13.07.2015 Views

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Stefano E. D'AnnaAğzından çıkan her sözü yazdığımdan, beni uzun bir bakışla inceleyerekeırfin olduktan sonra, tenimde hançerlenmiş gibi hissetmeme yol açan ocümleyi söyledi: "Yiyecek ölümdür." Ve tıpkı daha önce olduğu gibi, yineişittiğim bu sözler karşısında buz kestiğim sırada, O konuşmasını sürdürdü."Bedenin, yiyeceklerin sana şantaj yaptığının göstergesi.. Erkenyaşlanman, senin azla yetinmekten uzak olduğunu, aklını kullanmadığını vesevgi yoksunluğunu ortaya koyuyor." Bu sözleri söylerken, bir yandan dabakışları beni delip geçiyordu.Benim şaşkınlıktan dehşete kapılan, gülünç derecede acıklı görüntümkarşısında aniden kahkahalarla gülmeye başladı.Alaycı bir ifadeyle, "İnsanoğlu, ölüme sadık olduğu kadar yiyeceğe desadakatle bağlıdır," dedi. Ardından beni ikna olmaya zorlarcasına, "Bu boşinanışları terk et!" dedi.İnsanların, bırakın ölümü, yiyeceklerden boş inanç diye bahsettiğini dahaönce hiç duymamıştım. Lupelius'un elyazmasmda bununla ilgili insanlarınkendi kendisinin cahili olması, olumsuz duygulan ve yiyeceklerin ölüme yolaçan belli başlı unsurlar arasmda olduğunu okumuştum, ama bunu okumaklaDreamer gibi birisinden duymak aynı şey değildi. O'nu sadece dinlemek bileinsanlığın daima inanmış olduğu her şeye meydan okuma ve en sarsılmazinançlara bir saldırı idi. Sanki derin bir uçuruma düşüverecekmişim gibigözlerim karardı. Dahil olduğumu düşündüğüm ne kadar insan topluluğuvarsa, her birinin kapısını açacak anahtarları yitirmekteydim. Sürüdendışlanmış, doğal ortamının dışına fırlatılmış bir varlığın avutulmazümitsizliğine kapıldım. Dreamer ise hâlâ, beni içine düşürdüğü kanşık halimleeğlenir gibiydi. Şüphesiz ki, bunu iyi bir işaret ve ne olursa olsun, yararsız'normal'liğimden çok daha verimli ve gelişmiş bir durum olarak sayıyordu. Birsüre sonra yüz ifadesi daha ciddileşti.Sözlerini tekrarlayarak, "Günde bir kez ye ve azla yetinen biri ol," dedi.Bu isteği öylesine anlamsız, hatta doğanın düzenine öyle ters görünüyorduki, kötü bir cinin veya bizzat şeytanın karşısında olup olmadığımdanşüphelenmeye başladım. Babam Giuseppe, savaş yıllarında uzun süre gündeyalnızca bir kez yemek yediğini bana birçok kez anlatmıştı, ama o günlerdenhep farklı bir dönem olarak söz ederdi. Çoğunun kökenleri geçmiş kültürleredayanan farklı geleneklerde, bir ritüel, bir tür inzivaya çekilme veya dinselbir uygulama içinde oruç tutma dönemleri olduğunu duymuştum,biliyordum. Çağdaş iş ortamının gereklerine ve ritmine kapılmış çalışan birkişinin, böyle bir disiplini uygulayabileceğini asla düşünmemiş, aklımdan134

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!