Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
şimdi diye düşündü. Niye kalkıp da benimle birlikte bir odada<br />
otursun sanki?<br />
Sonunda Bato evinin merdivenlerini tek başına çıktı. Kapının<br />
önünde duraladı, her akşam kapının tokmağını tereddütle çevirirdi.<br />
İçeriye mi girmeliydi, yoksa buradan çekip gitmeli miydi?<br />
İçeri girdi. Marie her zamanki gibi aynı yerde oturmuş dikiş dikiyordu.<br />
Andris ayağa kalkmış babasına bakıyordu. Uzun bir yolculukta<br />
daracık bir yerde kalmak zorunda olduğu bir çevreyi insan<br />
nasıl incelerse öyle soğuk ve nezaketle çevresine baktı. Marie<br />
hemen dışarı çıktı, bir tabak dolusu sıcak yemek getirdi. Odayı<br />
acılı bir koku sardı. Bato iştahla yemeğe koyuldu, o anda yemek<br />
yemek yapılabilecek en iyi şeymiş gibi geldi ona. Marie boş tabağı<br />
gene dışan götürdü. Bato lambanın altına oturdu. Marie de geri<br />
gelip dikişine başladı. Lambanın ışığının yere vuran çemberi<br />
karısı ve kendisi için çok dar görünüyordu. Marie kendiliğinden<br />
çemberin dışına çıktı. Sonra bir şeyler sordu, gelecek cevaptan<br />
korktuğu seziliyordu: "Afedersin ama sana bir şey sormak istiyorum,<br />
belki de söylemek istemiyorsundur. Söylesene kötü bir şey<br />
mi oldu?"<br />
Bato önce hiçbir şey söylemedi, sonra sükûnetle, biraz önce<br />
Böhm'e cevap verdiği gibi cevapladı: "Özel bir şey olduğu yok,<br />
çalışamıyorum, ızdırap veriyor bana bu."<br />
Marie daha büyük bir felaket haberi beklermiş gibi rahatladı:<br />
"Ne yapmayı düşünüyorsun?"<br />
"Bilmiyorum, belki de Rusya'ya giderim." -"Hemen mi, bizimle<br />
mi?" dedi Marie. Bato cevap verdi: "Sen gelmek zorunda değilsin<br />
Marie. Çocuklarla beraber ailenin yanına gitmeyi istemez misin?"<br />
Marie'nin yüzü bembeyaz oldu, Bato'ya öyle geldi ki, Marie'nin<br />
gerçek yüzünü şimdi bu beyaz fonda ilk kez görüyordu<br />
sanki. "Bizi pek sevmediğini biliyorum" dedi, "Ama çocuklarını<br />
hiç sevmediğini bilmiyordum. Hiçbir zaman, sen gitsen de gitmesen<br />
de, oğullarınla birlikte o ülkeye bir daha geri dönmeyeceğim."<br />
Bato büyük bir darbe yemiş gibi oldu. "Sizleri sevmediğim doğru<br />
değil," dedi, "Ama sen de biliyorsun ki çok sevdiğim başka bir şey