda rahat rahatuyuyabiliyorsunuz! Yazıklar olsun size!” diye paylayanve yukarıda verdiğim örnek hatıralarıyla anlatmayaçalıştığı bir babanın oğluydu Necdet Sevinçağabeyimiz. 23 Temmuz 2011günü sabaha karşıbabasının yataktan uyarıp “Ne uyuyorsunuz?” diyehaykırdığı saatte kavuştu o cevval yürekli babasına.Yeniçağ Gazetesinde çalışırken baş başa verdiğimizdekimselere pek anlatmadığı hapishaneyıllarına ait bazı hatıralarını anlatırdı. Hele BayrampaşaCezaevinden bir kış günü başka mahkûmlarlabirlikte demir oturaklı askeri araçla elleri vebacakları birbirlerine bağlı olarak o tipi ve fırtınadasaatlerce yol alışlarını, Kastamonu Cezaevindeyer olmaması sebebiyle içeri alınmadıklarını vesabaha kadar fırtına altında cezaevi avlusunda odemir oturaklı araç içinde soğuktan demir oturaklarayapıştıklarını, öylece sabahı bekletildiklerini,erkenden de Araç ilçesine doğru yola revan oluşlarınıanlatırken ben dayanamaz ağlardım.Erzincan’ın Tercan cezaevinde tutuklu iken,hiç de beklemediği bir zamanda Zekeriya BeyazHoca’dan gelen telgraf metninde “Necdet, ZekiHacı İbrahimoğlu tahliye kararını çıkarttı. Yarıntahliye oluyorsun.” yazıyordu. Tahliye elbette sevindiriciama Necdet Ağabeyinin İstanbul’a dönecekotobüs parası bile yoktu cebinde. Ama olsun nasılolsa belediye başkanı ülkücü hatta savcı bey de ülkücüydü.Ama sıkıntısını onlara söyleyemedi bir türlü.Çareyi Niksar’dan kadim dost Atalay Karahan’aulaşmakta buldu. Atalay kardeşimiz sabahı beklemedengeceden Niksar’ın karşısından geçen şarkyolundan İran’a yük taşıyan TIR’lardan birine binerve Erzincan’a ulaşır, Erzincan’dan Tercan’a vasılolur. Tahliye işlemleri tamamlanıncaya kadar mahpuslarlabirkaç saatini geçirir. Tahliyeden sonra belediyebaşkanı ve savcı beyin ikramından nasipleneniki dost Ankara’ya kadar gelirler ve Necdet Ağabeyiİstanbul’a uğurlayan Atalay Karahan, Tokat’a geridöner. Necdet ağabeyim bazen “Dursun biz Antep’eTokat’tan mı geldik acaba, Tokatlıları çok seviyorum”deyişi, sanıyorum ki, sevgili Atalay’ın asildavranışlarından hoşnutluğunun bir ifadesiydi.Yıllarca gazetecilik yaptığı halde, ne acıdır kiemekliliği Varlık Film Şirketi’nde yönetici olarakçalıştığı yıllarda ödenen SSK primleri sayesindedir.O sebeple film şirketinin sahibi LokmanKondakçı’ya burada çok teşekkür ediyorum. Çünküşu anda çocuklarına miras bıraktığı evinin taksitle-16

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!