Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
"Hey, kızıllar, bu giysilerle...!"<br />
"Çıplak gidemeyiz ya."<br />
Kadın çok konuşmadan onları eve aldı, köylü giysileri verdi.<br />
Sonra yerkabuğunun altın gibi sarı ikinci kıvrımını geçtiler. Hızlı<br />
adımlarla yürüyorlardı, kente iyice yaklaşmışlardı artık. İki yandan<br />
silah sesleri duydular. Belki de bu sesler hep vardı da şimdi<br />
duyuyorlardı. Bir akçaağacın altında durup soluklandılar. Ağaç<br />
sık ve yeşildi, sonbaharın hiçbir izi görünmüyordu henüz; dallardan<br />
birinde, dünyanın en hafif şeyi, uzun ve beyaz bir şey asılı duruyordu.<br />
Bunu hiç unutmayacağım diye düşündü Böhm. Bugün<br />
de ölsem, yıllarca sonrada ölsem bunu hiç unutmayacağım. Bunun<br />
ne anlama geldiğini kendisi de bilmiyordu.<br />
Faludi, iki yıl önce devrim sırasında Rusya'da savaş esiri olmuştu.<br />
Peter Böhm daha geçen martta çocuğun biriydi. Bu küçük<br />
öğrenciyi ilk düşünce önce dersaneden sokağa, oradan da cepheye<br />
atmıştı. Faludi'nin sevgisini kazanmış, onun yanında<br />
kalmıştı. Fırtınayı hep sırtında duymuştu Böhm. Oysa şimdi<br />
artık sırtında bir fırtına değil korkunç denecek boşlukta bir hava<br />
vardı. Faludi, "Şimdi artık ayrılmamız gerek. Tek başımıza daha<br />
kolay varırız", dedi. Önce gülümseyerek baktı, sonra çabucak iki<br />
yanağından öptü.<br />
III<br />
Ertesi gün öğle üzeri -altın gibi sanki geç kalmış bir yaz<br />
gününün sıcak öğle vakti- Böhm Budapeşte'de Elisabeth meydanında<br />
dolaşıyordu. İki gün önce sağ salim kente girebilmişti.<br />
Çevrede tanınacağından çekindiği için kendi evine gitmeye cesaret<br />
edememiş, eski arkadaşı öğrenci Kelen'e gitmişti. O zamana<br />
kadar sakin, kendi halinde bir burjuva olan Kelen’in ev sahibi,<br />
ikisini de, odayı derhal terketmemeleri halinde ihbar etmekle<br />
tehdit etmişti. Daha sonra Metropol kahvesinde buluşup kentten<br />
ayrılmayı kararlaştırarak vedalaşmışlardı. Böhm tanıdıklarına<br />
uğradı, önce buyur ettiler. Sonra gece yarısı içlerine korku düştü<br />
"küçük çocukların hatırı" için kendiliğinden evden ayrılmasını