10.07.2015 Views

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

Ahmet ŞAFAK

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREİman ve amel (inanılanları uygulama) aynı şeylerdir.Matüridî’ye göre ibadetlerini ihmal etmek, zinaetmek, içki içmek, hırsızlık yapmak… ve benzerigünahları işlemek mümini imandan çıkarmaz. Bunlarmünkir değil, günahkâr olurlar. Büyük günahişleyen kimse günah işlediği anda Allah’ı yalanlamaz(inkâr etmez), O’na inanır ve O’nun rahmetiniumar durumdadır. Taklide dayalı iman bâtıldır, dinîilkelerin akılla ve delillerle bilinmesi gerekir.Allah kullarına kendi fiillerini (eylemlerini) yapmave kazanma (iktisab) hürriyetine sahip kılmıştır.Matüridî Kitab üt-Tevhîd adlı kitabında “Bizzat herkişi bilir ki yaptığı işte hür olduğu gibi fail (yapan)ve kâsip (kesbeden, kazanan) dır” cümlesini kullanır(45).Prof. Dr. Mustafa Sait Yazıcıoğlu bu konuylailgili araştırmasında Matüridî’nin bu cümlesininaklettikten sonra şu açıklamayı yapar: “Bu ifadedeninsanın yaptığı bir işi hür olarak, kendi iradeve inisiyatifini kullanarak yaptığı anlaşılmaktadır.Fiilin Allah tarafından yaratılmış olması, insana birmecburiyet yüklemez. Fiilinde hür olduğuna göre,Allah’ın yarattığı o fiili ister yapar, ister yapmaz.Hür iradesini yapma yönünde kullanınca o fiilikesbetmiş olur(46)”Matüridî’ye göre insan, kendi eylemlerininkazananı (müktesebi) dır. Ancak bazı âyetlerdebelirtildiği gibi (Bak. Saffat/96) insanoğlu her nekadar kendi eylemlerini iktisab ediyorsa da, gerçektebunları yaratan Yüce Tanrı’dır. MatüridîAllah’ın fiiline halk (yaratma), kulun fiiline kesb(kazanım) adını vermek suretiyle tek bir olay olaneylem (fiil)’in farklı açılardan isimlendirilmesiniyapmaktadır. Ona göre fiil (eylem) Allah ilekul arasında paylaşılmaktadır. Fiil Allah’a izafeedildiğinde yaratma, insana izafe edildiği zamankesb (kazanım) adını almaktadır. Böylece Matüridîkuldan (insandan) iradeyi tamamen kaldırıp, onurobot haline getirmiyor. İnsan, bir işi yapmayı isteyince,Tanrı onda bu eylemi, işi işleme, yapma gücü(istitatı) yaratır.(47) “Dilediğinizi isteyiniz” (Fussilet/40),“yaptıklarınıza karşılık olarak” (secde/17),“iyilik yapın” (Hac/77) gibi âyetler insanın eylemininserbest ve hür olarak işlenmesi gerektiğine dairdelillerdir. Başka ifade ile bu âyetlerden Matüridî,insanın hür eylem sahibi olduğunu anlamaktadır.Hür eylem sahibi olmakla insan, iyi iş sonucundamükâfaat, kötü iş sonucunda ceza alacaklardır. Buceza ve mükâfaatları onların o eylemlerdeki irade vekasıtları oranındadır.(48) Zira “Tanrı’nın tek başınameydana getirmesi mümkün olan şey halk (yaniyaratma)(49)” dır, insanın kendi isteği ve iradesiyleisteyerek oluşan olay (fiil) kesb’dir. İnsanoğlu bukesbinde (kazanımından) hür ve sorumludur.Atalarımız büyük ölçüde Ebu Hanife’yi izleyen veonun etkisinde kalan Matüridî’yi bu hoşgörülü, hürriyetçive akılcı anlayış ve yorumlarını beğendilerve benimsediler. Tabiatla iç içe olan atalarımızduyularla elde edilen bilgilerin zarurî açık ve kesinbilgiler olduğunu ifade eden(50) Matüridî’yi sevdiler.Ayrıca Matüridî’nin, peygamberlerin sayısınınKur’an’da geçenlerden ibaret olmayışını, her peygamberinvahyi milletlerinin diliyle aldıklarınıanlatması, Hz. Muhammed (SAS) in sadece Arappeygamberi olmadığı ve Arap emperyalizmine geçitvermeyeceği sonucunu doğurdu. Arap olmayanTürklerin bu dinden dışlanmasını engelledi.(51)Ayrıca Matüridî’nin yorumuna göre Arapça dışındakidiller horlanmamaktadır. Bir bilginimizin ifadeleriyle:“… insanların Türkçe, Arapça, Acemce ve Kıpticegibi farklı dillere; beyaz, kırmızı ve siyah gibi farklırenklere sahip olmalarında Tevhid Dini’nin delillerivardır.(52)” Bütün bunların yanında nesh’in(hükümsüz kalma) dinde (akaid ilkelerinde) değil deşeriatta (ibadet ve sosyal ilişkilerde) oluşu anlayışıTürklerin Tek Tanrı inanışlarının yalanlanmadığısonucunu doğurmuş ve atalarına güvenlerinisarsmamıştır. Hatta Allah’ın başka bir kelimeyleifade edilmesinin imkânı, Tanrı, Çalap, Hüdâ… kelimeleriyleadlandırılması(53) Türk toplumunun budine ısınmasını sağlamıştır. Matüridî İslâm Dini’niher toplumun kendi dilleriyle yaşamalarına cevazvermiştir. Bu anlayış hem toplumun dine karşı sempatiduymasını sağlamış, hem de kendi kültürünündejenere olmamasını temin etmiştir. Merhum Prof.Dr. Kemal Işık bu hususu şöyle açıklar: “Genelolarak insanların, kendi cinslerinden olanlara veözellikle kendi dilleriyle konuşanlara karşı bir sempative yakınlık duydukları bir gerçektir… Peygamberlerinkendi milletlerinin diliyle gönderilmesindekihikmet de işte budur.”(54)Yüce Tanrı’nın değişik zamanlarda değişik toplumlaravahyin, toplumun anlayabileceği bir dildepeygamberleriyle göndermesi Kur’an’ın her toplumunkendi diline çevirilerinin yapılabilmesiningereğini ortaya koymaktadır. Prof. Dr. Hanifi ÖzcanMatüridî’nin Tevilat’ındaki bilgilere dayanarakbu görüşü şöyle açıklar: “Vahyin geldiği dildenbaşka dillere çevrilebilmesi, dolayısıyla o dil vekültür dışındaki insanların da onu anlayabilmesi;hatta Ebu Hanife’ye göre, âyetlerin Farsça75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!