13.07.2015 Views

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

TANRILAR OKULU - E-Kitap İndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tanrılar <strong>Oku</strong>lugeldiğinde Dreanıer'ı ne şekilde tasvir edeceğime dair hiçbir fikrimolmadığını fark ettim. Ne görünümünü ne de yaşını tahmin edebilijdim. Budüşünceyi bir an önce kafamdan attım.Lupelius, kendisini köle, serseri, politikacı, banker ya da zengin birtüccar gibi çeşitli kılıklara sokarak, bu rolleri stratejik olarak kullanmayıamaçlardı. İster bir kralın tacı, isterse bir rahip elbisesi olsun, Lupeliusbunları öğrencileri ile birlikte üzerine geçirir, onlara nasıl belli biıt kimliğebürüneceklerini öğretirdi. Bu şekilde, o şahsiyeti keşfedip, gizli ki lmiş herköşesini, her sırrını öğrenir fakat hiçbir zaman 'oyun'u unutmaz, rolünmahkumiyetine teslim olmazlardı.Pencereden, sokağı ve Hampstead Heath'in yeşilini görebileceğim biryere oturdum. Ne kadar bekleyeceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Bir an içingünün yoğun duygusallığını sakinleştirmek için gözlerimi kapattım vekendimi <strong>Oku</strong>l'un Büyük Salonunda buldum. Dreamer, savaşçı rahiplerineşliğinde salona giriyordu. Keşiş elbisesi ve şövalye gömleği arasındabirşeye benzeyen bir kaftan giymiş, uzun saçları geniş bir şapkanın içinesaklanmıştı. Lupelius'un suretinin ortaya çıkarak O'nun içinde çözüldüğünügördüm. Tanrılar <strong>Oku</strong>lu, bin yıllık bir uzaklığın ötesinden, zamandanbağımsız arayışının kanıtı olan, ölümsüz ilkelerinin asasını uzatmıştı.,.Sanki sadece birkaç dakika geçmiş gibiydi ancak pencereden dışarıyabaktığımda havanın kararmış olduğunu gördüm. İnce uzun, kızıl saçlı birgarson, ayaklarını engebeli döşeme tahtası üzerinde ağır ağır sürüyerekodanın öbür ucundan yaklaştı: bir beyefendi gelmişti ve aşağıda benibekliyordu.O'nu odanın en uzak köşesinde otururken gördüm; kısa ceketi hafif veyumuşak bir malzemeden yapılmış kusursuz kesimiyle hala üzerindeydi.Tereddütlü duygular içinde, kısa adımlarla O'na doğru yürüdüm. Seçmişolduğu masa, bara en uzak mesafedeydi, üzerinde bir zafer hatırası olan,18.yy Kenwood ayaklanmasından kalma harquebuses silahlarınınçaprazlamasına yerleştirildiği bir vitrin bulunuyordu. Onu görmeyi o kadarçok istememe rağmen şimdi, eskiden de birçok kez yaşadığım gibi, O'nugörüyor olmanın sevinci ile ihmalkarlığımı ve tüm sınırlarımı olduğu gibiifşa eden o acımasız ayna ile yüzleşecek olmanın korkusu arasındabölünmüştüm. Görüşmemiz, herhangi bir kelime veya giriş cümlesine gerekkalmadan başladı; sessizlik devam ettikçe, bütün mesafenin azaldığını,zamanın ortadan kaybolana dek uzaklaştığını hissediyordum.Şimdi, O'nun yanında otururken, Güney Amerika'da, Casa delPensamiento'daki buluşmamız, tek bir göz kırpması kadar kısa bir süre öncegerçekleşmiş gibi geliyordu.453

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!