You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Yedinci Kısım<br />
I<br />
Bato'nun acemice tramvaya binişini seyrettikten sonra Böhm<br />
aynı caddeyi gerisin geriye yürümeye başladı. Sonra durup, gene<br />
geriye, durağa doğru yürüdü. Birden bu geceyi aynı caddede<br />
değil, biraz önce Bato'yla konuştuğu dilde sohbet ederek geçirmeyi<br />
istemişti, özellikle de eğer bu kentteyse Faludi'yi görmek istiyordu.<br />
Hemen kentin batısına, Kleiststrasse'ye giden araca bindi.<br />
Kendisine verilen oda numarasını aradı, Radau'nun sesi<br />
dışardan duyuluyordu. Sevinç çığlıklarıyla karşılandı odada.<br />
Sarhoş gibi olmuştu. Aşağı yukarı tanıdığı, yıllar önce bir yerlerde<br />
karşılaşmış olduğu bir sürü yüz vardı çevresinde. Hiç<br />
değişmemiş soğuk ifadesi ile Margit, Mişka ve kocası, gene küçük<br />
ve dağınık haliyle, biraz daha ufalmış görünüyordu, demek hala<br />
yaşıyordu, yıllarca hiç akima getirmemişti onu. Hajnal ona gene<br />
kızgın bakıyordu, yıllar öncesi olduğu gibi, (benimle ne alıp veremediği<br />
var acaba; yanılmıyorsam şimdi altı yıl kadar oluyor kavga<br />
etmiştik onunla bir keresinde; ama doğru dürüst anımsamıyorum<br />
bile olanları). Agnes gene ayağa kalkmaya üşenecek kadar<br />
tembel, uzandığı kanapenin üstünden eliyle selam veriyor,<br />
gülümsüyordu; eskisi gibi güzeldi gene. Hepsi biraz ezilmiş gibiydiler,<br />
kimisi biraz daha şişmanlamışlar da şimdi birdenbire ortaya<br />
çıkmış gibiydiler. Bileğini hiç bırakmayan ve iki yanağından<br />
öpen bir adam ona korkunç tanıdık geliyordu -şişmanca sağlam<br />
yapılı, geniş yüzlü bir adam. Böhm bunun Faludi olduğunu anım