FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREİMTİHAN•Leyla ARSALZemahşer gece, huzursuz Gök, huzursuz Yer, huzursuz Beşer!Kırılır Adem’in kalemi, kesilir Havva’nın feri, Emir demiri keser!Dünyanın göğüne, yerin dibine, “kul” mertebesine, iner sefirler...Üçbin sene mi, vuslata gebe mi, figanın zirvesine “Secde” ederler...Ana baba yok, masiva tutkusu yok, sine’ler “kor” ateşte!Bir uzansa Rahman’ın merhamet eli, Ruhlar bedenle “can” çekişte!Yaradılmış hiç bir Kul, görmedi böyle Aşk’ı, böyle İmtihan’ı!Dayanırsa Adem dayanır, Havva “lâl” olur, pençeler ikrâr’ı!Sual etmeyip hep aynı dem’de, hep aynı köz’de “ram” üzereler!Maşuk’un yed’inde, seyr halinde, Nur Cemâlinden “huzur” dilenirler!Geçecek seneler; “dar” gelecek dünya Mümin’in başına!Susacak, “Kükreyen tambur”, hem de ızdırabın en kesretli an’ında!Zaten “tecessüs” etmediler hiç, teslimdiler Rıza Makamına...Onlar kabahat etmiş iseler de, Rahmandır yönelten bu Hak yoluna...Zavallı Havva... Kadın başına, nasıl dayanır amansız savaşa!Adem onundu, O’na “hâlk” olundu, nereden girişti bu haksız yarışa!Şüphe duymadı hiç, göğsünde Sıddık-ı Ekber’den Yaradan nazarı...Teselli edecek “kevser şarabı”, asırlardır inleyen bu “lâl hezâr’ı”!Gökler yarıldı aktı Rahmet, buluştular bir Vadi’nin ortasında!Üçbin sene ne idi ki; böylesi ihtişamlı bir, Vuslat’ın karşısında!Onlar “iki aşık”, ama ille de “iki sadık kul” mertebesinde...Esas gaye “kul” olabilmekti, yanarak “kül” olunan GÜL sevgisinde...47
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRENECMETTİN HACIEMİNOĞLU•Vahit TÜRKYılların ötesinden bir Türk kocası türküde “İnsankısım kısım, yer damar damar” diye seslenir. İnsanlarelbette, insanlığın başlangıcından beri kısım kısıminsanı gördüler ve insanlık yaşadıkça da görmeyedevam edecekler. Bizlere de hayat, yaşadığımız kısasüre içerisinde çeşit çeşit insanı gösterdi ve göstermeyede devam etmekte… Bu elbette takdir-i ilahi…Her şey zıddıyla kaim…Yüce Tanrı, belki de en büyük mucizesini insandagösterdi. Milyarlarca insan ne şekil olarak,ne de düşünme biçimi bakımından biri birinebenzedi. Bu kadar büyük benzemezliğe rağmen,insanları genel özelliklerine bakarak zaman zamantasnife tabi tutar ve şu şöyledir, bu böyledir diyehükümler veririz. Halbuki insan, yaratılışı icabıher durum ve şartta farklı bir kişilik sergi-leyebilir,beklenmedik bir tavır ortaya koyabilir… İnsanlar,diğer bütün canlılarda olduğu gibi, en azından temelihtiyaçlarını karşılayabilmek için çaba gösterirler.Temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra48