FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREZifiriliğinde kaybolduğum ömrümün bunaltıcı yalnızlığında.Bazen bir rüya olup gelirken uykuma,Seher vakitleri kâbus oluyor yokluğunda.Sesler daha dökülmeden kelime olup ağzımdan,Lal oluyorum bakarken ardından.Bunca azabı reva görme artık bana.Faniliğine ağlayan yüreğim, biçare boyun büktü alın yazısına.Yüzün bana musalla kadar soğuk olsa da,Sensiz kopan şimşekler aydınlık oluyor kapkaranlık ruhuma.Giderken gönlüme saldığın derdi,Yokluğun gözyaşıma sevda diye katıyor şimdi.Dermanım kalmasa da yaşamayaBekliyorum hala seni, bir ölünün nefes almayı beklemesi gibiAFRAZE… Boğazımda düğümleniyor hıçkırıklarım…Her bir düğüm zehir olup kanıma karışıyor ardı ardınaMağrur bir ırmak sanki gözyaşım, içimde çağlayanGünahından mahcup ruhumu dağlayarak akan.Bu hasret yangın, bu yangın cehennem…Kavrulan yüreğimin külüdür, gözyaşımla karışıkRuhuma yağmur diye değen…Âlem-i efruzun yegâne ışığı…Hüzünlerimi vuslatının dokunuşuyla,Göğsümdeki dermansız sızıyı şefkatinle dindir.Sensiz gün düşmez oldu takvimlerden.Bir ömür nasıl geçer,Dinmeyen ağıtları dilime türkü diye dolamışken?Fürug-efşan, böyle uzak durma bana!Kaç gün, kaç gece, kaç ben daha feda etmeliyim, bir sen için?Ve kaç ömür heder etmek gerek,Vuslatına ermek için senden gelecek tek bir hecenin?AFRAZE… Titreyen yüreğimi ellerine koysam…Görsen nasıl küle dönermiş senden arta kalan…Kefenleyip tüm hayallerimi gömsem de toprağına,Sol yanımdaki yara, senden ömürlük hatıraYüreğimdeki koru atabilsem ‘ışığın’ kadar derine,Narım güle döner sana erişince.İnfazı kaderin üzerindeki kader bozarNeden terk etmez ki beni ruhumdaki mezarMeçhul bir el inatla yıkık zamanlar kazarBu şehrin karanlık sokaklarında,Bitmeyen yolun ıssız ve yorgun seyyahıBir daha uyanmamaya yeminliYok olup ardından, ıssızlığa sızar…93
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREBir Türk Kahramanı: Ebülfez ELÇİBEYMÜCADELE YILLARI ÖNCESİNDEEBÜLFEZ ELÇİBEY -2•Prof. Dr. Hanım HALİLOVA*“Annem Türkiye Türk’ü Olduğunu İlk KezElçibey’e Söylemiştir.”Elçibey Hanım Halilova’nın Ailesi ile BirlikteElçibey ile omuz omuza mücadele ettiğimiz yıllarboyunca ailemi, yakından tanıdı. Annem, TürkiyeTürk’ü olduğunu ilk kez Elçibey’e söylemiştir.Elçibey’in anneme, Türkiye Türk’ü olduğu içinbüyük hürmeti vardı. Hatta Rus arşivinde doktorasıiçin araştırma yaparken Van’ın Erciş ilçesinde Ermenilertarafından öldürülen tüm erkekler gibi, dedemMustafa Çavuşoğlu’nun ölümüyle ilgili belgeleri deo bulmuştu.Sürgün Denilen Şey: “Hanım Halilova’nın Ailesi”Ailem Azerbaycan’a Anadolu’dan gelmiş. BirinciDünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu KafkasCephesi’nde bozguna uğrayıp geri çekilince Rusorduları: Erzurum, Kars, Van, Ağrı ve Bitlis’i işgalettiler. Van Gölü çevresini kuşatan Rus birlikleri,özellikle Erciş’e yerleşmişler. Ruslar tarafındankuşatılan halk, yoksul ve perişan durumda bırakılmış.Bu kuşatma ile etkisiz hale getirilen bölge halkınakarşı Rus birliklerine güvenen Ermeniler, kurduklarıçetelerle katliamlar yapmışlardır. Oysa Ermeniler,uzun yıllar bölge halkıyla birlikte uyum içindeyaşamış ve bölge halkından yardım ve himayegörmüşlerdir. Türklerin Ermenilere karşı hiçbir kötüniyetli hareketi yok iken Ruslara güvenen Ermeniler,Türklere ihanete başladılar. Van‘da yerleşmişolan İngiliz, Rus ve Fransız konsoloslukları da Ermenilerinbu ihanetlerinde büyük bir destekti. Bukonsolosluklara turist gibi gelen yabancılar, aslındaErmenileri Türk’lere karşı kışkırtmak için gelenajanlardı. Bu ajanlar Ermenilerin Türk’lere karşıkışkırtılmasında aktif rol oynamışlardı. Hedefleri,Doğu Anadolu topraklarını bölmek ve “DoğuErmenistan”ı kurmaktı. Bu amaçla bütün köylerinismini değiştirmişler. Erciş’in ismi “Eganis” olmuş.Van’ı kana bulayan Andronik, Erciş’e girdiğindeönce Erciş’in ileri gelenlerini öldürtmüştü. DedemMustafa Çavuşoğlu ilk öldürülenlerden birisidir.Gökhan Baltacı’nın “Soykırıma Uğrayan Türkler”kitabında dedem Mustafa Çavuşoğlu Efendi’densaygın bir kişi olarak bahsedilmektedir. İşte bu nedenleyani Mustafa Çavuşoğlu’nun Erciş’te saygınbir kişi olması nedeni ile Ermeniler, dedemi zorlabataklığa iterek boğulmasına sebep olmuşlar.Ermeniler, Erciş’in erkeklerini ve birçok kadınınıöldürmüşlerdir. Geriye kalan kadın ve çocukları dacamiye doldurup yakmak istemişler. Ama Ruslar,Ermenilerin camideki kadın ve çocukları yakmasınaizin vermemişler. Camide diri diri yakılmaktankurtulan bu kadınlar ve çocuklar; Van’dan Muş’a,Muş’tan Iğdır’a gelmişler. Annem Mustafa KızıMerife Çavuşoğlu, küçük kız kardeşi Fatma; bukadın ve çocukların arasında imişler.Annem o zamanlar 7-8 yaşlarında, kardeşi Fatmaise 1 yaşında imiş. Kadın ve çocuklardan bazıları yoldakaybolmuş; bazıları da yolda ölmüş. Annemin kızkardeşi Fatma yani benim teyzem yolda kaybolan-*Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi94