FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖRESöz konusu Türkler ve Müslümanlar yukarıdasözünü açtığımız sürgün ve sonrasındaki yıllardaçok eziyet çektiler. Aileler parçalanarak değişikyerlere iskân edildiler. Bir lokma ekmeğe muhtaçkaldılar. Bunların içinde nüfus cüzdanlarının milliyetkısmında tek Türk yazan topluluk Ahıska Türklerine,bulundukları bölgelerde sayılarının da az olmasısebebiyle hiçbir devlet dairesinde iş verilmediği gibi,bugün dahi bu eski Sovyet artığı ülkelerde üçüncüsınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır.Bu vesile ile bir hatıramızı da aktardıktan sonraAhıska Türkleri meselesine yeniden döneceğiz.2011 yılı mayıs ayının ortalarında (17 mayıs),Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yanımda bulunanbir arkadaşla, Issık Köl taraflarındaki Türk eserlerininson durumlarının ne olduğunu araştırmak içinyola çıkmadan evvel, bizi o taraflara götürecek birAhıska Türkü taksici bulduk. Bu kişi 23 yaşlarındabir delikanlı ve adı da Mikail idi. Yolculuk esnasındaMikail ile sohbete başladık. Evliydi ve iki çocuğuvardı. Babası ve annesiyle beraber yaşıyordu. Hiçbiryerde iş bulamadığından, bir tanıdığının hususiarabasıyla kaçak olarak taksicilik yapıyordu.Mikail’in iki ağabeyi ve bir de kız kardeşi varmış.Ağabeyleri Antalya’ya çalışmaya gitmişler ve ne işleuğraştıklarını bilmiyor, ancak arasıra onlara parayolluyorlarmış. Mikail’e “Sen de Türkiye’yi görmekister miydin” diye sorduk. “İstemem mi, bir gitsem,bir daha öldürseler dönmem” diye cevap verdi. Yinesohbet esnasında askerliğini yapıp yapmadığınısormuştuk. “Yapmadım, yapmayacağım da, benTürk bayrağının altında asker olmak istiyorum” deyince,arkadaşımın da benim de sanki boğazımıza birşeyler düğümlendi, hiçbir şey söyleyemedik. İkimizde birbirimize bakmadan ağladık.İşte bu garip insanlar Türkiye’yi böylesine yürektenve özlemle seviyorlar ama ne devleti yönetenlerne de vatandaşlarımızın büyük bir kısmı onlardanhabersiz. Çünkü bizim için sadece bir Kürt meselesivar! Bir avuç çapulcuyla uğraşacağız, onların gönlünühoş tutacağız diye çevremizde ne olup bittiğinigörmüyoruz. Sınırlarımız dışında, Türk bayrağınınaltında ölmenin hayalleriyle ömürlerini geçirenlerdenbihaberiz. Onlara yardım elini uzatmaktankaçınırken, I. Dünya Harbinde İngiliz ve FransızlarlaOsmanlı Devleti’ne karşı işbirliği yaptıkları belgelenenMüslüman kardeşlerimiz Filistinliler ve birtakımAraplara her türlü maddi ve manevi desteği vermektengeri durmuyoruz.Yıllarca yazdık, bizden önce de hocalarımız,Türklük davasına baş koyan, bu yola ömürlerinivakfeden büyüklerimiz dile getirdiler, hele helebüyük dâhi Atatürk dış Türklerle ilgilenmeyi bizevasiyet ettiği halde; Kerkük, Musul, Suriye, İran,Kafkasya, Batı Trakya, Bulgaristan Türkleri başımızıağrıtmasınlar diye unutturulmaya çalışıldı. Ama işteunutulmuyor! Onlar anavatan Türkiye’ye bakarken,gözlerinizi yumup kulaklarınızı tıkayamazsınız!Bunu Türk Devleti’nin yapmaya hakkı yok. Türkmilliyetçileri her zaman uyardı; Suriye, Irak, İran,Bulgaristan ve Kıbrıs’ın karışacağını, fakat devletiyönetenler bunları duymazlıktan geldi.Bir avuç Ahıska Türkü’ne yardım elini uzatamayanTürkiye Cumhuriyeti, Afrika’nın bilmediğimizköşelerine kadar gidip, oralardaki zavallılarla ilgilenebiliyor.Güneyimizden kaçarak sınırlarımızakadar dayanan onbinlerce Kürt doyurulup, bunlarınbir kısmı bir süre sonra bölücülerle işbirliği yapıpTürkiye’ye karşı silah sıkarken, siz Ahıska Türklerinekayıtsız kalamazsınız! Bu insanları yoksayıp, Amerika’nın veyahut da Rusya’nın elinebırakamazsınız! Elin Amerikalısı binlerce AhıskaTürkü’nü alıp, kendi vatanına götürürken, bir şekildekapımıza kadar dayanmış, bu insanlara evde yokuznumarası çekemezsiniz.Eğer onları bulundukları yerde mutlu edemiyorsanızen kısa sürede Türkiye’ye getirip, ülkemizin bilhassadoğu ve güney-doğusundaki sınır bölgelerineyerleştirip, kendilerine hayvan ve ekip-biçecekleritoprak verilmek suretiyle geçimleri sağlanmalıdır.İnanın bu insanlar Türkiye’nin sırtına da yük olmazlar.Kendi ekmeklerini taştan çıkarırlar. Birilerininyaptığı gibi, biz düzinelerce çocuk doğurtalım, devletbaksın demezler. Üretime ve devletin müdafaasınakatkıda bulunurlar. Herhalde ne demek istediğimizanlaşılmıştır.Dolayısıyla Türkiye’nin Kürt meselesi diyebir problemi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’ndeçalıştıktan sonra herkesin bir eli yağda, öbür elibaldadır. Ondan ötesi laf-ı güzaf. Yani Türkiye’deikinci plana atılmak istenen, ötelenen bir Türk meselesivardır. Türklerin bir Ahıska, Suriye, İran, Karaçay-Balkar, Kırım, Batı Trakya, Sancak, Bosna, Üsküp,Kıbrıs, Doğu Türkistan meselesi vardır. Bir de bunlarabakmamızın, halletmemizin zamanı gelmedi mi?41
FİKİR SANAT VE EDEBİYATTA TÖREResim: Mehmet BAŞBUĞÖPSEM ELİNİ•Mevlüt Uluğtekin YILMAZGönüller ummanı yollar kavşağıBir menzile yetsem, öpsem elini.Kırk verenli Hünkâr Bektaş başağıSaltuk Ağam desem, öpsem elini.Sema’da kaybolup Ney’de dirilsemKudüm’ün bağrında ufka gerilsemÇul olsam da huzuruna serilsemHak Mevlânam desem, öpsem elini.Canlar aşk sacında çifte kavrulurKavrulur da ak yellerle savrulurBir gün gelir yüce divan kurulurCan Yesevim desem, öpsem elini.Çubuk ovasında ocaklar tüterSevginin hasâdı cümleye yeterGönül bayram eder çileler biterBayram Velim desem, öpsem elini.Bir soluk uğrasam Türkmen yurdunaSelâm versem kuşlarına kurdunaSarıköy yolunda düşsem ardınaYunus Emrem desem, öpsem elini...42