10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREtemiz, imtizaç bakımından tesir altına girmemiş hasTürkçe bir kelimedir. Kendisi ile pleo-sosyolojiyekadar çıkmak kabil olduğu hâlde ne yazık ki filolojisinive tarihini yapmak kabil olmadı. Bunun içindirki ne zamandan beri, hangi yan ve yakın anlamlardakullanıldığını mevsuk olarak bilemiyoruz. Yalnız.Kaşgarlı Mahmud’dan; bu kelimenin XI. asırda;Oğuz Türkleri arasında bayrak ve batrak biçimlerindeve aşağı yukarı bugünkü manada kullanıldığınıbiliyoruz.Bayrak ve Batrağın ManalarıBATRAK: Tek başına muharebe eden muharipleremahsus ve ipekten yapılmış âlemdir.Bu izaha göre Batrak, mübârizlerin (dövüşenlerin)kullandığı bir nevi mızrak olur. Bu mızrakların temrenlerindensonra flâmalarda olduğu gibi bir bezparçası veya bir hayvan kuyruğu bulunurdu.BAYRAK: Oğuz Türkleri arasında aynı zamandabayrak şeklinin de kullanıldığını şu kıt’adanöğreniyoruz:Ağdi kızıl bayrakTağdı kara toprakYetşü gelüp “uğrak”Tokşip anın giçtimiz.Demek oluyor ki Oğuz Türkleri arasında hiçolmazsa XI. asırda bir bayrak kelimesi vardı. Bu;kızıl renkte idi. Ağdığı yani yüceldiği zaman karatoprağı havalandırıyordu. Demek ki arkasında biraskerî kıt’a, muharip bir zümre veya aşiret sürükleyebilenbir şey, bir cemaat amblemi idi. SüleymanEfendi, Çağatay Lügati’nde, bayrak kelimesini boydakşeklinde kaydeder. Büyük Türk Lügati’ne göreboydek kelimesi Azerî lehçede “beyliğin alâmeti”olan bayrak ve Çağatay lehçesinde koşuklarda verilenmükâfat manasındadır.Bayrağın kızıl renkte olduğunu Kırgızların “ManasDestanı’nda” da görüyoruz. Düşmanlara karşıKırgız kabilelerinin “kızıl tuğ” etrafında toplandığıbu destanda anlatılmaktadır. Kızıl renkli bayrağıneksikliğini paydara kelimesinin delâletinden deöğrenebiliriz. Altay Türkleri, kurban edilen hayvanderisini mukaddes kayın ağacından bir sırık ucunaasarak bayrak şekline sokarlar ve bu suretle ervahı(ruhları) memnun ederlerdi. Bu bayrağın adına paydaradenilirdi. Sonraları bu derinin yerine kumaşkonmağa başlandı. Hâlâ Altaylılar muayyen bir miktarkumaşa payrı derler.Bayrağın kızıl renkte olduğunun bir delili deŞamanlıkta ruhların şerefine dikilen bayraklarınkırmızı renkte olmasıdır. Güneşe ve ateşe benzemesindenkinaye olarak Altaylılar bu bayraklara yalamaderlerdi. Görülüyor ki çok eski zamanlardan beriTürk âleminde bayrak olarak dalgalanıp gelen bumana psiko-sosyolojinin değişmelerine tâbi olarakbazı renk ve hizmet farkı göstermiş ise de bu muvakkat(geçici) ayrılımlarından derhal dönerek yinesemantik cevherine kavuşmuştur. Yani esas olarakTürk millî sembolü, rengini ve bayrak adını muhafazaedegelmiştir. Bayrak kelimesinin Güneş-DilTeorisine göre analizi şöyledir:(1) (2) (3) (4) (5)Bayrak: ağ + ab + oy + ar + ak1.Ağ: Ana köktür. Asıl, esas, sahip ve ışık manasındadır.2.Ab: Ana kök anlamını tecelli ve temessül ettirenprensipal köktür. (ağ + ab) ağab ve son morfolojikşekli (ab) d1’de baba, büyük, esas ve sahip manalarıverir.3.Ay: Mananın taalluk ettiği obje veya süjeyi gösterenelemandır.Böylece meydana çıkan (ağabey) dilimizde büyükkardeşi ve kendisinde büyüklük kabul edileni tarifeden ağabey kelimesidir. Abay şeklinde dikkatmanası vardır. (Radlof, Kırgız) ana kökünkaynaşması ile husule gelen boy kelimesi ise; asılcazibe, yani, kumandan, mesut, mütemevvil, zenginmanaları verir.4.Ar: Ana kök anlamının bir sübje veya objede tekerrürünügösterir. Bu surette çıkan “Bayar” kelimesicelil manasındadır.5.Ak: Manayı isimlendiren ve tamamlayan elemandır.Bu suretle bayrak kelimesi; asıl, esas, kuvvet,kudret ve ziya anlamının tam ve mükemmel olarakbir objede tekerrürünü ifade eden bir kelime olmuşolur.Zaten bugünkü yaşayan manası tamamı ile budur.“Bayrak” ve “beyrak” uzun bir sapın ucuna bağlı,devletin hususî alâmetini gösterir, hususî renkte veşekilde bir bezdir. Bu analizlerden de anlaşıldığıgibi bayrak kelimesinin semantik cevherini saklayanmorfolojik kısım boy kelimesidir. Boy kelimesindebüyük, efendi, tanrı manaları bulunduğugibi obstre olarak da büyüğe lâyık, büyüğe mahsus,büyükte görülüp tanınan mefhum vardır. Fark etmek,keşfetmek, görünmek, toplanmak, işaret etmek20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!