13.07.2015 Views

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Stefano E. D'AnnaBaşlangıçta, Dreamer'a bununla ilgili bir şey söylemeye cesaretedemedim. Bu duygunun, verilen görev için yetersiz olma korkusundan mıyoksa, insani bir bakış açısıyla, karşılaşmada kimin yenileceğinibilememekten mi kaynaklandığını hala kestiremiyordum.Bunlar, eski bir hana doğru yürürken bana eşlik eden düşüncelerdi.İçerinin atmosferi, buranın Shelley, Keats ve Byron gibi ünlü sanatçıların veşairlerin uğrak yeri olduğu dönemden beri fazla değişmemiş olmalıydı.Erken gelmiştim. Dreamer henüz ortalarda görünmüyordu. Etrafa bir gözgezdirerek, O'nun stratejik olarak hangi yeri seçeceğini bulmaya çalıştım.Nihayet, en sakin köşedeki bir masada karar kıldım. Duvarda, efsanevi birhaydutun yakalanışında gösterilen kahramanlığın anısına nişan olarakverilmiş çok eski ayaklı bir silah asılıydı.Hala, rekabet ve yenilgi kuruntularımın içine saplanıp kalmıştım.Dreamer beni hazırlıksız yakaladı ve daha bir şey bile yapmaya fırsatımolmadan, tıpkı farkında olmadıkları bir anda amirleri tarafından yakalanançalışanlar gibi utanç içine hapsolduğumu hissettim. Dreamer'ın görünmesibile, doğru tutumu 'anımsamama' yetiyordu. O masaya yaklaşmadan, bendaha saygın bir havaya bürünmeye ve Varlığımın dağınık parçalarınıtoparlamaya çalıştım. Ancak henüz kapının girişinde, bana başıyla yaptığınazik bir işaretle kendisini izlememi söyledi. Bizim için seçmiş olduğummasadan kalktım ve O'nun peşinden birinci kata çıktım. Buradaki kalabalıksalon, müşterilerin gürültüsü, bira kokusu ve havasının ağırlığıyla benirahatsız etmişti. Bana göre zemin kattaki masa, aklımdaki özel görüşme içinçok daha uygundu, ama Dreamer, salonun tam ortasında, sohbetlerin enyoğun uğultuya dönüştüğü masaya yönelerek otarmam için beni davet etti.Beni gördüğü andaki durumumun gözünden kaçmadığını, sırasıgelmişken vurgulayarak, kibar ancak neredeyse alaycı bir tonla beni uyardı.Bu ılımlı yaklaşımından, tedbiri elden bırakmayarak yararlanmayıdüşündüm. Dreamer'ın ruh halinin çok çabuk değiştiğini biliyordum,özellikle öfkesinin ne korkunç boyutlara ulaşabileceğini şimdiye dek birçokkez yaşayarak öğrenmiştim. Bir sözcük, bir vurgu ya da olağandışı en küçükbir hareket, onun öfke saçmasına yetiyordu. O'na, 'oyunla' ilgili zihnimimeşgul eden ve kendi ruhsal durumumu özetleyen bir soru sormakistiyordum. Oyunda kaybedenlere ne oluyor? Dreamer'a fiziksel olarakyakın duruşum sayesinde her şey kendiliğinden netlik kazandı. Aslındasormak istediğim şeyin, kaybedenlere ne olduğu değil, ilk karşılaşmalardayenilirsem başıma nelerin geleceği olduğunu fark ettim.398

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!