10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREBöylece Zeki Velidi Togan, çocukluk yıllarındanitibaren Çağatay şairi ve devlet adamı Ali Şir Nevaî(1441–1501), Fars şairi ve mutasavvıf Ferideddin Attâr(1119–1193), şair ve düşünür Mevlâna CelâleddinRumî (1207–1273), şair ve mutasavvıf <strong>Ahmet</strong> Yesevi( 1093–1166), XVII-XVIII. yüzyıl Orta Asya Türkşairi Sufi Allahyar (ölümü 1713), Suriye’de yaşayanArap şair ve düşünür Abûl Ala al-Ma’arrî (973–1057) ve başkalarının eserlerini yakından öğrenmişve büyük ilgi duymuştur. Her çocuğun gelişmesindeailesinin ve çevresinin önemi büyüktür ki, annesiÜmmülhayat Hanım, dayısı Habib Neccar ve destansevdalısı amcası Veli Molla - küçük Zeki’nin kalbineedebiyat sevgisi aşılamayı başarmıştır. Aldığı millîruhla örtüşen bu eğitim ona tüm hayatı boyuncaeşlik etmiş ve bu sayede karşısına birçok fırsatlarçıkmasına neden olmuştur. Zeki Velidi Togan gittiğiher yerde ilk işi tarihi yerleri gezmek-görmek,kütüphanelerde araştırma yapmak ve destanlarıtoplamaktır. Togan çatışmalar sırasında bile bualışkanlığından vazgeçmemiştir. Bir tesadüf müdürbilinmez, çok sevdiği Çağatay şairi Ali Şir Nevaî’ninHerat’taki mezarını da Z.V.Togan bulmuştur. AliŞir Nevaî’nin mezarının tespiti hakkında Togan“Herat’ta Temürlü Devri Âsarı” başlığı altında şunlarıyazmıştır: “ Burada Temürlü devri eserlerinin çok ihmaledilmiş olduğunu belirtmek için tek şu noktayaişaret etmek kâfi gelir ki 15.asır son yarısının kültürhayatının başında gelen ve bu şehrin imarında büyükrol oynamış olan büyük Türk şairi Ali Şir Nevaî’ninmezarının yerini bilen kimse yoktu. Yalnız bu AliŞir kendisinin “Vaqfiye” ismindeki eserinde bugündahi yerleri belli olan medrese ve camileri ile imarethanesininbirbirinden kaç zira (arşın) mesafedebulundukları açıkça kaydolunmuş ve diğer kaynaklardaAli Şir’in bu binalar arasında yapılan türbedegömüldüğü de tasrih edilmiş olduğundan bunun yerinitespit etmek benim için kolay oldu. Metre ile hertarafı ölçüp bulduğum noktada bir mezar taşı vardı.Fakat buradaki bağlara nezaret eden zatın anlattığınagöre bu taş sonradan başka yerden getirilmiş veburası Heratlılar tarafından “ Şah-ı Gariban” tesmiyeolunmakta imiş. Eskiden burada mum yakma âdetide var imiş, sonra taşlarını götürmüşler. Bu şekildeAli Şir Nevaî’nin Heratlılar nazarında “GariplerinPadişahı” olarak tanındığını öğrenmiş ve mezarıtespit etmiş oldum.”[4]Başkurt halkının karakterinde olan cesaret vekararlılık Z.V.Togan’ı da es geçmemiştir; o daha18 yaşındayken 29 Haziran 1908 yılında tahsil içinevinden ayrılarak o zamanların medeniyet merkeziolan Kazan’ın yolunu tutmuştur. Orenburg şehrinegeldiğinde, Z.V.Togan Tatar Edebiyatı’nın filozofşairi Derdmend’i (1859–1921) evinde ziyaretetmiştir. Gerçek adı Zakir Remiyev olan bu şairTatar Edebiyatında derin iz bırakmasının yanı sıraÇarlık Rusya’sının “altın kralıdır”. Ünlü şairinzenginlik ve şairliğini kıyaslayan Tatar şairi SibgatHekim (1911–1986) şöyle demiştir: “Terazinin birkefesinde – Derdmend’in şiirleri. Diğer kefesinde –Derdmend’in altınları… Hangisi ağır basar? Şiirleriağır basar…” Gerçekten de Tatar Edebiyatındaçok zengin olan, aynı zamanda yüksek yetenekliolan bir başka şair veya yazara rastlamak mümkündeğildir. Derdmend sahip olduğu parasını da Tatarhalkının aydınlanması, bilgi sahibi olması içinharcamıştır. Bu konuyla ilgili Fatih Kerimi (1870–1937) şöyle demiştir: “ O (Derdmend) altınları içinyaşamadı, o altınlarının belirlediği yüksek amacınaulaşmak için bir araç olduğunu biliyordu ve bununiçin altına ihtiyacı vardı.”[5] Derdmend, Tatarlariçin okullar, medreseler yaptırmış, matbaa açmışve zamanının hemen hemen tüm Tatar yazarlarınıneserlerini yayınlamış, Vakit gazetesi ve Şura dergisiniçıkarmıştır. Tatar halkının geleceğinden endişeduyan Derdmend, Tatarlar ancak aydın bir ulus olurlarsatüm tehlikelerle baş edebileceğini bilmiştir.Sapına kadar Tatar olan Derdmend, tüm varlığını,benliğini ve hatta hayatını Tatar ulusuna adamıştır.Zeki Velidi, Derdmend ile olan görüşme hakkındaşunları yazmıştır: “ Ben ona Kazan’a gideceğimive Rusça muallim mektebine girmek niyetindeolduğumu söyledim, o da bunu makul buldu. Fakatmaddi vaziyetimden bahsetmedim. Mamafih o, “Vakit”gazetesi idarehanesinde Yarullah Veliyev ismindekimuharriri görmemi tavsiye etti. Bu da ertesigün bana Zakir Bay namına 50 lira para verdi. ZakirBay’ın konuşmaları çok samimi idi. Şiirleri çok güzeldi,Çağatay edebiyatına vakıftı… “Gurbette insansevinemez, el ve âlemin şefkatinden de hayır göremez,eğer altın kafes içinde kızıl gül yetişecek olsa(dahi), bülbül için bir diken kadar yuva işini göremez”mealindeki şiiri çok hoşuma gitti. O, bu şiirinbenim halimi beyan ettiğini her halde biliyordu.”[6]Zeki Velidi Togan’ın Derdmend ile ikinci ve son kezgörüşmesi 1920 yılında gerçekleşmiştir. 1918 yılındaDerdmend’in tüm mal mülkü müsadere edilmiş,gazete ve dergisi kapatılmıştır. Hiçbir zaman malmülk hırsı olamayan Derdmend bunlara üzülmemiş,fakat onu derinden etkileyen tek şey el konulan özel85

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!