13.07.2015 Views

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tanrılar <strong>Oku</strong>luBugünden gelecekteki afetleri kendisinden uzaklaştırma çabası, kişininonları kaderinden silme arzusu, tarih boyunca tüm uygarlıklarda kurbankesme ve kendi kendine bilerek eziyetler çektirmesi aracılığıyla, kefaretiniönceden ödeyip günahtan kurtulma eylemlerine eşlik etti.Yapılan fedakarlıkları düşünmeye başladım; pişmanlık duyanlarıntövbeleri, şehitlere adanan kutsal yapıları ve kiliseleri... kendilerinikırbaçlayanları ve çula sarmanları düşündüm. Yine bu yeni bilgeliğinışığında, kabile ayinlerine ve eskiden binlerce yıl boyunca, görünen ya dagörünmeyen tanrılara sunulmak üzere insanların ve hayvanların kurbanedilmelerini yeniden düşündüm. Törensel ayinler ile uygulanan yöntemseçimlerinin arasındaki apaçık görülen farklılıkların arkasında unutulmuş birbilgeliği ne denli azımsadığımı fark ettim. Ve yine ortada görünen buolguların arkasında, özgün bilgeliğin uzaktan yankılanışını, başımıza gelenher şeyin asıl nedeninin içimizde olduğu bilincinin kırıntılarını algılamakhâlâ mümkündü. Dreamer'ın anlattığına göre, bunlar kendisini, içindebağışlamanın başka bir yolunu bilmeyen bir insanlığın, algıladığı biçimiylebelli belirsiz hatırladıklarıydı.Dreamer'a göre ön ödeme, kişinin kendi değişimidir. Dolayısıyla bu, birinsandaki dikkat etme, kendini bilme, olumsuz duyguları dönüştürme,içerdeki fazlalıklardan kurtulma gibi en üstün işlevlerin senteziydi.Bu bilgi, insanlığın düşük seviyelerinde çürümektedir ve önceden ödeme,kişinin içindeki çalışmadan, kendini cezalandırmaya dönüşüyordu.Çocukken izlediğim dini geçitleri, Meryem'in veya bir başka azizinheykelini taşıyanların, onun ağırlığı altında kan ter içinde kalmalarınıanımsadım. Onları fal taşı gibi açılmış çocuk gözlerimle izlerdim. Yeni birşehir merkezine girerlerken, taşıyıcı kalasların ezici ağırlığından kendilerinibir parça da olsa koruyabilmek için yaralı omuzlarındaki kumaş parçalarınıdüzeltirlerdi. Dar sokaklarda ve çevre semtlerde, yolların iki tarafındansıkıştıran, diz çökerek haç çıkartan insan kalabalığını iterek kendilerine yolaçar ve öyle ilerlerlerdi. Taşıyıcıların harcadıkları çabadan morarmışsuratlarım, azizlerin göğe çevrilmiş yüzlerini ve yaldızla parlatılıp enselerinetutturulmuş pirinçten sallanan haleleriyle azizlerin gözlerini yenidengörüyorum. Heyecanlı kalabalıktan beni korumak için Giuseppona,üzerimde heybetle dikilirdi. Bir keresinde bana, "Onlar cennete gidiyorlar"demişti. Bu korkunç suratlı iyilik timsali kişilerin yaşadıkları yere hiçbirzaman gitmek istemeyeceğime dair kendi kendime ant içmiştim.319

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!