FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREBİR YAŞLI ASKERİNGENÇ HÜLYALARI•<strong>Ahmet</strong> Tevfik OZANBir yanda Aziziye Tabyası, bir yanda MecidiyeOrtasında bir uslanmaz adam: ben!Ve Erzurum ve hüzün... ve sen, sahi ne diye?Ne diye yıllar sonra, unutmuş gidiyorken ?...Karda, kış da, soğukta sükût bir beyaz örtüBaksam üşür, ürperir; Tabyalar batmış derdimMavi, sarı, kırmızı... şimdi renk renk çiçeklerYeşil, beyazı boğmuş... belli ki bitmiş derdim.Ama hiç öyle değil, bir eski gönül düşüDamarlarımda akan, kulaklarda çınlayan...Tuhaf... Sarı Kız şimdi, bîr sarı hayal olmuşSenin saçların beyaz... nerde; nerde anlayan ?Sarı Kız!... biliyorum,unutulmuş bir rüyaBelki senden yakındır, şu gönül aynasına..Aklım bin kerre mahcup ve mahzun, doğrusu buAma kim kandım demiş, sevdanın rüyasına ?Bir yanda Aziziye Tabyası, bir yanda Mecidiye..Ortasında bir uslanmaz adam: ben!..Ve Erzurum ve hüzün... ve sen, sahi ne diye?Ne diye yıllar sonra, unutmuş gidiyorken ?...79
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRETÜRKÇE GİDERSE TÜRK DE GİDER•Ömer AYDOĞAN“Bu gün gibi hatırımdaİlk gün, ilk ders, ilk heceŞiirler yazmak için öğrendiğimGüzel Türkçe…”(Ziya Osman Saba)Bilge Kağan ve Kültiğin kardeşler ile vezirleriTonyukuk, “dünya üzerinden Türk’ün adı, sanı yokolmasın diye” 8. yüzyılda, Türk dilinin Türkçe ilkyazılı kaynağı olan “Orhun Âbideleri”ni yontturur.Türk adı, ilk defa bu taşlarda Türkçe olarak yer alır.Bu âbideler, Türk dilinin köklü bir dil olduğunun enönemli vesikasıdır.11. asrın önemli simalarından Kâşgarlı Mahmud’un,“Divânü Lûgâti’t-Türk” adlı eserinin girişbölümünde Türk dili için söylediği sözler oldukçamanidardır. Ondaki Türkçe sevdasının terennümlerinişu sözlerinden anlıyoruz:“Gördüm ki yüce Tanrı, devlet güneşini Türklerinburçlarından doğurmuş. Onlara Türk adını kendisivermiş; onları yeryüzünün hâkânı kılmış ve cihanhalkının dizginlerini onların ellerine bırakmış…Onların oklarından korunabilmek ve onlara derdinianlatabilmek ve Türklerin gönlünü almak içinonların dilleri ile konuşmaktan başka yol yoktur.”Kâşgarlı Mahmud hatta bu gerçeği Buharalıve Nişaburlu iki din büyüğünden işittiği, HazretiPeygamber’in “Türk dilini öğreniniz, çünkü onlariçin uzun sürecek egemenlik var buyurmuştur” hadisiile tanıklamaya çalışmıştır. Daha sonra da “Eğerbu söz doğru ise, Türk dilini öğrenmek vacib (çokgerekli) bir iş olur, yok bu söz doğru değil ise, akılda bunu emreder” sözleri ile aklın öncülüğündekisosyal gerçekliğe işaret eder.(1)Türk dilinin tarihin derinliklerine kadar uzananköklerine rağmen öksüz kalışı, 14. yüzyılda ÂşıkPaşa’yı derinden yaralamış olacak ki üzüntüsünüşöyle dile getirir:“Türk diline kimseler bakmaz idiTürklere hergiz gönül akmaz idiTürk dahi bilmez idi ol dilleriİnce yolu ol ulu menzilleri”Nihad Sâmi Banarlı Türkçenin Sırları adlıkitabında öğretmenlere şöyle seslenir: “Şu fânî dünyasaâdetleri içinde hiçbir şey, aziz Türk çocuklarınaTürk dilini öğretmek kadar güzel hizmet değildir.…Muallimler, hangi dersin hocası olurlarsaolsunlar, Türk çocuklarına her şeyden çok Türkçeyiöğreteceklerdir… Yavrularınıza, sözlerini halkdehâsının yarattığı ve bestesi yine halk sanatındanyükselen ‘ninni’ler söylemekten başlayaraköğreteceğiniz en güzel şey, Türkçe’dir.”(2)Yahya Kemal Beyatlı, “Türkçe ağzımda anneminsütüdür. Türkçe; ağzımızda, anamızın dili gibi helâlve güzel olmalıdır.” dedikten sonra, “Türkçeninçekilmediği yerler vatandır. Çekildiği yerlerise vatanlıktan çıkar. Vatanın kendi gövde ruhuDesen: S.<strong>Ahmet</strong> YOZGAT80