You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
düşünüyor, Stoyanofun bütün bunları kendisine mi, yoksa Andreas'a<br />
mı anlattığını bilemiyordu. Aydınlanmaya başladığından<br />
bütün gece boyunca ikisinin arasında oturmuş olan Andreas'ı daha<br />
yeni farkediyordu. Stoyanof sesinin tonunu değiştirerek konuşmayı<br />
sürdürdü: "Sofya'daki kiliseleri havaya uçtuğundan beri<br />
peşimizi bırakmıyorlar. Bu kadar kan döküldükten sonra artık<br />
ne önemi var diye düşünebilir insan. Daha çok Dudof var. Ama<br />
dökülen kan Dudof un kanı da olabilir!"<br />
"Konuşmasını bitirdiğinde tribünlerin önünden büyük fabrikaların<br />
silahlı işçileri geçmeye başladılar. Seksen bir kişi tam.<br />
Hepsinin fişeklikleri silahlan vardı. Birbiri arkasından işçiler<br />
tribünün önünden geçtiler. Uçaklar koca bir bulut gibi geçtiler<br />
gökten. Başka bir tribünde de bütün ülkelerden gelmiş delegeler<br />
vardı ve konuşmacılardan birisi ilk işçi köylü devletini övücü<br />
sözler söyledi mi ellerini havaya kaldırmak zorunda hissediyorlardı<br />
hepsi kendilerini."<br />
Nikolof sözü burada kesti. Koğuşlan birbirinden ayıran taş<br />
döşeli koridorda devriyenin ayak sesleri duyuldu. Bu saatte konuşmak<br />
yasaktı. Ayak sesleri kapıya yaklaştı sonra gene iki koridorun<br />
kesiştiği nöbet değiştirilen yere doğru uzaklaştı. Nöbetçilerden<br />
biri yuvarlanan bir bilye gibi koridordan aşağı gürültüyle<br />
koştu. Kışlanın avlusunda alarm zilinin iki kısa bir uzun sesi duyuldu.<br />
Nikolof upuzun yere uzanmış yıllar boyu duyduğu bu sesleri<br />
ilk kez büyük bir dikkatle dinliyordu. Her şey bittikten sonra<br />
-gece tamamlanmıştı sanki- Nikolof anlatmaya devam etti.<br />
"Lenin'in mezan önünde gece gündüz uzun bir kuyruk var, hiç<br />
azalmayan bir kuyruk. Ben de çok durdum o kuyrukta...<br />
Orada iyi ürün alacaklar bu işten..."<br />
"Devam et anlatmaya." Sağlı sollu üçer üçer, üstlü altlı yatıyorlardı.<br />
Karşısında yatan adam yüzünü ona çevirdi. Nikolof bu<br />
yüzü tanıyamadı, göz gözü görmüyordu içerde. Gene de parlak<br />
kıvılcımların bu gözlere nereden geldiğini merak etti. "Bizim partideki<br />
ayrılıklar sona ermiş. Hepsini çağırmışlar toplantıya. Nihayet<br />
birleşebildiler, koşullar da şöyle..."<br />
Dudof gözlerinin yandığını hissediyordu. Yeni tanıştığı yol
Change language