10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREGEZİ NOTLARI - 3“DeVe” NEDEN YAD ELLERDE?•İbrahim METİNAlmanya’dan Londra’ya tedavi için gittiği yolukaplumbağa süratinde kateden DeVe’nin neden yadellerde olduğuna dönüp, filmi biraz geriye saralımmı? Galip Erdem, Nihat Yazar ve İbrahim Metin’denmeydana gelen üçlü ekibin, Hasan Sami Bolak gibibir ilavesi daha vardı. Bunları, kurulmakta olanMatbaacılık ve Gazetecilik Anonim Şirketine sermayetoplamak üzere Türkeş Bey görevlendirmişti.Almanya’ya gidilecek ve Türk işçilerine, memleketimiziniçinde bulunduğu durum izah edilecek;neden böyle bir teşebbüse ve çıkaracağı gazeteyeihtiyaç olduğu anlatılıp, sermaye toplanacaktı. Karayoluile yapılacak uzun yolculuk için doğru dürüstbir vasıtaya ihtiyaç vardı. Ama günümüzdeki gibiher evin önünde, birkaç araç bulunmuyordu; tek’inebile sahip olan milliyetçi, hemen hemen yoktu.Kullandığım otomobilde marka model aramayanbendenizin kapısında, daima birisi bulunurdu. Budefa yapılacak yolu aşmaya, benim külüstürünsoluğu uygun değildi. Sonuçta “Konya Paşası”lâkaplı, Hareket’in “gani gönüllü”sü Avukat TevfikFikret Kılıçkaya’nın 1961 model İngiliz imalatıZephry Ford marka “DeVe”sine el konuldu.Konya’dan alınıp Ankara’ya getirildi.Bizdeki ehliyet yurt dışında geçerli olmadığı içinTuring Klüp’den milletlerarası ehliyet alındı. Cebinizdeistediğiniz kadar döviz taşımak mümkündeğildi. Kişi başına tahsis edilen 400 Mark, seyahatsüresince yeterli olmayacağı için konserve tedarikicihetine gidildi. Ağırlık, Galip Ağabey’in çoksevdiği ton balığı konservesine verildi. Döviz bulmakkolay olmadı; dört kişi için 1600 Alman Mark’ı(DM) birkaç banka dolaştıktan sonra bulunabildi.Diğer yol hazırlıkları da yapılıp Galip Ağabey’ineşi ve kızı Bilge de Ankara’dan alınıp, İstanbul’daebeveynlerinin yanına bırakılmak üzere yola çıkıldı.İstanbul’dan da bir kısım tedarikler yapıldıktan sonraEdirne’de yurttaki son gece geçirildi.Siz Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi ile tanışmışınızdır.Bir de Seyyah-ı Zengin Evliya Çelebi var; onunlasizi tanıştırmak ve bu uzun yolculuğu zaman zamanaraya girsem de onun akıcı üslubu ile aktarmak isterim:“17 Şubat Çarşamba sabahı tam altıda uyanmışgiyinmiş ve hazırlanmıştık. Edirne’den ayrılırkenyarı karanlıktı; ortalık ağarmaya henüz başlamıştı.“Sabahın köründe niçin kalktınız?” diye soracakolursanız verilecek cevabımız vardır; hem de gayetisabetli bir cevaptır! Ankara’da iken gezinin plânlarınıyaptığımız sırada, tecrübeli bir büyüğümüzden şuöğüdü almıştık: “Bulgaristan’da gece kalmamayagayret ediniz; sabah erkenden kalkınız; gün boyuncayol alınız ve akşam olmadan Yugoslavya’nın Nişşehrine varınız!” (Bu büyük Alparslan Türkeş’ti.)Kapıkule sınır çıkışı Edirne’ye çok yakındır;yirmi kilometre kadar.. Türk gümrüğünde fazlaoylanmadık, işlerimiz çabucak ve nezaketletamamlandı; kapı açıldı, sevgili bayrağımıza sonbir defa baktık ve Bulgaristan’a girdik. Bulgargümrükçüleri asker kıyafetinde, kaputlu, sert tavırlıadamlar, içlerinde iki tane de kız vardı. Arabamızıfazla kurcalamadan, ama dikkatle aradılar; işimizinbittiğini sanıyorduk ki; “Otomobilin sigortasınıyaptırın;” dediler. Aslında, beynelmilel sigortayıyaptırmadan huduttan çıkış mümkün değildir. FakatBulgarlar, her halde kapitalist ülkelerin sigortasınıyeter sağlamlıkta bulmadıkları için, ayrı bir sigortamecburiyeti koymuşlar ve böylece, en kararlıturistleri bile azıcık kırpmanın yolunu bulmuşlar.Kapukule arkamızda kaldı; şimdi Bulgaristantopraklarından geçiyoruz. O topraklar ki, 70 yıl öncesinekadar bizimdi. Her parçasını damgalamıştık!Yolumuzun üzerindeki ilk kasabanın adına bakıyoruz.HARMANLI. Eski bir dostla karşılaşmış gibiyiz. AmaHarmanlı’ya girdiğimiz vakit, adından başka hiç birtarafını tanıyamadık. Diğer işaretlerin yokluğunafazla şaşırmadık ya. Bir Türk kasabasında ezeliişaretimiz minarelerin bulunmayışı oldukça garipgeldi. Belki de sosyalist Bulgaristan eski eserleredüşkünlüğünden ötürü minareleri kaldırmış, müzeyekoymuştur! Harmanlı’dan sonraki şehir de yabancıyabenzemiyor. Haskova... Has’ı anladık; kova’sı ne olaki? Acaba Hasova mı? Değilmiş; Türkçe bir haritadan28

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!