10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREra girmiş, ancak büyük şehirlerin halkının Müslümanolmalarına rağmen diğer bölgelerinde, “İslâmiyetikabul etmemiş olan Türk Oğuzların”(30) varlığı bilinmektedir.Tarihin bazı dönemlerinde Türkistandiye anılan Maveraünnehir’e IX. Yüzyılın ortalarınadoğru Oğuz göçleri olmuş(31) ve hızlı bir İslâmlaşmahareketi başlamıştır. Bu İslâmlaşma hareketinde“Maveraünnehir’de mevcut olan medreseler”başarılı çalışmalar yapmıştır. Yollar, kaleler, camiler,mescidler, ribatlar, tekke ve zaviyelerin çeşitli hayırkurumlarının inşa edildiği Maveraünnehir şehirleşti,genişledi ve bir kültür merkezi haline geldi. Biraraştırmacımız bu yükseliş dönemini şöyle anlatır:“Bölgede büyük şehirlerin topoğrafik genişlemeleri,din, mezhep, halk tabakaları arasında mücadeleler,loncalar, tarikatlar, mahallî kültür kavramları ileİslâm dünyasının parlak bir uygarlık alanı halinegelen Maveraünnehir’in ilk yükselişi Samanoğullarıdevrine rastlar.(32)”Gerçekten de halkı Müslüman Türk olan Maveraünnehirbölgesine IX. Ve X. yüzyıllarda İran asıllıhanedan mensuplarının kurduğu Samanoğulları(874-999) hâkim oldular ve onların hâkimiyetleridöneminde bazı yazarların ifade ettiklerine göreMaveraünnehir halkı arasında “ilmî çiçeklenmeleretanık olunduğu” ve “elverişli şartlar dolayısıyla ırkve milliyetçilikten bağımsız olarak sürekli bir kültüreletkinliğinin mevcudiyeti kendini göstermektedir.Bu bölgede yetişen sayısız ilim adamlarınıve alanlarını saymakla bitmez. Ancak Arap asıllıyazarlardan birçokları Arabistan dışındaki bölgeleriilmî faaliyetler bakımından geri olarak görmüşve göstermişlerdir. Arapların dışındaki milletlerinhalklarına hür insan olarak bakmadıkları ve onlaramevâlî (yani köle ile hür arasında bir sosyal sınıf)dedikleri bilinmektedir.Bazı eski yazarlarca, bu bölgedeki “halkın cesareti,ilim ve maarife karşı meyil ve istidadı uzunuzadıya tasvir edilmektedir”. Mısırlı bilginlerdenAhmed Emin (1886-1954) Zuhr ül-İslâm adlı eserinde“Horasan ve Maveraünnehir” başlığı altındabu bölgenin – Matüridî’nin yaşadığı yüzyıldakibilginlerinden,ilmî ve edebî hareketliliğindensöz eder.(33) Ahmed Emin’in anlattığına göre, X.yüzyılda yaşamış bulunan coğrafyacı Mukaddesi(946-1000), Matüridî’nin yetiştiği Maveraünnehirhakkında şunları yazar: “Bu bölge, o bölgelerin enüstünüdür. Bilginlerin ve saygın kişilerin daha çokbulunduğu bir yerdir. Orası hayrın kaynağı, ilminmerkezi, İslâmın sağlam merkezi ve büyük kalesi,hükümdarı kralların en hayırlısı, askerleri, askerlerinen hayırlısıdır. Burada bilginler, krallar seviyesineulaşmıştır.(34)”Gerçekten de, Matüridî’nin yaşadığı çağdaSemerkand ve çevresinde, başka ifade ile,Maveraünnehir’de ilmî bir muhit oluşmuştur. Biraraştırmacımızın ifadesiyle: “Maveraünnehir kültürçevresinde yetişmiş ve İslâm-Türk kültür ve medeniyetininbüyük mimarları arasına girmiş olan Farabî,Matüridî, Buharî, Tirmizî, İbn Sina gibi daha niceâlim ve filozoflar hem Türk, hem İslâm ve dünya ilimhayatında fikir ve düşünce hareketlerine öncülüketmişler, canlılık getirmişler ve yön vermişlerdir…İslâmî ilimlerden başka tıp, matematik, astronomi,felsefe, fizik, kimya, tabiat, tarih ve coğrafya gibimüspet ilimlerde de, Maveraünnehir kültür çevresi,pek çok âlimin yetişmesine merkezlik etmiştir.(35)”Matüridî’nin yaşadığı zaman dilimi içinde İslâmdünyası siyasî ve fikrî çalkantılar içinde idi. Özelliklefikrî çalkantıların, tartışmaların sebeplerini Hz.Muhammed’in ölümünden sonra ortaya çıkan olaylaradayandıran ve bağlayanlar vardır. Gerçekten deortaya çıkan yeni olay ve durumlar o günkü Müslümanhalk arasında farklı yorumların doğmasınasebep olmuş, bir grubun mümin dediklerine başkabir grubun kâfir dediği görülmüştür. Bütün bu farklıgruplar kendi görüşlerini Kur’an ve sünnetten delillerbularak kanıtlamaya çalışmışlardır. Bu aradafetih hareketlerinin meydana getirdiği yabancı din vekültürlerle sıkı temas zorunluluğu ayrılıkları daha daderinleştirdi ve hızlandırdı. Müslümanlar daha öncelerikonuşmaya cesaret edemedikleri itikadî (inançlailgili) meseleleri açıkça tartışır oldular. Matüridî’ninbizzat kendi eseri olan Kitab üt-Tevhid’in çeşitlisayfalarında anıldığına göre o dönemde seneviye,cebriye, haşeviye, deysaniyye, havaric, dehriyye,zanadıka, sümenie, kaderiye, şia, kerramiye, mucessime,mecusiyye, mürcie, mutezile, müşebbihe…gibi grupların varlığı bilinmektedir. Yıkıcı fikirleritaşıdığı kabul edilen bu akımlara karşı İslâm Dininiakılcı bir yolla savunmak iddiasıyla Mutezile ortayaçıktı. Bu mezhep Emevî ve Abbasî halifelerininbazılarının desteğini de sağladı. Halife Vasık (841-846) dönemi Mutezilenin altın çağı olduğu kadar,bu mezhepten olmayanlara karşı baskı ve zulmünarttığı bir dönem olarak tarihe geçti. Bu halifenin,Kur’an’ın Kelamullah olduğunu ve Allah’ın ahrettegörülebileceğini söyleyen bir kimseyi “Tanrıyıcisimlere benzetiyor” diyerek bizzat kendi eliyleöldürdüğü anlatılır.(36) Mutezilenin bu ve buna73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!